- 391 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
ŞEYTAN BUNUN NERESİNDE
ŞEYTAN BUNUN NERESİNDE
Kendimi bildim bileli müziğe karşı bir tutkum vardı benim. Hatırlıyorum da ilkokul 3.sınıftayken okulda bir müzik korosunun oluşturulacağını duyduğumda yüreğim yerinden oynamıştı.Seçmelerin yapılacağı gün soğuk algınlığı nedeniyle sesim o kadar kötüydü ki, seçmelere katılamadım. Fakat bir hafta sonra sınıf öğretmenim Petek Atakav -yaşıyorsa ellerinden öpüyorum - koroya alındığımı söyleyince bu dünyada yaşanabilecek en büyük sevinçlerden birini yaşamıştım. Öğretmenim türkü söylemeyi ne kadar çok sevdiğimi biliyordu. Seçmelerdeki jüri üyelerinden biriydi ve inisiyatif kullanarak beni de koroya eklemişti.
Öğretmenimin müzik tutkuma verdiği bu destek ailemde de olsaydı şu an müzik yapan biri olarak karşınızda olabilirdim. Fakat maalesef, özellikle annem müzik adına yaptığım bütün girişimlerimde hevesimi kırmak için ne gerekiyorsa yaptı.
Türkü söyleme tutkuma, saz çalma arzum ortaokul yıllarında eklenmişti. Alevi arkadaşlarımda görüp imrendiğim bir arzuydu bu. Bir bağlama alıp ’onlar kadar güzel çalmalıyım. ’ diyordum kendi kendime...
Babamın verdiği okul harçlıklarından artırdığım parayla o zamanlar arkadaşlarımın biraz da
alayla saz yavrusu dedikleri bir cura almaya yetmişti param.
Curayı büyük bir sevinçle eve getirmiştim. Annem önce ne olduğunu anlayamadı; sonra bir müzik aleti olduğunu söylediğimde çok kızdı. Anneme bunu müzik öğretmeninin istediğini, herkesin bir müzik aleti alma zorunluluğunun olduğu yalanını söyledim.
Tepkisinin gevşedigini görmek beni biraz rahatlattı. Bir üst kata çıkıp odalardan birine
Kapandım.4-5 saat odadan hiç çıkmadığımı hatırlıyorum.
Ertesi gün cura ortada yoktu. Sağa bakıyorum yok . Sola bakıyorum yok. Anneme soruyorum tepkisiz! Sonra kuzinenin kapanamayan kapağının aralığından sazın sapını gördüm. Annem kırıp sobaya atmıştı. Değersiz bir odun parçası gibi. ..
Annem özünde iyi biriydi. Bizi de çok severdi. Kendince bizi günaha sokacak bu uğraştan soğutmaya çalışıyordu. Ona bu aklı verenler, bu fikirleri kafasına sokanlar ise sözde din adamı softalardı.
Saatlerce ağladığımı hatırlıyorum. Annem dayanamayarak yanıma oturmuş : ’Saz çalmanın en büyük günahlardan biri olduğunu,Onu çalanın cehennemde yanacağını,sadece onun değil onu yetiştiren anne-babanın da yanacağını bu yüzden de saz çalmama asla müsade etmeyeceğini söylemişti. Gerekirse ’okula da göndermem.’ diye eklemişti.
Aradan 4-5 yıl geçti. Sanırım lise 2. Sınıftaydım. Yine harçlıklarımdan artırdığım parayla bir arkadaşımın divan sazını satın almış eve getirmiştim. O zamanlar az-buçuk çala biliyordum .Anneme;’ sazın bir arkadaşıma ait olduğunu sadece birkaç gün bende kalacağını’ söyledim. Arada bir arkadaşlara bırakıp tekrar eve getirme amacındaydım.Hem böylelikle sazı annemden korumuş olacaktım. Annem o an sadece baktı hiçbir şey demeden mutfağa geçti. Akşam hep birlikte otururken: ’Sazın bir şeytan işi olduğunu söyledi .Anne-babalar ölseler bile çocukları saz çalmaya başladığında mezarlarında yanmaya başlayacaklar,çalma devam ettiği sürece bu yanma devam edecek diye ekledi. Bu bilgiyi de bölgenin en iyi şeyhlerinden birinden bizzat işittiğini anlattı
Sabah kalktığımda arkadaşıma ait olduğunu söylememe rağmen sazımı bahçede parçalanmış halde gördüm. Anneme hiç tepki vermedim.Sessizce yenilgiyi kabul ettim. O, müzik ve enstrüman çalma tutkumun körelmesi konusunda başarılı olmuştu. Ve ben pes etmiştim. diyebilirim.
Benim durumumda olan birçok yetenekli çocuğun bu hurafeler yüzünden müzikten,resimden daha birçok sanat dalından
Uzaklaşırıldığını düşünürsek; dinimizi gerçek anlamda bilen din adamlarımıza seslenmek lazım. ..Lütfen söyler misiniz? Şeytan bunun neresinde?...
BEDRİ KARAARSLAN
YORUMLAR
Ah, kollarımdan oldum sanki...
Hocam, siz de bilirsiniz; ilkel, çağdışı düşünce yapısının ürünü olan doğmalar, insan tarihi boyunca, sanatın neredeyse her alanını kendine hedef almıştır. Bu nedenle İnsanlar yakılmış, asılmış, kesilmiş, ve hatta şeytan ilan edilmişlerdir. Oysa "şeytan dedikleri "şey"; bu tür kötücül düşüncenin, niyetin bizat kendisidir. Kötülüğü yapanın kendisidir....
Ne yazık ki anneniz de "kurban"lardan biri olmuştur...
Gerçekten çok üzücü bir hikaye...
Teşekkürler paylaşım için.
Saygı ve selam ile.