6
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
580
Okunma
SÖYLEYECEKLERİM VAR
Beşer konuşur. Derdini karşısındakine ya beden dili ya da konuşarak aktarırlar. İhtiyaç ve isteklerini karşıya böyle iletirler. Bazen çok konuşulup anlatılması gereken konular olur, bazen de sözün bittiği yerde olursunuz. Sözün bittiği şu günlerde; Herkes belki de tarihin hiçbir kesitinde olmadığı kadar çok konuşuyor.
Doğruluğu veya yanlışlığı hiç düşünülmeden koca bir laf kalabalığı ile konuşuluyor. Bilenlerin sustuğu bir zamanda ilgili veya ilgisiz kişilerin ağzı dolu dolu konuşması beni oldukça çok üzüyor. Tamam senin de mutlaka söyleyeceklerin vardır, fikirlerini düşüncelerini duyurmak isteyebilirsin, bu senin en doğal hakkın. Senin de anlatabileceğin şeylerin olduğuna ve bunları anlatmazsan insanların hayatının, hatta tarihinin eksik kalacağına inanabilirsin.
Halkımızın milli birlik ve beraberlik sergilediği şu günlerde, duyguların zirveye ulaştığı ve merhametin birbirine revan olduğu anlarda biraz sakin olmak gerekmiyor mu? Söze bakıyorum söz mü? diye söyleyene bakıyorum insan mı diyerek ikilemde kalıyorum. Okey masasında konuşuyorlar: Devlet şunu yaptı, şunu yapmadı diye bacak bacak üstüne atmış ahkam kesiyor. Acıların kederlerin gökyüzünü doldurduğu şu günlerde sen selin salvarın akıtarak konuşuyorsan benim sana inanmamı bekleme.
Söz biliyorsan söyle, inansınlar; Bilmiyorsan söyleme, seni bir adam sansınlar. İnsan, bildiği konu üzerinde konuşmalı; bilmediği konuda ağız açmamalıdır. Halk dilinde ne derler: Şu şom ağzını bir kapat hele. Bari kapat ağzını ki insan sansınlar. Konuşulanlar söylenene kadar gündemdeki yerini kaybeden sabun köpüğü şeylerle ilgili oluyor çoğu zaman. Birçoğu büyük bir ihtirasla söyleniyor ve beklendiği üzere arkadan gelen yeni güncel tartışmalarla silinip gidiyor.
Sosyal medyada konuşmak daha kolay. Neden sosyal medyadan konuşuruz. Sosyal medyada konuşmak ve sallamak çok kolay. Zira yalan söylüyor kimse müdahale edemiyor. Yayıldıkça yayılıyor, sonunda sallayan kendi salladığına gerçek gibi kabulleniyor. Sosyal medyada konuşanların çoğu cesur değiller, korkak bilgisiz kimseler. yüz yüzeyken seni seviyorum demek o kadar kolay değildir. Zira vücut dili diye bir şey vardır. Sosyal medyada konuşanlar diledikleri gibi seni seviyorum derler. Hatta seni seviyorum kelimeleri havada uçuşur. Cesur değiller çünkü yüz yüze yalanlarını konuşmak tan korkar ve çekinirler.
Sosyal medyayı neden tercih eder insanlar bunun üzerinde durmak gerekir.
1-Bence insanlar cesur değil
2- Yalan söylemek daha kolay
Bence insanlar cesur değil. Neden dersen; Konuşulanların hepsi soyut somut şeyler değil. Doğruları söylemek kolay olmaz. Medya üzerinden söylenebiliyor, konuşulabiliyor, çok zor çünkü vücut dili diye bir şey var. Karşıdaki seni okuyabiliyor. Sosyal medyada sözcükler havalarda uçuşuyor. neden çünkü karşıdaki seni görmüyor. Jest ve mimiklerini fark etmiyor. Çok kaygılanıyorum. Kaygılanmamak mümkün değil. Zira geriden gelenler ya evlatlarımız ya torunlarımız yani evladı Fatiha’n. Bize bizden başka kaygılanan olmaz.
Konuşmak için hevesli olanlar: Hep konuşayım diyor, dinleme noktasında hiçte becerikli değiller. Yalan söylemek adetten oldu. Dileyen dilediği yerde, ya da dilediği şekilde yalan söylüyor. Gerçekler hep gizlenir oldu. Doğrular hep ötelenir oldu. Herkes benim ki doğru diyor, ya da hep kendisi haklı. Halbuki aynaya dönüp baksa kendi noksanını bilecek. Karşıdakinin yerine kendini koyacak, hatalarını görecek. Aynaya bakmıyor, eksik ve noksanını görmüyor. Hep haklı benim diyor. Biraz cesur olsa birazda yalandan kaçınsa belki bazı şeyleri anlatmak daha kolay olacak.
Ne zaman bu sosyal medyada zaman öldürmekten vaz geçip geleceğimizle kaygılanacağız? Ne zaman geleceğimize daha iyi bir ülke bırakma kaygısı taşıyacağız? O mu bu mu diye tereddütlerle ne zamana kadar oyalanacağız. Ooooo dedikten sonra iş işten geçmiş olacak. Kimse kimseyi dinlemiyor. Sadece dinler gibi, bilirmiş gibi görünüyorlar. Dinlemede sahici olmayanlar aslında karşısındaki konuşurken, kendisinin ne konuşacağını planlıyor. Sabırsızca konuşmanın bitmesini bekliyorlar. Herkesin ihtirasla konuştuğu ama pek kimsenin can kulağıyla dinlemediği, yani anlamak istemeyenin pek çok ama anlamak isteyenin pek az olduğu bir ortamdan geriye zihinleri sağır edici bir uğultudan başka ne kalır?
Kendini karşıya kapatanların İletişim araçları içinde kendini kaybedip bocalayıp dururken; kendi kendine konuşmaya başladıkları üzücü bir vakıadır. Kendi kendine konuşmakta olduğunun bile farkına varamayacak kadar başkalarından kopuk, kendi etrafında dönen sağır bireyler yetiştiriyoruz. “Başkasının sesini duyamayan” dedi beyaz saçlı adam, “kendi sesinin sarhoşu oluyor! Şu düşünürün sözlerine kulak verelim
‘’Duyabiliyor olsaydın beni kulakların olmadan,
Cevap verebiliyor olsaydın dilin olmadan,
Gözler, kulaklar ve kelimelerin zararlı sesi olmadan,
Sadece hayal gücünü kullanabiliyor olsaydın,
İşte o zaman, uyanık güne rağmen,
Akıtırdım yüreğine düşüncelerimi”
===========================AR===============================