- 327 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
Hava güzel
İkinci kez kan aldırıyordum. Uykusuzluk bir yana, sabahtan beri blok blok dolaşmam bir yana artık yorgunluktan mecalim kalmamıştı. Kendimi tutuyordum ama dayanamayacak bir noktaya gelmekten korkuyordum. Tüm yaşananların stresini geçmiştim takatimi sorgular olmuştum. O sırada koltuğa oturmuş bana komut veren hemşirenin sesiyle irkildim "elinizi yumruk yapın" demişti. Çok sıkmış olmalıyım ki bu kezde "elinizi açın, hanımefendi elinizi açın" "pardon" derken yüzümü çevirdim pencerenin kenarında oturduğum için direk gökyüzü ile karşılaştım. Bulutlar parça parça idi. Yuvarlak yuvalak lokum gibi. Ama öyle güzelleri ki, her seferinde beni olduğum durumdan çekip çıkaran bir güzellikti bu. Yine içimden tekrar ettim "ama hava güzel" dedim.
"Bir idam mahkumu" nda ki mahkumla aynı hisleri paylaşıyor gibiydim. Bu güzel havada hiç kötü düşünmek ister mi insan?
Bazen bazı durumlar öyle can alıcı gelir ki, yolun sonuna geldiğini düşünür insan. O sırada hava sanki karanlık, soğuk ve fırtınalı yağmurlu olmak zorundaymış gibi, inadına güzel nasıl olur hayret eder. Çünkü hayat devam ediyordur. Birileri bu güzel havada mutlu oluyordur.
Sen niye olmuyorsun peki? Seni durduran ne? Geçmişin acı kalıntısı mı? Geleceğin ağır yükü, endişesi mi? Yahut bugün seni karman çorman yapan bir belirsizlikle boğuşman mı? Ölmüş olsan bunları düşünemezdin. Ölmüş olsan bunları yaşayamazdın. Hala yaşıyorsan bir umut var demektir.
Bir umut varsa, şayet ufacık bir umut. Ona sarılıp yaşama bağlanır insan. Onunla yaşar, onunla var olmanın bilincini tadar. O umuttur insanı yaşatan. Gülümseten güneş gibi. Havayı da güzel yapan güneştir zaten. Onda mevcut olan senin içinde de vardır aslında.
İçimizdeki umuttur güneşimiz. Hiç sönmesin istediğimiz...
...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.