- 368 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
MİRAC
KAZIM ÖZTÜRK
ÖZTÜRKÇE
[email protected]
[email protected]
[email protected]
semazen.net
MİRAC
Recep ayının ilk Cuma gecesi; “Regaip Kandili”ni idrak ettik. Regaip kandiliyle; rağbetlere, iltifatlara, övgülere… kavuşmak için Rabbimize dua ve niyazda bulunduk. Yıllardır bunu yapıyoruz. Her yıl üç aylar gelip geçiyor, Ramazanları, Bayramları idrak ediyoruz. Dahası, her günümüzün Bayram olması için Beş vakit namazda bunu hayatımızda uygulamaya çalışıyoruz.
Receb ayının 27. Geceside yani 17 Şubat 2023 günü (Dün) de Mirac kandilini kutladık. Mi‘râc kelimesi “yukarı çıkma vasıtası, merdiven” demektir. Terim olarak Hz. Peygamber’in göğe yükselişini ve Allah katına çıkışını ifade eder.
Olay, Mescid-i Harâm’dan Mescid-i Aksâ’ya gidiş ve oradan da yükseklere çıkış şeklinde yorumlandığından kaynaklarda daha çok “isrâ ve mi‘rac” şeklinde geçerse de Türkçe’de mi‘rac kelimesiyle her ikisi de kastedilir.
Resûl-i Ekrem’e mi‘racda Bakara sûresinin son âyetleri indirilmiş ve Allah’a ortak koşmayanların affedileceği müjdesi verilmiştir
Mirac olayından önce sevgili peygamberimizin kalbinin zemzemle yıkandığı rivayet edilir.
Mirac, yükselmek, yukarı çıkmak ve kalbin yıkanması ise, neden bunca zamandır; “İnsanım” diye ortalıkta dolaşanların yükselmeye, kalp temizliğine, irfani yücelişe, iz’an yönünden terfi etmeye, vicdanın irtifasına sebep olmuyor? Yıllardır bu kandil gecelerini idrak etmekteyiz ama yaptığımız işler, hiç de ders almışa, aklımın başına geldiğini göstermiyor. Bir iki gün ağlıyor, eyvah ediyor, dövünüyoruz o kadar. Bir süre sonra eski tas eski hamam. Yine aynı hamakat, aynı yanlış, aynı çirkinlikler… devam ediyor.
Kandiller, gönlümüzü aydınlatmalı, ruhumuza, vicdanımıza ışık yakmalı. Değilse minarelerin kandillerle süslenmesi yetmez. Camilerde o gün akşam bütün lambaların ışıl ışıl yanması bir anlam ifade etmez. Kandiller bize bir şeyle anlatmalı. Değilse, mevlidler dinleyip, kasidelerle coşup, ilahilerle gözyaşı döküp sadece o akşama has duygulanmak çözüm olmuyor.
Adettir, kandil günlerinde Kur’ân–ı Kerim okunmalı; okuyanlar dinlenmeli; uygun mekânlarda Kur’ân ziyafetleri verilmeli; Kelamullah’a olan sevgi, saygı ve bağlılık duyguları yenilenmeli, kuvvetlendirilmeli. İyi de, Kur’an’ın içinde; “aklınızı kullanmaz mısınız?”, “Niçin düşünmezsiniz?”, “Niçin yapmadığınızı söylersiniz?”, “kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın”… gibi bizi uyaran, yaptığımız işleri düzgün, doğru, hilesiz, yalana, sahtekarlığa kaçmadan yamyaı öğütleyen daha doğrusu emreden hükümler olduğu halde hiçbir şekilde aklımızı terletmez, alnımızın, güzel iş yaparak terlemesine çaba sarf etmeyiz.
Sonrda da, deprem olunca, sel felaketi gelince ve diğer doğal afetlerde “yandık, yıkıldık, Allah’ım medet” diye feryat ediyoruz.
Allah; “Muhsinleri severim” buyuruyor. Muhsin, işini iyi yapan, hilesiz çalışan…” demektir. Yine; “Bir bilene sorun”, “istişare edin” diyor. Hangi işimizde istişarede bulunuyoruz? Evet hastalandığımızda doktora gidiyor, onun dediklerini yapıyoruz, yerinde ve akıllı bir hareket. Ama Allah’ın dediklerini neden yapmıyoruz?
Miraç Gecesi!
Gönüllere deva Kur’an hecesi,
Zirveye erilir Miraç gecesi,
Dünya semasından öte nicesi,
Sidreye varılır Miraç gecesi!
İsra yolculuğu ruha şifadır,
Mana seyahati gönle safadır,
Yaratana kulluk ahde vefadır,
Kalplere girilir Miraç gecesi!
İman ışığıyla yol aydınlanır,
Ruhu güzelleşen kul aydınlanır,
Üç yüz altmış beş gün yıl aydınlanır,
Müjdeler verilir Miraç gecesi!
Anneyi babayı sormayanlara,
Sevgi yumağıyla örmeyenlere,
Garip gurabaya varmayanlara,
Günahtan sorulur Miraç gecesi!
İsrafa girmeden ortayı bulan,
Nefsini tanıyıp Rahmanı bilen,
Mahzunu susturan gözyaşı silen,
Yaralar sarılır Miraç gecesi!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.