- 230 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
EĞİTİM ZİLİ ÇALDI
EĞİTİM ZİLİ ÇALDI
Yeni eğitimin ilk zili çaldı. Öğrenci ve öğretmenler uzun yaz tatilinden sonra çalınan zil ile okula başladılar.
Bende 41 yıl boyunca büyük bir keyifle bu zil sesinin mutluluğunu yaşadım. Elbette her mesleğin kendine ait güzellikleri vardır. Ama öğretmenlik mesleğini farklı kılan, insan yetiştirmesidir.
Hiçbir öğretmen evden çıkarken işe gidiyorum demez. Okula gidiyorum der.Bunun nedeni, öğretmenlik mesleğini sıradan bir iş olarak değil, kutsal bir meslek olarak bakarlar. Bunun öğretmenlik için en kutsal meslektir. Bunun için ’’bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum’’ denilmiş.
Bu belirlemeden sonra eğitim nedir?, eğitimin toplumdaki rolü ve önemi neden önemli? sorularına yanıt arayacağız.
’’Eğitim; doğumdan ölüme kadar süren, önce aileden başlayarak okulla devam eden, sonrasında kültürel, sosyal boyutlarıyla , tüm yaşamımızda birlikte olduğumuz bir kavramdır. Kısaca "Eğitim yaşamın ta kendisidir" de diyebiliriz.
Eğitim; kişinin gelişmesi, yetenek ve tecrübe sahibi olması, topluma yararlı insanlar yetiştirmeyi amaç eder.
Eğitim; hem bireysel gelişme ve değişmenin kaçınılmaz unsuru özelliğini taşırken aynı zamanda toplumsal bir yanı da ifade eder.
Eğitimin toplumdaki rolü ve önemi sorusunun yanıt bulalım. Eğitim; kişinin toplum kalkınmasının ve gelişmesinin olmazsa olmazıdır. toplumun temelini oluşturur.’’
Eğitimin toplumsal amacı; kişilere kültürün var olan birikimlerinin aktarılmasına, toplumun sürekliliğine, gelişimine yardımcı olacak bireyleri yetiştirmek, toplumdaki kültürünü geliştiren yenilikçi ezbere değil, sorup sorgulayan, neden niçin nasıl sorulara yanıt arayan kişiler yetiştirmek, toplumsal sorumluk anlayışıyla pekiştiren insanlar yetiştirmek olmalı.
Birey ve toplum etle kemik gibi birbirine bağlıdır.Bireyler ne kadar çok inisiyatif alırsa eğitimin kalitesi o kadar artar. . Eğitimin amaçlarının da amaçlarına uygun bir şekilde gerçekleştirilmesi, hem birey hem de toplum açısından gereklidir.
Gelişmiş ülkelerde teknolojinin gelişmesi için bilimsel çalışmaya gereken önemi verirler. Geri kalmış veya geri bıraktırılmış toplumlarda durum tam tersinedir. Bilime değil, fıkıh okutulup manevî bilimler önem veriliyor.Bilim insanları çeşitli ölüm cezalarına çarptırılıyor.
’’Galileo, teleskopu bulan bilgindir.
1632 yılında “Dünya dönüyor” dediği için yargılanmış ve yakılarak ölüme mahkûm edilmiştir.
Engizisyon Mahkemesi “Eğer bu lâfını geri alırsan ölüm cezanı affederiz. Dine ters düşen bu lâfını geri almazsan, seni yakacağız!” demişti.
Galileo da, “Dünya dönüyor” sözünü geri almış, toplumdan özür dilemişti.
Öğrencileri o sözünü geri alınca çok üzüldüler ve hocalarına “Kahramanları olmayan memlekete çok yazık” dediler.
Galileo da öğrencilerine “Kahramanlara muhtaç olan memleketlere çok yazık” dedi ve ekledi:
“Ben dönmüyor desem de, dünya yine dönüyor.”
O günden bu yana batı toplumları bilime ve bilgiye önem verdi. Osmanlı Devleti dindar bir gençlik yetiştirirken, batı, bilgi birikiminde çağlar atladı.
19’uncu yüzyılın sonlarında bile hâlâ bir üniversitemiz yoktu.
Oysa İtalya’da üniversite 900 yıl önce kuruldu.
Dünyanın en eski üniversitesi, Bologna Üniversitesi’dir ve İtalya’da 1088 yılında kurulmuştur.
Fransa’nın Paris Üniversitesi dünyanın ikinci kurulan üniversitesidir. Onu İngitere’nin Oxford Üniversitesi takip etmiştir.
Üniversiteler, günümüzün küresel uygarlığının temel taşlarından biridir.
Batı ülkeleri, kurdukları üniversitelerle, bilgili gençlik yetiştirip, bilim, teknoloji ve ekonomide dev adımlar atarken, Osmanlı toplumu din eğitimi ve “Öbür dünya” işleriyle meşguldü.’’
Demokrasisi gelişmiş toplumlarda suç oranları düşüktür. Demokrasinin gelişmediği veya otoriter rejimlerde suç oranı kıyaslanmayacak kadar fazladır.yokluk, yoksulluk, soygun, talan mafya yasadışı işlerler kol gezer.
Bu farklı durumun en belirgin nedeni, eğitime verdiği önemden kaynaklı olduğu bilinmektedir.Yarının geleceği çocuklarımızı bilimin gerektirdiği şekilde yetiştiren öğretmenlerimiz sıklıkla bu baskılardan nasibini alıyorlar.bir çoğunun görevine son veriliyor, bir çoğu sürgün ediliyor.
Değerli öğretmenler için yazdığım şiirimi sizlere sunuyorum. Keyifli okumalar diliyorum.
ÖĞRETMENİME
Öğretmenim
Bizim için
Sönmeyen ışık
Şafakta doğacak
Güneştiniz
Umut yarınlarda
Umut yarının geleceği
Çocuklarında derdiniz
Her gün
Umutlarımıza
Yeni umutlar eklerdiniz
**
Biz birer barış
Birer özgürlük elçileriyiz
Gün olur
Barış adına
Mavi okyanuslara
Yelken açarız
Gün olur
Bulutlar misali
Gökyüzüne çıkar
Yağmur olur
Özgürlük çiçeklerini sularız
***
Elbette öğretmenim
Şayet
En kutsalıysa
Verilen bunca emek
Şayet
Özgürlük-özgürlük
Sesleriyle
Haykırıp duruyorsa
Bunca yürek
Güzel günleri
Birlikte göreceğiz elbet
****
Ve elbette ki
Bitecek bir gün
Bitecek bu hasret
Getireceğiz öğretmenimize
Gökkuşağı renklerinden
Rengarenk
Özgürlük çiçeklerini
Getireceğiz
Hem de
Kucak-kucak
Getireceğiz demet-demet
Muzaffer KALABA
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.