- 328 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Bestami Yazgan Olmak
İki bin altı yılının son demleri, doksanlı yıllardan beri yazıp sakladığım şiirleri bilgisayar ortamına aktarıyorum. Epey bir uğraştan sonra bitiriyorum. Sonra, şiir yazmaya hevesli biri olarak yeni yazdığım şiirleri de dosyaya ekliyor ve iyi bir iş çıkardığıma emin oluyorum.Zaman sonra bilgisayarın başında bunları "nereye ve nasıl yollarım" diye araştırma yapıyorum. Karşıma bir kaç site çıkıyor.Oralara üye olup şiirlerimi gönderme gayretine giriyorum. Bir iki deneme yanılma sonrası ortama alışıp günlük şiir ve yazıları peşpeşe yazmaya başlıyorum. Yazı ve şiirlerin yayınlanması sonrası okunma oranları ve yorumlar hoşumuza gitmeye başlıyor. Makaleler, hikayeler, denemeler derken zaman ilerliyor.Yazdıkça ve oradaki kişileri tanıdıkça bir bakıyoruz ki şiir diye yazdıklarımızın ne şiirle ne de düz yazıyla alakası yok. Malum girdiğimiz sitelerde onlarca usta şair- yazar var ve yazdıklarımızı okuyor; kibar bir dille uyarı yorumları atıyorlar. Her ne kadar nefsimize ağır gelse de bakıyorum söylenenler doğru ve yerli yerinde. Yıllar yılları kovalıyor sanal bir eğitimin içinde onlarca usta kalemden çok şeyler öğreniyoruz.Sitelerde onlarca şair-yazar arzıendam ediyorlar. Günün yazıları, şiirleri derken; Bahaettin Karakoç, Bahattin Kızılkaya, Murat Duman, Kemal Paracıklıoğlu,Sami Biberoğulları gibi usta kalemlerin yazdıklarını okuyor ve yorum yapıyorum.Zamanla yazdıklarımıza beğeni ve yorum bekler oluyoruz. Yine günlerden birgün siteye şiir eklemiş "kimler ne yazmış" diye bakarken bir de ne göreyim sitede Bestami Yazgan ismi ve şiiri "Gülü İncitme Gönül " duruyor. Önce inanamıyorum sonra tıklayıp okuyor ve yorum yapıyorum.
"Tabiki böyle bir ustanın kendisi şiirini buraya asmaz asistanına yazdırır." Düşüncesi hakim oluyor benliğimde. Sonra bir bakıyorum yoruma cevap verilmiş "Teşekkür ederim azizim."
Biraz önceki düşüncelerim alt üst oluyor.Yeni bir düşüncenin girdabına giriyorum.
"Hayır ! Bu nasıl olur? Bu derece ünlü biri kitapları onlarca baskı yapan biri buraya nasıl şiir asar ve hemen de yoruma cevap verirdi.Bu işte bir yanlışlık olmalıydı."
Çünkü günümüz edebiyat çevresinde dönen olayları, entrikaları, egoları, bıyıkaltı gülmeleri okuyor veya birebir şahit oluyorduk.Edindiğimiz bu intibalar bizi olumlu düşünceye itmiyordu.
Zaman ilerledikçe Bestami Yazgan şiirlerini okuyor, yazdıklarımızın muhasebesini daha bir ağır yapar oluyorduk.
Gel zaman git zaman şimdi çalıştığım okulda bir şiir programı yapma durumu hasıl oluyor. Çevremizdeki eş dostla bir şeyler yapıyor, öğrencilerimize edebiyatı sevdirme gayret içinde oluyorduk. Daha sonra tanınmış bir şairimizle program yapma fikrine kapılıyor ve durumu idareye bildiriyorum.
Aldığımız "Evet" cevabı sonrası birkaç ünlü ile mailleşiyorum.
"Programlarının dolu olduğu" menejerleri tarafından söylenince umutsuzluğa kapılıyorum. Sonra, aklıma birden "Bestami Yazgan" ismi geliyor. Mesengerdan bir selam yolluyorum iki dakika sonra selama cevap geliyor.Bu kez de şaşırıyorum ama en azından şok geçirmiyorum. Çünkü engin gönüllü bir insan olduğunu biliyorum artık.
