- 439 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
BİR SİMSARLIK ÖYKÜSÜ
BİR SİMSARLIK ÖYKÜSÜ
DR. SADIK ÖZEN
65 meslek yılını doldurmuş bir hekimim.
Büyük bir tutkuyla, sevgiyle, içtenlikle vatanıma ve halkımıza hizmet ettim.
Gece gündüz demedim, hastalarıma koşarak gittim.
Bölge, etnik köken, inanç ve mezhep farkı gözetmedim
Süphan ve Nemrut Dağı yamaçlarında sağnak yağmur altında otopsi yaptım.
Hastalarımı anam-babam, kardeşlerim ve evlatlarım bildim.
Bir yandan da ülkemizin sorunlarıyla ilgilendim.
Fikir ürettim, haksızlıklarla mücadele ettim ve drendim.
Sevdim, sevildim, bitmeyen dostluklar edindim.
Doğa sevgisi, doğa fotoğrafları çekmek şiir yazmak, seyahat etmek hobilerim.
Hakkari, Artvin, Gümüşhane ve Zonguldak dışında ülkemin her yanını gezdim.
Bu 4 ili görmek için de fırsat bekliyorum.
Gençlik yıllarımdan beri yazarlığa meraklıyım.
Bazı gazete ve dergilerde köşe yazıları yazdım.
25 yıl kadar önce Sosyal Medyada kendime ait WEB Sitesi kurdum.
2000 yılından beri de kitap yazmaya başladım.
Bugüne kadar 30 kitabım yayınlandı, ama fiyat artışları nedeniyle bu yol kapandı.
Cumhuriyetimizin ilk kuşaklarından sayılırım.
Cumhuriyetimizi, Atatürk ve İlkelerini, Devrimlerimizi ölümüne savunurum.
Halkımızla paylaşmak istediğim daha çok şey var.
Her türlü ayrımcılık ve bölücülüğün karşısındayım
“Söz konusu vatansa gerisi teferruattır” diyenlerdenim.
Büyük Atatürk’ün “Doğru bildiklerinizi söylemekten korkmayınız” ilkesine sahibim.
Okuma özürlü toplumumuzu aydınlatabilme çabamı sürdürmek istiyorum.
Kitaplarımı burada yayınlayarak ücretsiz okunmalarını düşündüm
Bunu gerçekleştirmek için Web sitemde bir düzenleme yaptırmak istedim.
Yıllar öncesinden kendisinden hizmet aldığım bir kişiyi aradım.
Ona inanmış, güven duymuş bir sözleşme bile yapmamıştım
Çünkü ben sözün namus olduğuna inanırım, karşımdakini de kendim gibi sanırım.
Oturduk, isteklerimi ve yapılacakları konuştuk ve mutabık kaldık.
Alışma İki Bilgisaray Mükendisliği öğrencisi tarafından yapılacaktı.
Ama işin sorumluluğunu onlar değil kendisi yüklenmişti.
Onlarla bağlantı kurmam bile istenmemişti.
Görünüşte saygılı, güven verici ve tam bir beyefendiydi
Bilgisayar Mühendisliği öğrencilerini Korumaları altına almış,
Onların öğrenim hayatlarına katkıda bulunduğunu söylüyordu.
Onlar adına iş bağlıyor, onları koruduğunu söylüyor, iyilik yapıyordu
Bu, takdiri gereken son derecede değerli insani bir hizmetti.
Cilalı maskesi altına sakladığı gerçek kişiliğini kim bilebilir,
Ve maskesi yüzünden düşmeden gerçek yüzünü kim görebilirdi ki…
İşin tamamlandığı söylenerek bürosuna davet edildim.
İlk olarak konuşulan parayı peşin olarak saydım avucuna koydum.
Doğal olarak bazı soracaklarım vardı yapılanlar hakkında,
Parayı alınca eline, yüzündeki maske düşüverdi ve ortamın havası değişti birden
O saygılı adam gitmiş yerini küstah ve saygısız biri almıştı
Ne bir tesellüm belgesi ne de bir fatura verdi.
Her şeyi bir oldu bittiye getirdi, “İşiniz tamam” dedi.
Sonra da “Zamanımız kısıtlı diyerek” konuşmama izni bile vermedi.
Arkasından da “Biz Z kuşağıyız, fazla konuşmayı sevmeyiz,
Eğer tatmin olmadıysanız yeni ücret ödemeniz gerek” dedi.
Tartışmaya girmemek için, “Peki ne kadar daha istiyorsunuz“ diye sorunca;
“Biz başka iş aldık daha büyük kapsamlı, devam edemeyiz” yanıtını verdi.
Hem bundan sonrası “Sosyal Medya Uzmanlığı alanına girer” dedi.
Yuvarlak sözlerle konuyu bir oldu bittiye getirdi.
Bilgilsarar Mühendisliği öğrencileri de olanları seyrettiler.
Çünkü büyük lokmayı yutan, ellerine üç kuruş sıkıştıran simsarın emrindeydiler.
Yüzdeki maske düşünce yere, gerçek yüz ortaya çıkmıştı kısa sürede,
Ne büyüğe saygı kalmıştı, ne utanma, ne arlanma ne de yüzde kızarma,
O beyefendi gitmiş yerine saygısız, küstah, çıkarcı, bencil biri gelmişti.
Yaşadıklarım görüntüye aldanmanın ve iyi niyetli olmanın bedeliydi ,
Demek ki para bazı insanlar için sorumluluk duygusundan daha önemliydi.
İşin en acı yönü ise Z kuşağı gençlerine verilen kötü örnekti.
Eğer helal-haramı düşünmezse insan çok para kazanabilir zengin de olabilir.
Utanma duygusunu kaybetmişse büyüklerine saygısızlık da edebilir.
Ne var ki dünya sadece arsızca yaşanan günlerden ibaret değildir.
Gün gelir devran olur böyleleri bir gün kuru ekmeğe bile muhtaç kalabilir.
Kimsenin yaptığı kötülük yanına kalmaz, bunun örnekleri çok görülmüştür.
Bu söylenenler Z kuşağıyım diye böbürlenenleri kulağına küpe olmalıdır.
11 Mart 2023 / Antalya