- 274 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Gittin
Gittin, beni beklemeden yanlızlığın en derin girdaplarında bir başıma bırakarak,
Gittin, bir daha gelmemek üzere, sevinçli günlerin arkasından gelen bir tufanla, yüreğimi daraltarak,
Gittin, çocuksu gülümsemelerini de yanına alarak, ruhumu bunaltarak,
Gittin, hayatı en güzel yerinden yaşamaya başladığımız noktaya tam varmak üzereyken,
Gittin, mahzun ve mahcup gülümsemelerini de yanına alarak,
Gittin, bütün acılarını resimlerde ki o içli bakışlarında bırakarak, çok ağladın, çok acı çektin, bu acılar nihayet olsun dedin,
Gittin, içimizde beraber topladığımız ne kadar umut varsa göç heybene doldurarak ve arkana bakmadan,
Gittin, neden bu kadar çok istedin gitmeyi, beni bir başıma bırakarak, yüreğimi yakarak,
Gittin, seni nasıl sevdiğimi bilerek ve beni acılar içinde bırakarak, yaralı bir yüreğin acılı günleri içinde hafızamıda arzalayarak,
Gittin, sevginin, güvenin, huzurun ve geleceğin de tadını yanına alarak,
Gittin, bütün rüyalarımı düşlerimden arındırarak ve beni „tabula rasa“ olarak, arkanda bırakarak,
Gittin, arada sırada içtiğimiz birer kadeh kırmızı şarap şişelerini, benim rakı sevgimi, uykularımı, düşlere dalmış beynimi de benden alarak,
Gittin, en derin yerimden yaralayarak,
Gittin, saygıyla, anılarla, seyhatlerde beni yanlız bırakarak, yan koltuk her zaman boş şimdi,
Gittin, arabanı garajda bırakarak ve bir daha anahtarı eline almamak üzere,
Gittin, aylarca arayarak bulduğun koltukta bir daha oturmamak üzere,
Gittin, en güzel bisikletine bir daha binmemek üzere,
Gittin, nehirin kenarında bir daha uzun yürüyüşler yapmamak üzere, civarda ki çiftliklerden taze meyve ve zebze almamak üzere,
Gittin, bir daha başka bir kente, izine veya uzun bir yolculuğa çikmamak üzere, …
Gittin, beni yanlızlığın karanlıklarına sevederek, istemeden üzerek,
Gittin, ellerini bir daha bana uzatmamak üzere, …
Gittin, dünyanın en güzel bakışlarından beni mahrum ederek,
Gittin, geç geldiğini bilerek, erkence
Gittin, „haydi kalk, yürüyüşe gidelim, spor yapalım, şişeceksin böyle kitap okuyarak uzanırsan“ motivasyonun da yanına alarak,
Gittin, „ne düşünüyorsun? Hasan Hüseyin! Yoksa başıma felsefecimi kesileceksin diye muzip gülüşlerini ve bana takılışlarını da yanına alarak,
Gittin, „keşke anneni ve babanı tanısaydım, sana bir şey olursa kime telefon edeyim, sen yanlız bir ağaç gibi bir şeysin“ diye kafandaki benim için endişelerini de yanına alarak,
Gittin, „aman kapat artık şu sanat müzigi fasılını ve aç radyoyu da dertli bir türkü dinleyelim“ sevincinden beni mahrum bırakarak,
Gittin, sadece kalbimi, ruhumu bedenimi değil, varlığımı da yanına alarak.
Gittin, gitmenin en acı şey olduğunu bilerek,
Gittin, bir asır değil, bin asırdır biriktirdiğim sevinçlerimi sıfırlayarak ve beni bir başıma bırakarak,
Gittin, bir daha sarılmadan, darılmadan, kava etmeden, sitem etmeden, alınmadan, gücenmeden, kırılmadan,
Gittin, kanatlarım kırıldı senin gidişinle, gönlüm yoruldu, özledim gülüşlerini, düşlerini, yürüyüşlerini, sesini, mutfakta türkü söyleyişini, …
Gittin, sadece beni değil, seni seven herkesi hüzün içinde bırakarak!
Gittin, sadece geride anılar yığını bırakarak, …
Her gidiş erken ve çok acıdır, ama genç yaşta hayata veda etmek ise yakıcıdır, yıkıcıdır
Keşke görmeseydin seni gönül gözüyle,
Ya da ben ölseydim senden önce …
Sosyolog Hasan Hüseyin Arslan - 17.03.2023
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.