cigerimde yanan ateşe yağmur yağıyor
05.02.2023
"Arkadaşlarla sahil kenarında mangal
yapmak için, gündüz saatinde sözleştik. Saat 22.00 da buluştuk ve muhabbet başladı.
06.02.2023
Gece 02.00’ da evlere dağılmak
için ayrıldık. Eve geldim, kafam biraz iyi olmuştu, bir kaç kadehbrakı içmiştim. Oğullarım Sefa, Mustafa, ve Eyman’ ı öptükten sonra salonda ki koltuğa uzandım ve gözüm dalmış. Sahah beni hep eymen uyandırırdı. Bir an kolumu tutup salladığını hissettim her halde sabah olmuştu. Gözlerimi yarım yamalak açabildim eymen yoktu ama öyle şiddetli bir gürültüyle sallantı şiddetlendi ki aklıma gelen ilk şey,
deprem ve ailemi evden çıkarmaktı ( saniyeler içinde verilen reflex).
saat 04.10
Deprem kalkın diye bağırdım, sallantı şiddetini arttırdı adeta evin duvarları bana; aileni kurtar diye bağırıyordu. Daha önce hiç yaşamadığım bu korkunun baş rolündeydim sanki. Eşim üzerine çarşaf ala bildi, bende üç oğlumu nasıl kucakladığımı bilmeden apartmanın dışına çıkarttım. Duvarlardan gelen sesler çığlıklar adeta perde değiştirmişti. Her biri faklı notadaydı, ailemi arabaya bindirdim apar topar ve o sıra elektirik kesildi. Sallantı şiddetini azalmış fakat gök yüzünden yağmur degil de şelale çağlıyordu.
Üzerimde atlet ve baxsr vardı, çocuklarımın üzerin de ise picemaları. Tekrar eve girmeliydim, sallantı durdu.
Apartmandan içeri girmeliydim, mecburdum telefonlar içeride, elektirik kesik, çocuklara elbise almam lazım, ve girmeye karar verdim. Sokak zifiri karanlık her yer yüzünü göremediğim çığlıklar,
mermi gibi yağan yağmur, elimle duvarlara tutunarak evin kapısına ulaştım. Kapı kapanmış anahtar evin içinde güç bela kapıyı kırdım içeri girdim... Öyle bir sallantı başladı ki, şu an nasıl tarif edebilirsin diye sorarsan, okyanusun ortasında fırtına kopmuş, 20 metre boyunda ki dalgalara çarpıyorum diye bilirdim.
İki telefonu aldım, şiddetlenmeye başladıkca sallantı, askıda ne varsa kucakladım, evden çıkıyordum büyük gürültüyle duvar çökmeye başladı, aklıma merdiven boşluğu geldi ama güvenli olmazdı. ayaklarım tutmadı dizimin bağı çözüldü, kör karanlıkta ne eve gire biliyordum geri ne apartmandan çıka biliyordum, buraya kadar dedim kelime_i şadet getiriyor, ve hiç bir şey yapamıyordum ki... sallantı bıçak gibi kesildi fakat ben sallantının kesildiğini duvarda ki sesler suaunca anladım çünki bir kaç saniye önce saga, sola değil yukarı, aşağıya hoplatıyordu ayağımın altında ki zemin.
Zor bela aparmanın dışına attım.kendimi, aman yarabbi;
sanki sokağa değil dünyanın en büyük stadyumuna girmişim gibi,
her yan çığlık feryat, gözlerim dağlanmışcasına kör yani öyle bir karanlık.Çocukların yanına geldim, komşunun arabasındalardı bende bindim ve 500 metre ilerdeki büyük futbol sahasına çektik arabayı, ne olduğunu biliyorduk,
deprem evet, ama durum neydi bilemiyor kıpırdıyamıyorduk, ara ara şiddet sarsıntılar oluyor ama kısa sürüyordu, ve komşuma dönüp; o ikinci deprem 5saniye daha sürseydi çıkamazdım apartmandan dedim, yağmur sa şiddetini hiç düşürmemiş dewam ediyordu. gün ağarmaya başladı,
ailemin sağ salim.yanımda olmasının yanında eş dost, akraba,
ana.baba, bacı gardaş ne durum da.olduğun merakı vardı zihnimin tamamında..
