- 619 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Çocuk Parkı
Bir çocuk parkının, bir insanın hayatında ne kadar çok kıymetli olduğunu kim bilebilirdi ki?..
Ve o çocuk parkının Nil’ in hayatını bir anda değiştireceğini- de kimse tahmin edemezdi...
Nil 37 yaşında 2 çocuk annesidir. Eşinden boşanmış çalışan bir kadındır.
Kızları Seda ve Eda ikizler 15 yaşındalar.
Kızlarının isteklerine anneleri Nil yetişememekten şikayetçi.
Kızların babaları ise yeniden evlenmiş, hem de Nil’in en yakın arkadaşım dediği kadınla.
Tek celsede boşanmışlar bundan 11 yıl önce.
Gencecik yaşta Nil ne kadar da büyük yükler yüklemişti kendi omuzlarına.
Nil bir gelinlik firmasında çalışıyordur.
Gelinlik dikiyorlar fakat işini severek yapmıyordur .
Nil hep aşçı olmak istemiştir.
Mecbur olduğu için gidiyordu bu işe ,daha fazla ne kadar dayanabilir bilinmez.
Her sabah saat 6 da saatin alarmı zırıl, zırıl çalar ve Nil uyanır, yataktan kalkacak dermanı bile yoktur.
Fakat başka çaresi de yoktur, üzerinden sanki tır geçmiş gibi tüm vücudu sızlar.
Zorla da olsa bedenini kaldırır yataktan ,sabahları ne kadarda yorgundur, zordur uyanmak.
_____Yine sıradan bir gün Nil apar topar hazırlanıp evden çıkar.
İki tane de otobüs değiştirmek zorunda iş yerine gidebilmek için.
Otobüs durağında yine aynı kişileri görür her sabah.
Otobüste de hemen hemen aynıdır o insanlar.
Hepsinin suratı asık ve de uykulu.
Nihayetinde 1 saatten fazla süren yolculuktan sonra ancak varabildi çalıştığı iş yerine.
Az bir soluklandı ,bir kahve yaptı kendisine .
Çalışma arkadaşlarına günaydın merasimini bitirdikten sonra, kahvesini içti yalnız bir köşede.
Önceki çalıştığı yerlerde kahvede bulamazdı, buna da şükür dedi şükretti haline.
Nil okumamış, daha doğrusu ailesi onu okutmamış.
Nili daha henüz 10 yaşındayken vermişler konfeksiyon atölyesine.
Çocukluk onun için sadece konfeksiyon atölyesinden ibaret kalmış.
Çalıştığı atölyelerde öğrenmiş dikiş makinasında dikiş dikmesini.
Gençliği de hep bu atölyelerde geçmiş Nil’ in .
Hani belki evlenince rahat ederim demiş ama o da olmamış.
En azından elimde bir mesleğim var diye düşünüyor.
Ya olmasaydı ne yapardı, ya evlere temizliğe ya da, bağ bahçeye çalışmaya giderdi.
Başka ne yapabilirdi ki?
Bugün patronundan avans isteyecek, evini başka bir mahalleye taşımak zorundadır.
Emlakçıya para vermelidir inşallah patronu avans verir diye düşünceli başlar çalışmaya.
Nil’in yanına iş arkadaşı olan Emel ablası da gelir oda gariptir kendisi gibi.
Emel abla 56 yaşında torunları bile var.
Emel ablada çalışmak zorunda.
Emel ablanın kocası vefat etmiş evi kira, eşinden emekli maaşı falanda kalmamış.
Nil Emel ablasına bakıp ben demi böyle olacağım ileride acaba diye düşünüyor sürekli.
Emel ablası her şeye rağmen neşe dolu bir insan, hayattan kopmamış hiçbir zaman.
Emel abla- Günaydın Nil bugün nasılsın bakalım?
Nil- Şükür be ablam ne olsun aynı, değişen bir şey yok sen nasılsın?
Emel abla- Bel ağrılarım yine uyutmadılar bu günde sabahı ettim.
Ağrılarım daha da yoğunlaştı ,emlakçıyla gidecek miyiz ?
Bu evi kaçırma sakın yol masraflarından kurtulursun.
Havalarda soğumadan hemen tut bence bu evi.
Nil - Doğru söylüyorsun abla da bakalım patron avans verecek mi?
Emel abla- Evini taşıyacaksın sen, tatile mi çıkacaksın tabi verir.
Nil- Hiç umudum yok ya bakalım, inşallah verirde abla tutarım bu evi.
