- 158 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
DEVECİ DEVELİ HAZIRIZ
Güz gelince nar, incir yeterdi. İncirin kakından leçer yapılırdı. Ekmeğin arasına reçeli sarıp sokum yapıp azzık alıp dağın başında acıkınca yemesi ne güzel olurdu. Evin önünde meke ekiliydi. O kadar yüksekti ki göğ görünmüyordu. Evin arkasında derenin içinde havuz vardı. Gışın sel olunca havuz yığıntı toprakla dolardı. Bir havuz da Bük’te vardı. Bu havuzda kurbağa çok olurdu. Akşam olunca vırak vırak sesinden durulmazdı. Havuzun içi otla kurbağa yosunlarıyla dolu olurdu. Bir de su yılanı vardı. Argın içinde koca bir su yılanı havuzun deliğine giderken süvenle sıkıştırıp öldürmüştüm. Havızın argına Gociyusuf’tan aldığımız damızlık düve düşüp ölmüştü. Evimizin etrafı ağıllıydı. Dölek sulaktı. Ama meke iyi olurdu. Davarın, sığırın zibilinden bir iki köstü getirip dökerdik. Çok zaman da havuzun suyu ile zibili tarlaya gönderirdik. Tam altmış şinik meke gazanırdık. Meke saçta gavrulup Hoter’in değirmenine eşeğin sırtında götürülürdü. Gaçamak öğütüllürdü. Ben gaçamağı çok severim. Yoğurtla da yenir, eşgiliyle de güzel olur. Köse Masıt köyün mıktarıydı. Hürücelerin akıl danesi oydu. Hasan Onbaşı’nın malı çoktu. Ancak dölet işlerinden pek anlamazdı. Ozaman mahkemeye Gozan’a giderlerdi. Mektep yoktu. Okuma yazma bilen de ya askerlikte öğrenirdi y da bir işe gittiğinde öğrenirdi. Köe Masıt’ın okuma yazması vardı. Gafası zehir gibiydi. Aklı şeytanlığa çok çalışırdı. Oğlunu okutmak için tarlayı cevizi hep satmıştı. Fındık’tan Gızıloluk’a göçüp gitmişti. Tespili gışlık yurttu. Tarla ortaklarının çoğunun damı vardı. Köse Masıt’ın, Paşa’nın, Gısaoğlan’ın,bizim ve Kenanlıların damı vardı. Dağ yakındı. Cillan yakındı. Mezdelerin başı bük gibi güveldek doluydu. Yazın yaprak askı gibi olurdu. Tespiler gılikten eğilirdi. Güzün soğuk düşmeden dökülür, davarlar toplar yerdi. Her çebicin guyruğu gıpgırmızıydı. Köy senesiydi.Gızıloluk düz bir yerdi. Çikiler de göçüp gitmişti. Tarlalar hep ortaklaşa ekilir biçilirdi. Gemle harman çıkarılır, savrulur ceç haline getirilirdi. Ata yüklenen öşürler Çokak bucağında teslim edilirdi.
Ağılınaltı’nı Çiki’nin uşakları ekmeye başladı.Hasan Onbaşı’nın Gara Dana’nın Dam Yeri’nin üstünde kepirde arı damı vardı. Damın içi bir saf arıyla doluydu. Bal bol olurdu. Teşt teşt bal sağılırdı. Bir defasında Fındık’ta döğüş çıktı. Dedemi Murat Memmet, Çiki Hasan ve bir kaç kişi dama sıkıştırıp vur gidi vur ediyordu. Dedem adeta öküz gibi böğürüyordu. Göğ Hacı on yaşında ya vardı ya yoktu. Gışla’daki dam evdeki zeytin acarını aldığı gibi fırladı. Tüfek çil gibi takıladı. Murat Memmet’in şalvarı saçmaçla talandı. Herkes gaçıştı. Akşama doğru cendermeler geldi. Dedemi alıp garagola götürdüler. Dedem hapise atıldı. Tam altı sene yatı. Mapis toprak damdı. Ziyarete gitiklerinde tarlanın ekildiğini öğrenince çok sevindi. Köse Masıt Çikileri deve etmişti. Gararın içine bizim evin olduğu bölgeyi de sardırdı. Hüdütün bir tarafı Gara Masıt Oluğu’nun gandak, bir tarafı Darağalının Armıt’tı. Diğer tarafı cebeldi. Ertesi gün oldu. Cendermeler gararın infazına geldiler. Babam imza atacak ve infaz gerçekleşecekti. Anam , babama sıkı sıkı tembih etti. Evin önündeki mekeden göğ görünmüyordu. Babam mekenin içine pıslandı. Mustuk nerde diye sordular. Anamla Köse Masıt cangamaya dutuştu. Biz yuvantı mıyız, biz nerden geldik, bizim yurdumuz nerde? ...Sesler yükseldi. Sizin yurdunuz Oluk’un orda dedi. Orda mıydı ağzına ... dedi.Cendermeler babamı bulamadı. Seni dava etmeye gazaya getti, deyince vaz geçip gittiler.Fallar karara itiraz etmiyordu. Anam , babama nasıl dilekçe yazdıracağını iyice anlattı. Faloğlan da para verdi. Sabah horoz öttü ötmedi uyandılar. Anam tandırı attı. İki çörek bişirdi. Babam birini yedi, birini de azzığına koydu. Anam sıkı sıkı tembihledi. Babam Dırıl’dan aşıp sabah erkenden Andırın’a geldi. Arzıhalciye durumu anlattı. Dilekçe yazıldı. İmza yerine parmak bastı. Hakimin kapısında beklemeye başladı. Katip dilekçeyi aldı.Hakimin yanına girdi. Hakim çok serti. Dilekçeyi gözünün ucuyla gözden geçirdi. Babam ürkek bir tavırla içeri girdi. Çok heyacanlandı. Derdini anlatı. O esna da Göğ Memmed de babasının yerine gelmişti. Hakim öğle arası verdi. Babamla Göğ Memmed Gışla Bahçası’nda oturup konuştular.Arzıhalcide sulkname yazdırdılar. Babam hakimin gapısını çaldı. İçeri girdi. Deveci develi hazırız hakimim dedi. Anlaşma sağlandı.Lokantada bir kebap söylenip yendi. Babam iki ekmek aldı. Eve geldi. Anama anlattı. Deveci develi sulk olmak istiyom dedi. Herkesin tarlası herkeste kaldı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.