- 476 Okunma
- 5 Yorum
- 5 Beğeni
Beş Taş
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
İlkokul yıllarında en çok oynadığım oyunlardan biriydi beştaş.Oyun adından da anlaşıldığı gibi beş taşla oynanıyordu.En az iki kişilik ve tercihen yerde oturarak oynanan bu oyunun başlangıcında önce kimin seçileceğine karar verildikten sonra ilk oyuncu taşları avucuna alıp hemen başlıyordu.Oyunun nasıl oynandığını merak edenler ya büyüklerinden yahut kendi araştırmalarıyla çabucak ulaşabilir.Bu oyunun galibi hiç yanmadan oyunun tüm aşamalarını tamamlamak zorundaydı. Dünya hayatının oyun ve oyalanmadan ibaret olduğu gerçeği üzerinden hareketle bizlerde bu oyunun galibi olmalıyız. Bu hayat yolculuğunda bizi yolda tutacak yol taşlarına ihtiyacımız vardır elbette.Bu yazıda ele alacağım beş tane yol taşı yeterli midir? Cevap elbette evet. Çünkü insan bildiklerini uyguladıkça bilmediklerini öğrenmekle nasiplendiği için yeterlidir.
Kendimi bilmeye başladığım çocukluk yıllarımdan şu ana kadar kendözümü bulma yolunda bir hedef belirledim. Bu yazıya has olarak beş tane yol taşını hem kendime hatırlatmak hem de bu hayat yolculuğunda benzer yollardan geçen, geçecek olanlara hatırlatma ve inşallah rehberlik etme çabasına girmek niyetindeyim. Niyet hayır akıbet hayr olsun inşallah.
İsteyen bu yolda beraber yürür istemeyen yol arkadaşlığını burada bitiriverir.Bundan katiyen memnun olurum.Çünkü her yola herkesle çıkılmaz.Vefa gösterene de eyvallah.
Hemen hemen herkesin aşina olduğu bir sözün tesirinden hasıl oldu bu yazı.Kısaca kınadığımız bir durumun bir tutumun başımıza gelmesi meselesi.O halde ilk yol taşımızı bu hayat yoluna yerleştirmiş olduk.
Seneler içerisinde kaybettiğim beş dişim ve en son çekim sonrası yaşadığım sıkıntılar yüzünden çok sevdiğim çayı dahi ancak ılık içebilmem ve bisküvinin sertliğine bile tahammül edemeyip bisküviyi ancak çaya batırarak yiyebilmem vaktiyle bunu yapanlara müstehzi bir tavırla gülmem ve sonuçta aynı şeyin benim de başıma gelmesi.O halde ikinci taşı Muhibbi mahlasıyla Muhteşem Süleyman’a ait bu sözle zafer takı gibi yolumuza rehber olarak koyalım. “… olmaya ve devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.” Sağlık kıymetini çok az bildiğimiz bize bahşedilen en büyük nimetlerden biri.Diş sağlığı da başlı başına dikkat etmemiz ve en çok ihmal ettiğimiz sağlık sorunlarından maalesef.Bende diş sağlığına dikkat etmedim. Birinci taştan vaktiyle almadığım birer bir yana beni darma duman ettiği yetmez gibi bu ikinci darbe yerken içerken kırk kere düşünmeme neden oldu.
Bir zamanlar hemen hemen her yerde bir şeyler okumaya yazmaya çalışır. Vakit nakittir, özdeyişinin gereğini yapmak için gayret gösterirdim. Şimdilerde nadiren okuyor ve yazabiliyorum. Vaktimi iyi değerlendirmek bir yana günümü boş ve lüzumsuz bir sürü şeyle zayi ediyorum.Bu üçüncü taş içinde bulunduğum zamanın kıymetini bilmediğimi ifade etmek için yeniden karşıma çıktı.Ders öğrenene tekrar eder.Sadece bu taştan bile ibaret olsa, yolumuzun sağ sollu kenarında dizilse bize yeter.
“Ulu sözü dinlemeyen ulur.”Ulu söz nedir? Başta yaratanın sözleri ve son elbette ve özellikle son elçisinin sözleri en ulu en muteberidir.Bu sözler her daim diridir. Gayrısı ne nispetle bu ulu sözlere yakınsa o ölçüde kıymetlidir.Temrin ve tecrübeyle erişilmiş nice sözler dahi direk veya dolaylı olarak sınırlarını çizdiğimiz ulu sözlere yakınlaştığı ölçüde anlamlıdır.Ruhu şad ve bahtiyar olsun Ali Fuat Başgilin “Gençlerle Başbaşa” adlı kitabında ifade ettiği gibi esasında yeryüzünde söylenmemiş söz yoktur. Ancak bir kuyumcu hassasiyetiyle bu sözleri bulmak inci toplayan bir dalgıç gibi derinliklere dalıp bu kıymetli sözleri bulmak vazifesi bize aittir. O halde dördüncü taşın ne içün söylendiği çok açıktır.Hele de bu devirde onca imkana rağmen bu sözlerden yeterince istifade edememe nasipsizliğini ifade için atılmış bu taş nefislerde derin yara açmalıdır.Bu yara asla kabuk bağlamamalı ki kanayan yara konforumuzu bozup bizi bir nebze de olsa bizi kendimize getirebilsin.
Son olarak bu beşinci taşta şöyle bir sorun var aslında. Etrafımdaki arkadaşlarım hep benden bir yönüyle ve bazen bir çok yönleriyle iyi olmuştur. Arkadaşlarım bahtiyarlık ve övünç sebebim. Ancak dostlarıma yeterince kıymet ve özen göstermemek gibi bir kusurum var.Nasibim ve bahtım bu yönüyle çok çok açık. Ancak şükredilmeyen nimetin elden gitmesi de pek mümkün. Bu kusurumun halli elbette bana düşer. Umarım beşinci taştan başlayarak geriye doğru tüm taşlardan nasibi alırım.Bu taşlardan nasiplenmek, tabiri caizse taşı gediğine koymak nasip olsun bizlere.
Benim gibi sıkılıp özetle bahsi geçen bu önemli beş köşe taşını kısaca tekrar edelim.Kınamaktan vazgeçmek,sağlığının kıymetini bilmek,vakti iyi değerlendirmek,ulu sözlerin sarraflığını yapıp kendi hayatına aksettirebilmek ve dostların kıymetini bilmek bu beş önemli yol taşı yolumuzu aydınlatmaya devam etmesi temennisiyle.Vesselam…
8 Mart 2023
Murat CANBOLAT