Patrondan avans istemekte ne kadarda zormuş böyle diye düşündü Nil.
Makinaların seslerinin arasında kayboldu gitti yine geçmişinin karanlık mazisine.
Nil’ in gençliğinde fabrikadan aldığı maaşının tamamını babası elinden döve ,döve alırdı.
Nil kendi parasının dilencisiydi babası tek, tek sayıp koyardı cebine ,üç kuruş harçlık bile vermezdi.
Nil’ in babası çok gaddar ve merhametsizdi öylede öldü gitti zaten.
Sadece boğaz tokluğuna yaşardı o evde bazen onu da bulamazdı.
Nil’ in yediği zeytin tanelerini bile sayarlardı, işkenceydi yaşadığı hayat anası da aynıydı.
Acaba ben üvey evlat mıyım diye de düşünürdü devamlı.
Mesai saati bitmiştir herkes giyiniyordur Emel abla Nil i yanına çağırır.
Emel abla- Ne yaptın ablacım alabildin mi avansını?
Nil- Evet abla aldım, haydi gidelim emlakçı bizi bekliyordur
Birlikte emlakçıya gittiler.
Emel ablada o mevkide oturuyordu.
Evi henüz görmemişlerdi ,önce eve bir bakalım dediler.
Emlakçı- İstediğiniz gibi, ev tam çocuk parkının karşısında.
Yeni bina değil ama oturulabilir bir ev.
Evin sahipleri yurt dışında yaşıyorlar.
Kirayı vaktinde ödediğiniz sürece sorun olmaz oturursunuz.
Emel abla da tanıdık beğenirseniz ev sizindir.
Birlikte eve bakıp emlak ofisine geri geldiler.
Emlakçıya komisyonu da verdi Nil kontrat da tamamdır.
Her şey şimdilik iyi gidiyor gibi evde iyi tamda Nil’in istediği gibi .
Çocuk parkının hemen karşısında.
Sıra taşınmaya geldi, ne kadar da zordu kiracı olmak .
Nil eve geldi evi toparladılar kızları da yardım ediyordu ikizler biraz mırıldandılar.
İkizlerden Seda- Anne neden taşınıyoruz bu evimizin nesi vardı ki?
Nil- Bunu daha kaç kez söyleyeceğim.
Bu ev hem sizin okulunuza hem de benim iş yerime çok uzak.
Yol masraflarından kurtulacağız kızlar.
Sabahları biraz daha fazladan uyuruz, hadi odanızı toparlayın.
Yarın sabah erkenden nakliyat firması gelecek.
Nakliyat firması sabah erkenden geldi evi taşımaya başladılar.
Nil ’ne günler yaşamıştık bu evde’ diye düşündü.
Hatıraları ile vedalaştı.
Son bir kez daha eve bakıp bindiler nakliyat firmasının aracına.
Yeni bir eve yeni bir yaşama hep beraber yola koyuldular.
Yeni evlerine anne ve kızları yavaş ,yavaş da olsa yerleşiyorlardır.
Nil balkona çıktı derin, derin nefes aldı çocuk parkında oyun oynayan çocuklara baktı.
Yine çocukluğuna gitti, geçmişine çocuk olamadığı oyun oynayamadığı o acı dolu günlerine.
Nil iş yerinden sadece iki gün izin alabilmiştir.
Yeni evlerinde ilk kahvaltılarını yaptılar, kızlar hazırlandı okula gidecekler.
Nil evdedir geri kalan işleri tamamlayacak.
İkizler- Görüşürüz anne fazla yorma kendini.
Nil- Tamam kızlar görüşürüz dikkat edin kendinize.
Yapılacak o kadar çok işi vardır ki Nil nereden başlayacağını bilemiyordu.
Fakat bu günlerde geçecekti.
Akşama yemek hazırlamalıydı kaç gündür doğru düzgün bir şeyler yemediler.
Nil biraz evi toparladıktan sonra giyindi , markete gitti.
Nil market dönüşü çocuk parkına geldi .
Bir bankın üzerine oturdu parktaki ağaçlar çok güzeldi.
Etrafını izledi Nil öylece dalgın ,dalgın bakınıyordu ki yanına bir yaşlı kadın geldi.
Yaşlı kadın- Burası müsait mi yavrum oturabilir miyim?
Nil- Tabi, tabi otur teyze gel buyur.
Yaşlı kadın- Ne güzeller çocuk olmak varmış değil mi?
