- 800 Okunma
- 5 Yorum
- 1 Beğeni
Şimdi Ne Yapalım?
6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş Pazarcık’ta 7,7 ve aynı gün, ilk depremden 9 saat sonra da, Elbistan’da meydana gelen 7,6 büyüklüğündeki depremler 10 ilde büyük yıkıma neden oldu. Bu depremlerden 13,5 milyon insanımız etkilenirken yaklaşık 45 bin kişi de hayatını kaybetti. Bu rakam bu güne kadar ülkemizde depremden ölümün en yüksek rakamı.
Depremlerin ardından Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yedi gün, Kosova, Arnavutluk, Kuzey Makedonya ve Bangladeş’te ise bir gün ulusal yas ilan edildi.
Yurt içinde her ilden, yurt dışında pek çok ülkeden yardımlar, yardım ekipleri geldi. Günlerce canla başla çalışarak enkazdan pek çok vatandaşımızı sağ çıkardılar.
15 Şubat Çarşamba akşamı bazı TV kanalları ortak yayın yaparak ülke çapında yardım kampanyası düzenlediler. Başta kamu kurum ve kuruluşlarının yüklü miktardaki bağışlarıyla 115 Milyar Lira toplandığı söylendi. Kamu kurum ve kuruluşlarının yardımı eleştiri konusu bile oldu.
Peki o paralar ne oldu, ne olacak?
Sonuç ortada. Olan olduğuyla, ölen öldüğüyle kalıyor. O paralar inşallah gerçekten deprem için harcanır.
Yıkılmış, harap olmuş, içine girilemeyecek durumda olan binlerce bina ve açıkta kalan yüzbinlerce insanımız var. Binaları sağlam bile olsa hiç kimse korkudan içeri giremiyor. Gelen yardımlardan ise öncelikle UTANMAZLAR yararlanıyor. Gariban orda bile gariban.
Bizim köylü demiş ki "Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz."
Yazı var kışı var. Nereye kadar?
Yardım kampanyalarıyla falan olacak iş değil.
Japonya’da her yıl deprem için devlet bütçesinden ayrılan pay %10’muş.
Sadece bir defaya mahsus değil. Her yıl ayrılan kaynak bu.
Yani bu ne demek? 865 milyar Dolarlık bütçenin 86,5 milyar Doları deprem payı olarak her yıl ayrılıyor. Bu parayla binalar yenileniyor, gerekli önlemler alınıyor. Her yıl.
Bunu bizim ülkemize uyarlarsak 2023 yılı bütçemiz 4 Trilyon 470 Milyar Lira (235 Milyar Dolar). Bunun % 10’u 447 Milyar Lira yapıyor. İşte bizim de bu miktardaki bir parayı ayırabilmemiz ve bu parayı gerçekten deprem önlemleri için harcamamız lazım. Böylece 5-10 yıl içerisinde önce okullar, hastaneler, kamu binaları, konutlar olmak üzere depreme dayanıklı binalar yapmamız mümkün olur. Aksi halde vatandaşlarımızın mevcut yapıları yenilemesi mümkün değil. Şöyle ki: çare olarak gösterilen kentsel dönüşümün altından normal maaşla çalışan kişilerin, hele hele emeklilerin kalkması mümkün değil. Kentsel dönüşüm için eski daire sahiplerinden istenen para 1,5 Milyon Lira. Günümüz şartlarında sıfırdan daire almaktan farksız. Aylık ödemesini siz düşünün. Hadi gel de bunun altından kalk. Ne krediyle, ne taksitle, ne de birikimle olmaz bu iş!
17 Ağustos 1999 depreminin ardından ekonomik kayıpları gidermek için geçici olarak uygulanmaya başlanan ancak sonrasında kalıcı hale gelen “Deprem Vergisi” ile 1999-Temmuz 2022 arasında 83 milyar 621 milyon 940 bin lira vergi toplandı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası yıllık ortalama ABD Dolar’ı Efektif Alış Kuru karşılığı 38 Milyar Dolar’dan fazla vergi tahsil edildi.
Bugüne kadar toplanan vergiler konutlar için ayrılmış olsaydı artan konut üretim maliyetlerine rağmen 800 bine yakın orta seviyeli konut inşa edilebilirdi.
Depremzedelerimizin deprem öncesi ikamet ettikleri yerlerde bir an önce kalıcı konutlara yerleştirilmeleri gerekir. Bu konutların yapımında devlet her şeyini kaybetmiş insanlardan 1 kuruş para almamalıdır. Bu husus çok dikkatle ele alınmalı, kılı kırk yararak gerçek kişiler tespit edilmeli, yeni bir rant kapısı oluşturulmamalıdır. Özellikle Hatay’daki yeni yapılaşma alüvyonlu ovalarda değil daha sağlam zeminli yüksek kesimlerde yapılmalıdır. Zira Asi Irmağı havzasındaki Amik Ovası deprem esnasında zemin sıvılaşmasına neden olmaktadır. Yani titreşim esnasında yeraltı suyu yukarıya doğru, toprak aşağıya doğru hareket ettiği için altta balçık oluşmakta bu da binaların yıkılmasa bile yana yatmasına neden olmaktadır. Bu şekilde olan pek çok bina mevcuttur.
Hiç vakit kaybetmeden önce planlaması yapılmalı, ardından çok ciddi çalışmalar başlatılmalıdır.
Türk Milleti olarak biz bu güne kadar ne zorlukları yendik. Evelallah bunun da üstesinden geliriz.
Umutlu muyum?
Şu an için değil!
Allah ülkemize böyle acılar bir daha yaşatmasın inşallah.
Vefat edenlerimize Allah’tan rahmet dilerim.
Mimar Suat Zobu
.
YORUMLAR
Henüz 3.5 aylık Ecevit hükümetine deprem vergilerinin hesabını soran millet ve ERDO ve yandaşları vardı hatırlarsanız 99 depremınde
Şimdi o millet ERDO korkusundan vergiler nerde sorusu bile soramıyor. Ülke yağmalanmış çökmüş bitmiş millette Tık yok
Kadercilikle karın doyuruyorlar
Sormayan sorgulamayan hesap sormayan bu millete acıma hissimi yitirdim ustam.
Türk özüne dönmezse Tanrı Türkü korumaz
Ne mi yapalım?
Artık uyanalım
Artık hesap soralım
Şu kutsal topraklara sahip çıkalım
Yoksa Toprak bizden hesap soracak.
Hocam o kadar bu konuda ihmal bir düzenimiz var ki tek örnek versem açıkca bu ihmali acığa çıkarır , insanın , insanlığın, bir aspirinin sağladığı fayda kadar fayda sağlamayan diyanetin 200 bin kadrosu var imam vs. biz deprem kuşağının üzerinde toprakları yer alan bir vatana sahipken deprem için kurulan tüm teşkilatlarımızda AFAD dahil toplam 6500 kişilik kadromuz var . Ülkeyi yönetenler ise ne yapalım allahdandır diyerek besmele çekmeye devam ediyorlar , bu anlamlı ve güzel çalışmanızı yürekten kutluyorum acımız büyük ulusumuzun başı sağ olsun