Yıl ikibin yirmi. Pandeminin ortalığı kasıp kavurduğu demler. Hocama durumu yazıyorum ve bana telefonunu veriyor. Sonra, telefonda uzun uzadıya konuşuyoruz.Defterine bakıp bana bir gün veriyor. Sonra, durumu okul idaresine bildiriyorum. Onlar da en az benim kadar mutlu oluyorlar. İnanılması zor bir durumu gerçekleştirmenin keyfini doya doya yaşıyorum.
Bestami Yazgan ki; onlarca kitap yazmış, okuldan okula, fuardan fuara koşan alanındaki en üst seviye şair.
Çevrimiçi de olsa öğrencilerimle buluşturacaktım onu. Sanal tanıtımlar sonrası gün geldi çattı.Önce bir saatlik program yapıyoruz.
Program öyle samimi geçiyor ki bitmesin istiyoruz. İkinci saati hocamdan rica ediyorum.Yorgun ve geç saat olmasına rağmen "Evet" diyor.Teşekkür ediyoruz.Program soru cevap bölümüyle bitiyor ama tadı damağımızda kalıyor.Program içinde bir ara yüzyüze de görüşme temennimizi iletiyoruz.Kendine has üslubuyla " Nasipse azizim" diyor.
Mutluluğumuzu tarife kelimeler az geliyor.Tabi zaman içinde hocamı telefonla arıyor hal hatrını soruyorum.Her defasında açıp sohbet etme imkanını sağlıyor.O kadar yoğunluk içinde bana zaman ayırması ve sohbet etmesinin maddi değerle ölçülemeyecek kadar değerli olduğunu etrafıma anlata anlata bitiremiyorum.
İki bin yirmi ikinin nisanı özel bir tarih benim için.Çünkü Erzurum’da
düzenlenen kitap fuarına hocamızın geleceğini duyup çok mutlu oluyorum.Hemen arayıp okula gelip gelemeyeceğini soruyorum.
"Neden olmasın azizim" diyor.
Sevincimden göz yaşlarıma hakim olamıyorum. Duyduklarımın hazzını okul idaresine bildiriyorum. Ertesi gün o büyük şair, günümüzün Yunus’u, engin gönüllü, mütevazı, nevi şahsına münhasır zatı muhterem okulumuza teşrif ediyor. Hem de herhangi bir ücret talep etmeden, aracısız okulumuza geliyor.Öğrencilerime ve bize unutulmaz anlar yaşatıyor.
İşte Bestami Yazgan olmak böyle bir şey...
O büyük insana sonsuz teşekkür ve saygılarımı arz ediyorum.
İyi ki varsınız aziz üstadım.
YORUMLAR
Değerli şairimiz Bestami Yazgan ile geçirilmiş çok özel zamanlar... Engin gönüllü olmak böyle bir şey olsa gerek. Tam da ''İnsan küçüldükçe büyür.'' veciz cümlesine uyan değerli bir şairimiz... Ne mutlu size Selim Hocam... Kutlarım içtenlikle...
SelimADIM
2010 yıllarında burada da yazardı...
Adam gibi şairler, güzel izler bırakırlar gittikleri yerlerde...
Ne mutlu onları yâd edenlere...
____
İSTANBUL SEN KOKUYOR
Gönülde sevda burcu
Bir güzelden davacı.
Üsküdar burcu burcu,
İstanbul sen kokuyor.
Kalbimi çalan kimdi?
Bir sihirli isimdi.
Hasret mevsimi şimdi,
İstanbul sen kokuyor.
Mehtap gözünde büyür,
Saçların boğazda hür.
Çamlıca püfür püfür,
İstanbul sen kokuyor.
Bir sevda efsanesi
Sunarken Kızkule’si,
Dalgaların bûsesi
İstanbul sen kokuyor.
Susun dalgalar susun,
Başlıyor mavi füsun.
Denizler yosun yosun,
İstanbul sen kokuyor.
Bestami YAZGAN
SelimADIM
Selam ve saygılarimla