Artık gözlerimde ki karanlık kalmıştı, tanrım oturduğum MUSTAFA KEMAL SEMTİNİN, futbol sahasının etrafında ki caddelerinde ki evlelerin tamamı çökmüştü. telefona sarıldım babamı aramak istedim olmadı şebekeler çökmüş,telefondan hiç arama sesi gelmiyordu. koşuma mahalleye gidelim dedim sallanmaya devam ediyorduk sık ve kısa aralıklarla. mahalleye girdik ama gördüklerim nefesimi öyle bir kestiki sadece ah ah diye bağırıyormuşum, eşim günler sonra söyledi bana, ben hatırlayamadım. bizim bina ve iki apartman dışındaki konutlar yerdeydi...
bitişik apartmanda oturan yakın akrabam iki kardeşi aileleri ve anne babalarıyla oturuyordu, kendisi ailesi kurtulmuş fakat diğerleri göçük altındaydı. onun çıplak elleriyle o molozu tırmalaması dirseklerinden yagan yağmurla birlikte dökülen kan gözlerimden silinmiyor. her enkazdasağ çıkanlar kendi imkanlarıyla molazları temizliyor sağ birisi varmı diye kurtar için deli gibi çabalıyordu. arabadan indim.
bir demir parçası buldum ve akrabalarımın oturdugu evin enkazına kostum dur yapma parmakların kopacak desemde dinlemiyordu mehmet (akrabam)
demirle eşmeye başladım. çevreden komşularda yardım ediyordu. bir saatten fazla bir uğraştan sonra kardeşlerden birinin cenazesine ulaştık ve çıkardık, bir kaç metre ileride babası duruyordu üzerinde ise koca.kolon sadece yüzünü görebiliyorduk cansızdı, elimizde imkan yoktu kolonu kaldırmaya ne gelen bir yardım ne afad ne asker kendi imkanımızla kepçe çağırdık zor oldu bulmak ama bulduk. kepçe geldi, çalışma hızlandı babaya diğer kardeşe derken...
annesi hariç 6 aylık bebek dahil 7 kişi enkazdan canazesine ulaştık,
mehmet giriş katta olduğundan çabuk çıka bilmiş, annesininde görecek günü varmış ama diğerleri..
o telaşın içinde telefona mesaj geldi, şebeke yotu sabahın ilk saatlerinde wapsat harici görüsemiyor oda sadece mesaj atabiliyorduk. babam iyiydi, kardeşlerimde evler ikinci depremde çökmüştü ama şükür kurtulmuşlardı, içimde buruk sahipsiz bana olmayan bir sevinçle mesajı okudum, kardeşim aynı mahallede doğum büyüdüğümüz alinin enkazda olduğunu kardeşime mesaj attığı bizi kurtarın dediği yazıyordu, acele gittik enkaza enkazın başın da hiçbir kurtarma ekibi yoktu çevrede ki bir çok ev bizim mahalle gibiydi harabe.. kepçede geldi, enkazı dikkatlice kaldırıyor sesnişitmeye çalışıyduk yarım saat sonra bir cenazeye ulaştık, ali değildi, dakikalar sonra bir cenaze daha, bir daha , bir daha, bir tane daha 3 saatsonra aliye ulaştık ama malesef... üzerindeki betonları kaldırdık, başını dizlerime tam alıyordum ki hııııg diye bir ses geldi aliden hemşireo içinde kalan son nefes çıkaramamış dedi hemşire,
benimi bekliyordun alim dedim, hıçkırarak, o olayın üstüne babamlara gittik kendimde degildim. bir dehşet filimi oynan mış banada baş rol verilmiş gibi tuaf, tarifsiz harflern cümlelerin yetersiz kaldığı konuşamadığım o an.,. """
m.ÇUHADAR
evet 100 binlerce dramdan birisiydi bu. mustafa benim kadim dostumdur, bu gün bir çok arkadaşımızın ölümünün 40. günüydü, mevlüt okundu, rabbim kabul etsin, ölenlerenrahmet yaralılalara şifa nasip etsin.
bu gün bu yaşadığını bana anlatırken hem ağladı hem ağlattı,
sesinde hüzünde vardı, korku hatta ailesinde kayıp olmamasının verdiği ruhsuz sevinçte vardı.
yazılacak söylenecek o kadar çok şey var ki, fakat yıllardïr bilim adamları bunları her platformda söylüyor ama dinleyen yönetim kim...
"" ateş düştüğü yeri yaktı zaten..
karan
YORUMLAR
Rabbım güzel cennetine almıştır umarım.
Kalanlar nasıl devam edecekler bilmiyorum bildiğim tek şey insana dair ne varsa ve de insanca sarmaya çalışabilmek yaraları.
Umarım herkes payına düşen dersi
alır ve bilimin ışığında çözümler
üretilir.
Selamlar.
karann
yorumunuza teşekkur ederim degerli kalem
binlerce insan kimbilir ne dramlar var
ve dramlar gün yüzüne çıkmadan cümleye söze dönüşmeden
korkuları acıları tenlerinde gömūlū vazgeçtiler yaşamdan
ateş düştüğü yeri yakıyo
ya uzaktan bi anlatı
ya savrulan külü
ya dumanı
bide iste yazık ne büyük bir acı diye algılanan neyse o
yaşayana ömürlük yürek sızısı
kapanmayan travmalar
😢
karann
Sedanur
demirden çimentodan çalmak çıkar icin uzatılan katlar
yanlış zemine yapılan binalar
en açısı da depremden yaradan deyil gunlercele beklemekten
nefesi umududa dikili
kalbi insana kırgin
ne bilinlizlikler kederle kefenli