- 199 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
EDEBİYAT VE TOPLUM
EDEBİYAT VE TOPLUM
En kısa tanımıyla edebiyat ; duygu ve düşüncelerin insan ve toplum yaşantısının söz ve yazıyla etkili biçimde anlatımını amaç edinen bir sanat türüdür şeklinde ifade edilebilir.
Tarihin her döneminde insanlar edebi eserlerde bir araya gelmiş, bu edebi değerleri sözlü ve yazılı sanat yoluyla toplu yaşayışla birleştirmek isteği hep var olmuştur. Kısacası bireyselliğini toplumsallaştırmak amacını taşıyor diye düşünülmüş. Bireyin bütünle böylece kaynaşması için edebiyat vazgeçilmez bir araçtır. Edebiyat insanın sınırsız birleşme. yaşantıları ve düşünceleri paylaşma yeteneğini yansıtır. Bu yetenek onun toplum halinde yaşayışının da dayandığı ilkedir. Bu bakımdan edebiyatın rollerini toplumsal ve bireysel olarak iki bölüme ayırmalıyız.
’’Edebiyatçının görevi, toplum için ve toplumla birlikte ele almak, öteki insanlarla olan karşılıklı etkilerini, ilgilerini belirtmektir. İnsanı soyut bir kavram olmaktan çıkarıp. somut bir varlık haline getirmektir. Edebiyat bunları elle dokunulur bir biçimde (şiir, roman, oyun vb.) ortaya koyup sistemleştirir.
Yazar, kişisel olarak kendi yargısını bildirmek, ya da okuyucusuna kabul ettirmek için değil, hayat karşısında kayıtsız kalamadığı için yazar.Bunu toplumsal sorululuk gereği yapar. Edebi eserlerini yaşamın içinden alarak yeniden topluma sunar.
Edebiyatçı yeni gerçekleri bulduğu zaman, bunu yalnız kendisi için bulmuş olmaz; bunu başkaları için de. nasıl bir dünyada yaşadıklarını nerden gelip nereye gittiklerini öğrenmek isteyenler için de yapar. Bir toplum için yaratır. Böylece edebiyat sanatçısı doğa ile toplum içindeki yaşantısının bireyse! ve toplumsal izlenimlerini yazının en etkili biçimleriyle anlatırken, toplumları ve kişileri yetiştirip yönetmek gücüne en çok ulaşan insan olur.
Edebiyat, kişinin öz benliğinin derinliklerine seslenir, oradaki dileklere cevap verir. Çeşitli yaşantılar altında ezilmeden, çeşitli hayatları yaşamak, kendi yaratıcı yeteneklerimizi yenilerek. onları harekete getirmek edebiyat yoluyla olur.
Edebiyat kişinin duyduğu fakat ifade edemediği tutkuları. özlemleri, öfkeleri. sevinçleri en etkili biçimde anlatarak insanın ruhsal boşalımını sağlar. Bu yüzden herkesin diğerlerine tercih ettiği sevgili yazarları, unutamadığı eserler vardır. Çünkü kişi bunlarda kendi ruhunun yansımasını sezmiştir.
Dünyaca ünlü yazarlar ; William Shakespeare William Faulkner,Henry James,Jane Austen, Charles Dickens, Fyodor Dostoyevski ,Ernest Hemingway, Franz Kafka gibi yazarlar ,toplumsal gelişim ve değişimlerde etkin şekilde rol oynamış ve dünyaca kabul görmüş yazarlardır.
Edebiyatta bireyci ve toplumun görüşler öteden beri tartışılır. Bunlara açıklık getirmek için üzerinde durmanın yararı vardır.
Bireyci Görüş: Bazı düşünürlere göre toplumdaki değişmeler bireyden gelir. Tek ve temel gerçek bireydir. Her alanda tarihi yaratanlar güçlü, yetenekli bireylerdir. Bu görüş edebiyata da uygulanmıştır. Buna göre edebiyatın özü, konusu, amacı bireydir. Edebiyat bireyden çıkar, bireye döner.
Günümüzde toplumu bir yana bırakarak, sanki hayal bir ülkede yaşıyormuşuz gibi romanlarında hep bireyin uydurma aşk ve şehvetini işleyen Kerime Nadir, Esat Mahmut gibi yazarı bu bölüme sokabiliriz.
Toplumcu Görüş: Bazı düşünürler ise her şeyi toplumda ararlar. Bireyi yaratan, yaşatan. yöneten toplumdur. Buna göre edebiyatın konusu, amacı toplumdur. kamusal yaşayışıyla ilgilenmelidir.
Ülkemizde edebiyatı en etkin şekilde topluma yansıtan bir çok yazar ve şairlerimiz vardır. Bunlardan birkaçını sayacak olursak, yazarlardan Yaşar Kemal, Kemal Tahir, Sabahattin Ali. Aziz Nesin, Oktay Akbal, Hasan Ali Yücel, vb. gibi yazarımız vardır. Bununla beraber Toplumsal gerçekliğe inanan Şairlerimiz de vardır Nazım Hikmet, Ahmet Arif, Cemal Süreya, Edip Cansever, Turgut Uyar, Nilgün Marmara, Orhan Veli Kanık, Ahmet Erhan vb
Duyarlılık toplumun çeşitli sorunlarını dile getirmekten çekinmemiş,zaman zaman büyük bedeller ödeyerek sorumluluklarını yerine getirmişler.
Ayni şekilde kadın yazarlarımızda toplumsal sorumlulukları gereği görevini yapan bir çok kadın yazarlarımız da olmuştur bunlardan bir kaçı şunlardır; Halide Eip Adıvar, Tomris Uyar Elif Şafak,Ece Temelkuran, Ayşe Kulin,Buket Uzuner, İpek Ongun vb yazarımız ve Şairlerimiz de vardır.Onlar da kendilerine düşün görevi yerine getirmeyi başaran isimlerdir.
Bununla beraber her iki anlayışı kusurlu gören anlayışta vardır. Gerçeği tek yanlı bir gözle eksik olarak görmektedir. Teki genelden, özneli nesnelden, iç gerçeği dış gerçekten ayırmakta. ondaki çeşitliliği, bu çeşitlilikteki birliği, bütünlüğü sezememektedir. Toplumsuz birey, bireysiz toplum olmaz. Bireyin toplumun dışında düşünülmesi nasıl olanaksızsa, bireyle alış verişi olmayan soyut toplum da tasarlanamaz.
Muzaffer KALABA
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.