- 1487 Okunma
- 4 Yorum
- 6 Beğeni
Devenin Hikayesi
*DEVE NE DEMİŞ*
*“…Bir hakkım hariç …hepsini helal ediyorum.”*
Adam uzun yıllar devesiyle taşımacılık yapmış.
Yaşlanan deve yolun sonuna gelmiş.
Artık öleceğini anlayınca:
— Sahibimi çağırın da helallik vereyim, demiş.
Devenin sahibi:
— Ne hakkı varmış ki bende? demiş.
Demiş ama yinede merak etmiş.
Dayanamayıp devesinin yanına gitmiş.
— Ne hakkın var ki bende? demiş.
Deve:
— Öyle deme!
--İlk olarak; benim taşıma gücüm belliyken, sen bunun iki katı çuval yüklerdin bana.
Bu hakkımı helal ediyorum sana.
— İkinci olarak; benim günlük 10kg yiyeceğe ihtiyacım varken, sen hep 8kg verir,kalanı vermezdin.
Bu hakkımı da helal ediyorum.
— Ayrıca ; Üç günlük yolu iki günde gitmem için sopayla döverdin beni.
Bu hakkımı da helal ediyorum.
— Dahası ; bir de yavrum olmuştu.
Onu kesmiş, misafirlerinle bir güzel yemiştiniz.
Bu hakkımı da helal ediyorum.
—Amma bir hakkım varki onu sana asla helal etmeyeceğim.
Mahşerde bunu senden soracağım.
Sahibi merakla sormuş.
— Nedir o?
— Her seferinde her yolu en iyi ben bildiğim halde, tüm yükü de ben taşıdığım halde, yularımı bir eşeğe verirdin.
Beni bir eşeğe mahkum ederdin ya, işte bu hakkımı asla helal etmeyeceğim!
🖤 🖤 🖤
Düşünülmesi,
İbret alınması,
Ehil olmayan,
Liyakatsız insanlara,
*Hiç bir makamın,*
*Hiç bir değerin,* *Hiç bir emanetin,*
teslim edilmemesi dileğiyle...
🖤 🖤 🖤
*UZAKLAŞ!*
*Senin için mücâdele etmeyenlerden,*
*Seni koruyup gözetmeyenlerden,*
*Senden çıkar ve menfaât bekleyenlerden,*
*Verdiği sözden geri dönenlerden,*
*U-zak-laş !!!*
*Unutma;*
*Kötüden uzaklaşmak,* *İnsanı iyiye yakınlaştırır.*
🖤 🖤 🖤
Hayırlı günler 🌺
Alıntı yazı
YORUMLAR
Başımıza gelen her türlü felâket ve musibetlerin en büyük sebebi liyakatsizliktir.
Allahu Teâlâ (C.C) şöyle buyurmaktadır:
“Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir” (Nisâ, 58).
Bu emrin en güzel uygulamalarını şüphesiz Allah Elçisi yerine getirmiş, onun ashabı da buna riayet etmeye çalışmıştır. Bilhassa atamalarda bu hususa önem gösterilmiştir. Ehliyetin ortaya çıkmasını sağlayan prensiplerden biri meşverettir. Bu sebeple Hz. Peygamber imkâna göre bazen dar, çoğu zaman da geniş çerçeveli meşveret toplantıları yapardı.
Bu sünnet kendisinden sonra sahabe tarafından da ciddiyetle uygulanmıştır.
Mesela Hz. Ebubekir (ra) halife olduğunda icraatlarında daima Allah’ın kitabını ve Allah Elçisi’nin faaliyetlerini ölçü alacağını şu veciz konuşmasıyla ifade etmiştir:
“Ey insanlar! Sizin en faziletliniz olmadığım halde idare işinizi üzerime aldım. Bildiğiniz gibi Kur’an nazil olmuş, Peygamber de sünnetlerini ortaya koymuştur. O, