12
Yorum
10
Beğeni
0,0
Puan
1148
Okunma
Her kim insanoğlunu yerleşik hayata geçmek hususunda yönlendirdiyse rahmet bulmasın. Avcı- toplayıcı dönemde kalaydık ya. Ateşi bulmuş!
Kesin kadındır bulan. Haspam. Erkeğin öyle alengirli işlere kafası basmaz. Bir ikindi üzeri mağaranın bahçesinde otururken, elindeki taşları birbirine öfkeyle sürtüp "Allah belacağızını versin Hamdi. Çoluk çocuk kök yiyor, sen kimbilir nerelerde sürtüyon" diye söylenirken bir de baktı taştan kıvılcım çıktı. Taş ısınınca bunun parmağı yandı. O da ne! Pişmiş et kokusu. Hemen parmağı ağzına soktu. Baktı tadı güzel. Dedi "ben bundan kelli çiğ et yemem". Bir daha sürttü taşları. Çalı çırpıyı tutuşturdu. Ateş kırsala doğru yayıldı. Börtü böcek yılan çiyan ne varsa pisti çıktı. Bunlar da oğul uşak pişen hayvanatı toplayıp yediler. Böylece tarihte ilk kez kebap icat edildi.
Akşama Hamdi geldi. Hatun heyecanla "Herif herif! Ateşi buldum" dedi. Buldun da çok büyük bi iş başardın. Ocağı sağa sola taşımaya üşenen hatun "Yakana kadar anam ağladı. Şurdan şuraya gidersem şerefsizim." Dedi. Kimbilir adamcağızı daha ne ile tehdit etti. Yerleşiş o yerleşiş. Sonra Hamdi toprağı işlemeyi keşfetti. Nasıl. Günün birinde çok yağmur yağdı. Ateş söndü. Taşlar ıslak olunca kadın yenisini yakamadı. Çağırdı büyük oğlanı. Dedi "git kahveye, babangile söyle tüp bitti. Ne yapar bilmem. Akşama yemek bulmadan eve gelmesin." Hamdi haberi alınca elindeki iskambili masaya atıp, kendini kırlara vurdu. Bir dere kıyında otururken, can sıkıntısından çubukla toprağı eşelemeye başladı. Zaten uzun zamandır karısından boşanmayı düşünüyordu. Dedi "Yetti gayri. Ulan evlenmek nedir? Bi kere erkek doğasına aykırı. Bakıyorum dünyaya mutlu olanların hepsi bekar erkekler ve evli kadınlar. Faydasal olarak baktığında bile aptallığın ayna gibi parlıyor. Özgürlüğüm yarı yarıya azalırken, sorumluluğum iki katına çıktı. İnsanın kendi kendi kendine ettiğini, cümle cihan bir araya gelse yapamaz."
Böylece çıktı mı ortaya felsefe? İnsan o gün bugündür saçma sapan şeyleri beşyüz farklı açıdan düşünür durur da bir sonuca varamaz. Hamdi kara kara düşünürken, tohumun teki rüzgarla savrulup açtığı çukurun içine düştü. Adam tohumun üzerine elindeki çubukla toprak iteledi. Sonra sıkıldı. Çubuğu tohumun başına dikti gitti. Gel zaman git zaman tohum yeşerdi. Adam çubuğundan hatırladı orada neler olduğunu. Bitkiden bir tutam koparıp çiğnedi. Allah, kafa iki bin. Bu başladı karısıyla anasına seslenmeye. "Mari! Huu! Ana! Ses verin len!" Oldu mu bitkinin adı marihuana. Dedi ben bunu çoğaltırım. Topladığı tohumları sağa sola saçtı. Komşu kabileleri de çağırıp "Na şurdan şuraya kadar benim marihuana tarlam. Geçeni baltalarım" dedi ve böylece tarihin ilk uyuşturucu madde yetiştiriciliği yapılmış ve ilk sınır çizilmiş oldu. İşte Allah tam bu noktadan sonra belamızı verdi. Bundan sonra
çileler insanoğlunun yakasını hiç bırakmadı.
Neriman, Mari’nin eltisi. Bunun keçisi bağdan kurtulup Hamdinin marihuana tarlasına girdi. Hayvan iki saate keş. Tarla talan. Akşama Hamdi mağaraya gelince karısı başladı ajans yayınına. Böylece tarihin ilk haber bulteni de icat edilmiş oldu. "Hamdi" dedi. "Senin tarlaya kardeşingilin keçisi girmiş." Hamdi çıldırdı tabi. Koştu kardeşinin mağarasına. "Lan Hakkı. Nedir benim tarlanın hali" diye kükredi. Hakkı balkondan doğru "Vallah abey ben bişe görmemişem. İnşaatta vardiyadaydım." Sonra Hakkı hiddetle karısını çağırdı. "Ulan ne halt yiyordun da keçiyi kaçırdın. Ağşama kadar oturuyon zati." Diyerekten kadına bi Osmanlı tokadı nakşetti. Böylece tarihin ilk kadına şiddet vakası gerçekleşmiş oldu. Öfkesini bir türlü bastıramayam Hamdi ise misilleme yapıp Hakkının mısır tarlasını tarumar etti. Iki kardeş cilalı taşlarla birbirine girdi. Hakkı öldü, Hayri gazi. Bütün bunlar olurken Mari ateşin başında çay içiyordu. Kaynanası zavallı, köşeciğinde endişe içinde tespih çekip ağladı.
O gece, elti Neriman intikam yemini etti. Kocasından yediği tokatla bir gözü kör olmuştu. Kocasına kırgındı ama ölmesini de istemezdi. "Duraydım şurda" dedi. Açeydim gollarımı. Hakkı gitme diyeydim" böylece tarihin ilk repliği de söylenmiş oldu. O gece işte sıyırdı bu. Sonraki günler seneler tek gözüyle etmediği fesatlık kalmadı. Kim nerde bir fenalık duyduysa tek göz eltiden bildi. Kadının çocukları, anaları göçüp gidince onun kutsal intikamı etrafında örgütlendiler. Dul Kadının Çocukları, oldu mu sana illuminati. Dünyanın o gün bu gündür iki yakası bir araya gelmedi. Savaşlar uyuşturucu cinayetleri savaşları besleyecek silahlar, kimyasal deneyler vs. aldı yürüdü. Keşiflerin tamamı silah teknolojisini geliştirmek üzerine yapıldı. Böylece insanoğlu bugünkü buhran dönemine erişti hamd olsun.
Ne diyordum. Her kim insanoğlunu yerleşik hayata geçirdiyse rahmet bulmasın. Amin.