Denemeler 1
Kafamın içindeki sesleri susturduğumda unutmak için ilk adımı atmış olacaktım. Böyle hissediyordum. Anneannem 40 yıl önceki şeyleri hatırlarken ben bundan 40 yıl sonra şu an hissettiklerimi unutursam ne eksik kalırdı? Ah kesinlikle çok şey.
Ateş çıtırtıları kulağımı tırmalarken ’’ o da beni mi düşünüyor acaba ’’ diye geçirdim içimden ama bu soruya kendim bile inanmadım. Depresyon ilaçları kullanan biri onu sevenlerden ziyade sevmeyenleri düşünür çünkü. İşte ateş daha da alevleniyor. Bak yağmur başladı. Aynı yağmur orada da yağıyor zaten çok uzak da sayılmayız. Elini ensesine koyup mu uyudu ki... bu saatte kim olsa uyur, benim gibi kendine düşman olanlar hariç!
Komidinin üstündeki kitaplar... onları hiç okumadım. Fırsatım oldu ama okumadım. Zamanımı köstebek gibi geçiriyorum. Bana layık olan ne bilmeden. Kitabın arka kapağını okuyup kanıyorum. Bu böyle devam etmez. Belki benim kendim için bir şey yapmam gerekiyordur. Şu gece uyumadan önce üzerine çok düştüğüm hayaller mesela... Hafızamı bir an sıfırlasam. Dalgıç gibiyim. Kendi rekorunu kırmak için sürekli telaşla dalış yapan bir dalgıç... Ne oluyor peki? Hep aynı döngü. Hep aynı batmışlık hissi. Hatta her defasında daha fazlası. Şu hayat sonlu mu yoksa sonsuz mu? Ben acıyı mı keşfediyorum yoksa sürekli kendini yineleyen mutluluğu mu? Nerede bu serotoninnnnn...
Yine bir geceye daha merhaba. Hani ben gece insanıyım ya henüz uykudan kanlanmadı gözlerim. Birazdan beynime saplanan o yıldırıcı düşüncelerin ağında ben ne yazmışım diye afallayıp okuyacağım. Sabah bu yazdıklarım için duygusuz bir kadın olacağım. Ne anlatmış ki burada yazar diye soracağım. Afalladığım belli oluyor değil mi ? Başımı yukarı kaldırdığımda beni sınırlayan şeyin tavan olduğunu görüyorum. İyi de bu somut! Elle tutulu gözle görülür... Sınırlarıma dokunamıyorum. Sanki ellerimle arasında şeffaf bir ağ varmış gibi. O sınırları kaldırmaya çalıştıkça elime bulaşan iplikler.
Kendi kendime konuşurken farkettim ki detone oluyorum. Keşke bazı düşünceleri avucumun içiyle tutup uzağa fırlatabilseydim. Böylece daha berrak olurdum. Sadece zihnim değil, her bir zerremle daha berrak...
Sena