Nil- Bilmem ki yeniden doğmak lazım .
Yaşlı kadın- Niye öyle söyledin ki yavrum sen?
Çocukken çocuk parkında hiç oyun oynamadın mı?
Nil’in nefesi kesildi sanki, birden bire gözlerinde biriktirdiği gözyaşları süzülüverdi.
Birinin ona dokunmasını bekler gibiymiş. Daha fazla da dayanamayan Nil ağlama ya başladı.
Yaşlı kadın- Ağla yavrum ağla açılırsın ağlamak temizliktir.
Nil- İçimin en derin yarasıdır çocuk olamamak.
Yaşlı kadın- Seni anlıyorum yavrum hem öyle bir yaradır ki bu yara hiçbir zaman kapanmaz.
Nil- Sen de mi benim gibi çocuk olamadın?
Yaşlı kadın- Senin hikayeni bilmiyorum anlatmadın ki yavrum.
Nil burnunu çeke çeke anlatmaya başladı, çantasından çıkardığı mendille sildi göz yaşlarını.
Nil- Ailem çok merhametsiz insanlardı, onlardan geriye kalan sadece acı ve keder.
Yaşlı kadın- Hım peki ya şimdi neler yapıyorsun?
Nil- İki tane kızım var Allah a emanettir, babalarıyla boşandık.
Dulum yani, işte tek başıma ne kadar yetebilirsem.
Çok şükür helal kazanıyorum yoruluyorum ama olsun ,çocuklarım için dayanmalıyım.
Yaşlı kadın- Ya babaları yardımcı olmuyor mu hiç sana ?
Nil- Kızların okul masraflarını kılık kıyafetlerini falan karşılıyor.
Kiracıyım bu durum benim belimi büküyor hayat pahalı.
Yaşlı kadın- Her ay o kira ödenecek tabi, ben de şu karşıda ki sarı binada 26 numaradayım.
Nil hiç tanımadığı birisine dertlerini anlatmış rahatlamıştı.
Nil- Ben kalkayım teyzem daha yemek falan pişireceğim, evde tonla da işim var yapılacak.
Yaşlı kadın- Yavrum sen yemek yapmasını sever misin?
Nil- Evet hem de çok severim ,hep aşçı olmak istemişimdir ama olamadım.
Görüşürüz teyzem seni tanıdığıma çok memnun oldum.
Yaşlı kadın- Kızım o zaman bugün sadece yemek yap ve dinlenin.
Bu dünyanın işin bitmez haydi git evine selametle.
O kadar çok iyi gelmişti ki yaşlı teyze ile konuşmak tüm telaşını unuttu Nil eve geldi yemek yaptı.
Nil- Kızlar yemeğimizi yiyelim dinlenelim hiç bir şey yapmayalım.
______Günler böylece geçti gitti ,yeni evlerine tamamen yerleştiler .
Nil her gün iş dönüşü çocuk parkına gitti, yaşlı teyze ile konuşup sohbet ettiler.
Esma teyze- Yarın seni biri ile tanıştırmak istiyorum.
Nil- Kimmiş ki o Esma teyzem.
Esma teyze- Yunus bey oğlum haftada bir gün bu parka mutlaka gelir.
Çok güzel bir Resturantı var.
Belki onun yanın da işe başlar sevdiğin işi yaparsın ha ne dersin olmaz mı?
Nil - Esma teyzem o işler için ustalık belgeleri falan lazım.
Esma teyze- Yunus bey oğlum o işleri halleder.
Nil- Hem bakalım beni işe alacak mı?
Esma teyze- Senden iyisini mi bulacak kızım.
Nil- Teyzem sen nereden tanıyorsun bu Yunus beyi?
Esma teyze- Seni nasıl tanıdıysam onu da öyle tanıdım.
Ertesi gün Nil koşa, koşa parka gider.
Fakat Esma teyzesi yoktur, bir adam gelir yanına .
Yunus bey- Merhaba siz Nil hanım olmalısınız ben Yunus.
Nil- Evet benim Esma teyzemi bekliyorum henüz gelmemiş.
Yunus bey- Şey biz konuştuk Esma annemle o gitti işleri varmış biraz.
Nil ile Yunus bey konuşurlar Yunus bey Nil‘e işe gelip başlamasını söyler
Nil şaşırır ne yapacağını bilemez.
Ertesi gün restorana gider, çok güzel bir yerdir ve Nil işi kabul eder.
