- 279 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
EMPATİ YAPMAK
“Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.” (Mevlâna)
Değerli Dostlar; empati, günlük hayatta sıkça duyduğumuz kelimelerden biri. Bu duyguyu, kendimizi karşımızdakinin yerine koyup, olaylara onun gözünden bakmak ve ne hissettiğini anlamaya çalışmak olarak tanımlayabiliriz.
Kimileri çok iyi bir empatik dil kullandığını düşünürken, empati kurmayı gereksiz bulanların ve bunu beceremeyenlerin sayısı da hatırı sayılır derecede fazladır. Gene de bir gün herkesin yolu “Biraz empati kurmaya çalış!” diyen birileriyle kesişecektir. Kesişmeyen var mıdır acaba?
Empati, doğuştan gelen bir yetenek midir yoksa sonradan mı kazanılır? Tam olarak bilinmez. Ancak doğru bir şekilde oluştuğunda, dünyayı çok daha yaşanılır bir hale getirdiği tartışılmaz bir gerçek. Şöyle ki, bazen sevdiğiniz birinin problemlerle boğuşmakta olduğunu fark ederek ona yardım etmek isteyebilirsiniz. “Seni çok iyi anlıyorum.” ya da “Zamanla geçecek, göreceksin.” gibi cümlelerle onu rahatlatmaya da çalışabilirsiniz. Oysa bu tam olarak empati kurmak demek değildir. Önemli olan, aynı duyguları paylaşmaktan çok, aynı şeyleri hissedebilmektir çünkü. Bunu başarmak içinse ilk yıkılması gereken şey, bencillik duvarıdır. İnsanlar, egolarını bir tarafa bırakmadığı sürece, başkalarının duygularını asla tam olarak özümseyemez.
Adamın biri artık karısının eskisi kadar iyi duymadığından korkuyormuş ve karısının işitme cihazına ihtiyaç duyduğunu düşünüyormuş.
Bu durumu konuşmak için aile doktoruna danışmış; doktor adamın karısının ne kadar duyduğunu anlayabilmesi için basit bir yöntem önermiş. "Yapacağın şey şu, karından 40 adım ileride dur, normal bir konuşma tonuyla bir şeyler söyle; eğer duymazsa 30 adım ilerisinde aynı şeyi tekrarla, sonra 20 adım; cevap alana kadar aynı şeyi tekrarla"
O akşam karısı mutfakta akşam yemeğini hazırlarken adam işlemi uygulamaya koymuş. 40 adım uzaklıktan karısına normal bir konuşma tonuyla seslenmiş ´Hayatım bu akşam yemekte ne var?´ Cevap yok.
Mutfağa biraz yaklaşmış. Mesafeyi 30 adıma indirmiş ve soruyu tekrarlamış ´Hayatım bu akşam yemekte ne var?´ Yine cevap yok.
Mutfağa biraz daha yaklaşmış, mesafe 20 adım ve tekrar sormuş. ´Hayatım bu akşam yemekte ne var?´ Hala cevap yok.
Adam mutfağın kapısına gelmiş artık mesafe iyice azalmış ve soruyu tekrarlamış ´Hayatım bu akşam yemekte ne var?´
Yine cevap alamamış.
Bu sefer karısına iyice yaklaşmış ve aynı soruyu tekrar sormuş.
--´Hayatım bu akşam yemekte ne var?´
--´Hayatım beşinci kez söylüyorum, Tavuuuuuuk´
Herkes sorunu başkalarında ararsa, çözümü nasıl bulacağız...!!!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.