- 252 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KAN VE GÖZYAŞI COĞRAFYASI
Îsrail’in ve emperyalist sömürgecilerin doymak bilmez vahşetleri üzerine kaleme alınmıştır.
...
Antik Anadolu ve Kadim Mezopotamya!!!
İnsanlık kadar derin ve karanlık medeniyetler ocağı.
Kabilin Habili katlettiği,ilk kardeş kanın yere düştüğü kirli coğrafya.O günden beri kargalar uçuşup kabir eşimekte, Kabillere yol göstermek için bu uğursuz topraklarda.İbrahimin atıldığı ateş sönmedi daha Urfada.Mazlumlar aynı ateşte yanmaya devam ediyor zamanın zalim Nemrudlarının harlayarak çoğalttığı bu yangında.Zulüm ve terör denen mancınıklardan atılan mazlumlarla besleniyor bu canavar alevler.Ve asrın Nemrutları,ocak başı keyfi yapar gibi ısınıyor bu ateşin etrafında.Üzerine bir tutam petrol katıyorlar sönmeye yüz tutunca,içine birazcık müslüman kanı katarak.Ve gözyaşlarımız yetmiyor söndürmeye gittikçe büyüyen bu yangını.Musa’nın Kızıldenizi ancak yeter ama o da Firavunla boğuşmaktan yorgun bu aralar.Çünkü mahkum onunda Mur–SİSİ!!!
Ve Suriye ve Şam!
Halep ve Kudüsten acı haberler gelir her akşam.Bin yıllık kin sönmedi hâlâ Sünniyle–Şii arasında.Peygamber doğduğunda sönen bin yıllık Mecusi ateşi ,bin yıldır parlıyor zalimin kalbinde.Gözlerinden çıkan nefret dolu ateşten belli korunun hâlâ sımsıcak olduğu.
Ve halen devam etmekte İshakla İsmailin çocukları arasında ki kadim akraba kavgası hem de kutsalların ardına sığınarak.
Ey benim mahzun coğrafyam!
Ne zaman bitecek mükedder hüznün.Ne zaman çocuklar bombalarla uyanmayacak sabahlara.Ve ne zaman bir baba çocuğunun kanlı değil terli alnını silecek gözlerinden öperek.
Düşürdüler bizi birbirimize.
Kürt,Türk,Arap diyerek.Oysa aynı Âdemin sülbünden düşen fakat ayrı dilleri konuşan çocuklarıydık.Havvanın rahminde yoğrulmuştu tüm ortak benliğimiz.Sevdalarımız,aşklarımız ve acılarımız hep aynıydı.Arapta Leyla ile Mecnun,Kürtte Mem û Zin,Türkte Aslı ile Keremdik.Kıydılar en güzel aşklarımıza.Şimdi hikayemiz onlarınkinden daha acı.Bizi Kabille Habil gibi yabancı kıldılar.Elimize silah verip içini ideoloji kurşunlarıyla doldurdular.Onlar her akşam rahat koltuklarında şaraplarını yudumlarken,aynı dinden olupta aynı mezhepten olmayanların ve aynı coğrafya da olupta aynı dinden olmayanların birbirini acımasızca katlettiği bir filmin fragmanını izlemekteler keyifle.
Figüranlarsa hep aynı:Kadın,çocuk ve mazlumlar.
Sahne hep aynı:Anadolu ve Ortadoğu.
Senaristler hep aynı:Amerika ve emperyalist batı.
Yetti artık.Kapansın bu perde ve dinsin artık akan kan ve gözyaşı.
Antik Anadolu ve Kadim Mezopotamya!!!
Kıyamet provasının yaşandığı zalim coğrafya.Kana susamış vampirlerin çocuk kanıyla beslendiği uğursuz diyarlar.Acaba kaç çocuk daha emperyalizm denen Tanrı’ya kutsal Ortadoğu mabedinde kurban olarak adanacak.
Sunaklar kanla doldu.
Ve kanın kırmızısı yavaş yavaş petrolün mavisine dönüşmekte sinsice.
Zalimin kabuk değiştirip kahraman rolüne soyunmasına ramak kala hemde.
Yakında satranç tahtasında hamleler bitip batı doğuyu şah–mat edince aynı ses duyulacak:
"GAME OVER".
Zinnur Aldaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.