- 643 Okunma
- 1 Yorum
- 3 Beğeni
Tren
Tanrı hareket etti, yolcular sevinçli, gecikme için özür dileyen sesi duyanlar bir anlık dinginliğin ve rahatlamışlığın etkisiyle camdaki buğuyu elleriyle silip onları dışarıya görünür kılan su ve cam sınırlı yuvarlak çerçeveden baktılar ve duvarların beyaza boyanmasına gerek olmadığına karar verdiler.
Evlerinde korkularını evcilleştiren renkler hakimdi, boza dönük sarılar, taraça tonlu maviler, bataklık grileri, alkol geçişi morlar, küf stokları; her biri yoksulluğu tenlerinde parçalayıp orbitini zenginliğe doğru açtı. İmkansızlıksa, mucize kelimesine yanaşalı, onları bir arada tutmaktan elleri pek fena yanmış olan gerçekle tokaşlaşmıyordu.
Yine de elini tuttum. Fotoğraf ve an, kolsuz giyinmiş ve kolları olmayan iki kişiye emsallerini ve benzerliğini gösterdi. Herkes ceplerini karıştırsa işe yarar bir şey bulunurdu ve o şeye kral diyerek kolları olmasa da ellerine güvenmesini tembihlerdik. Örneğin sakız iyi bir arkadaştı, şekli değişen, kolsuz ve beyaz olmayan şeylere güvenilebilirdi.