Aradan zaman geçer Nil sevdiği işi yapıyordur iş yerinden de çok memnundur mutludur.
Maaşı da yüksek ve dolgundur.
Nil her gün iş dönüşü çocuk parkına uğrar .
Ama Esma teyzesini bir türlü göremez.
Nil işinde ilerlemiş baş aşçı olmuştur Nil’in aklında kalmıştır karşıdaki sarı bina 26 numaralı ev.
Nil sarı binaya 26 numaralı eve gider,
Kapıyı çalar kapıyı genç bir kadın açar.
Genç kadın- Buyurun kime bakmıştınız?
Nil- Merhaba ben Nil Esma teyzeme bakmıştım , günlerdir parka gelmiyor da .
Genç kadın- Ve sizde merak edip geldiniz değil mi ?
Buyurun içeriye girelim oturun şöyle.
Nil ürkek bir tavır ile içeriye girer oturur.
Nil- Esma teyzem hasta falan değil, değil mi?
Genç kadın duvarda asılı duran Esma teyzenin fotoğrafına bakıp anlatmaya başlar.
Genç kadın- Ben onun torunuyum büyük annem ceza evinde doğmuş.
Kader işte annesi ile birlikte ceza evinde yaşamak zorunda kalmış.
Yani hiç dışarıya çıkamamış.
Bu bölümü de hep anlatmayı bana bırakıyor.
Bu bina büyük annemden bize kalan mirasıdır.
Birde karşıdaki çocuk parkını bıraktı.
Nil- Nasıl yani anlamadım ?
Genç kadın- Sizde dikkat etmediniz değil mi ?.
Genelde hep böyle oluyor, çocuk parkının adı Esma teyze çocuk parkıdır.
Esma teyze ,yani benim büyük annem 18 yıl önce vefat etti.
Ama o hep orada o çocuk parkında.
Semra EROĞLU Şiirleri sevdiren kadın
YORUMLAR
Şiirleri sevdiren güzel hanımefendi. Varsa bir de yazınızı okuyayım dedim. Bir tane yazınız varmış. Baştan sona okudum. Benim ki de laf işte. Sondan başa okunmaz ki değil mi? Hikâyenin karakterleri iyi kalpli iyi niyetli insanlarmış. Çok var böyle çocukluğunu yaşayamadan küçük anne olan insanlar. Kocası da hayırsız çıkınca bir başına iki çocukla geçim derdine düşmüş. Acıdım haline. Ama aferin, ekmeğini taştan çıkarmış. Namusuyla çalışıp çocuklarına bakmış. Her zaman iyi niyetli insanlar çıkmıyor insanın karşısına. Hikâyedeki ana kahramanlar iyi insanlarmış. Final bölümünde çok şaşırdım doğrusu. 18 yıl önce teyzemiz vefat ettiğine göre o teyze kimdi peki? Ruhu muydu yoksa? Ya da Hızır mıydı? Tabi bunu düşünmek de okuyucuya kalsın. Final kısmı inandırıcı gelmedi bana. Yani bu benim düşüncem. Tabi başkaları ne düşünür bilemem.
Ben gerçi ruhların daima ölümsüz olduklarını kendi annemden ve babamdan biliyorum. Başım ne zaman sıkışsa en çok da babamı yanımda bulmuşumdur. Rüyalarıma çok girdi babam. Üzülme oğlum, sil gözyaşlarını demişti bana. Sakın kimse seni üzmesin. Üzülürsen beni de üzersin demişti. Yıllar önce 1986 yılında ben 17 yaşındayken vefat etmişti babam. Hem de uykusunda. Ben yatılı pansiyonda okuyordum. Hafta sonları geliyordum eve
Hafta içi okuldaydım. Babanhastalandı dediler, eve gittiğimde babamın cenazesiyle karşılaşmıştım. Çok genç yaştaydı babam öldüğünde. 43 yaşındaydı. Annemi de 2 yıl önce kaybettim.
Herkesin hayat hikâyesi farklıdır. Acılar ise herkeste ortaktır.
Saygın kaleminizden ötürü sizi kutlarım. Hikâyelere devam edin.
Sağlıcakla kalınız.
Semra Eroğlu
Evet bu hikayede yaşlı teyzenin ruhu ile konuşmuş Nil .
Hikayeyi okuyan bunu zaten anlar diye düşünüyorum.
Anne ve babanıza Allah rahmet eylesin.
Tekrar teşekkürler.
Sağlıcakla kalınız.