- 213 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Alamanya Alamanya, Benim Gibisini Bulaman Ya...
İlk hatırladığım şey gri bir gökyüzüdür. Almanya’nın soğuk ve bulanık havası… Bahsettiğim görüntünün hangi yıla ve hangi güne denk geldiğini de bilemiyorum doğal olarak. Kaç yaşındaydım o esnada? Anımsayamıyorum elbetteki. Herhalde o kasvetli gökyüzü görüntüsü, hayatımın ayrılmaz bir parçası haline gelen sıkıntılı bekleyişin tesadüfi bir simgesidir veya belki de doğrudan nedenidir.
Ve tüm yaşantıma damgasını vurmuştur.
Hiç düşündünüz mü; bu Dünya’ya dair ilk ne hatırlıyorsunuz? Bu varlık aleminin sizde bıraktığı ilk iz nedir?
Birkaç katlı bir binanın ikinci katındaydı evimiz. Alman ve Türk komşularımız vardı. Çevre apartmanlarda ise Arap, Yugoslav ve Polonların ikamet ettiklerini anımsıyorum belli belirsiz. Gelecek çağlarda gidilen bir gezegende kurulan yeni bir koloni gibi herkes kendi dünyasını da beraberinde getiriyordu buraya. Hepsi de kendi kültürüne ait nesneler, yiyecekler, içecekler ve dilleriyle birlikte gelmişlerdi.
Plaklarda, teyplerde ve kulaklarda Kayseri’li ozan Metin Türköz’ün sesi...
Alamanya Alamanya, Benim gibi işçi bulaman ya...
Bense kendisini farketmeyen bu insanların üzerinde gezinen göğün gri gözlerine bakardım.
Kısa dalgada Varşova Radyosu...
Teknolojinin, makinalaşmanın, ulaşım olanaklarının, hızın merkezi olan bu ülkeye gelen herkesin gerekçesi aynıydı; karnını doyurmak ve yapabiliyorsa biriktirmek. Daha iyi bir yaşam düzeyine ulaşmak… Bir gün memleketine geri döndüğünde bir zamanlar mümkün olmayan şeylere sahip olmak. Bunun dışındaki herşey farklıydı; dilleri, giyimleri, görünüşleri, yiyecekleri, alışkanlıkları… Aynı ülkeden gelenlerin bile yöresel ve kişisel birçok farklılıkları bulunuyordu. Daha sonra yavaş yavaş, farketmeden uyum ve benzeşim başlıyordu. Bu da önce giysiler üzerinden gerçekleşiyordu. Bir gün insanlar uzak gezegenlerdeki yerleşim birimlerine göçecek olurlarsa gerekçe yine aynı olacaktır. Fakat yine de yanlarında götürecekleri bir nesnenin içinde kültürel değerlerini de, anlam birikimlerini de taşıyacaklardır. Ruhlar da insanlarla birlikte göçecektir.
Metin Türköz’ün yüzünü çok uzun yıllar sonra, artık o gri gökyüzünden çok uzakta iken bir televizyon programında gördüm. Kendi sesinden dinledim öyküsünü... Elinde bağlaması ile gitmiş işçi olarak, çalıp söylediği türkünün bir anda nasıl bu kadar tutulduğuna kendisi de şaşırmış.
Deniz Karakurt - "Anılar" kitabı
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.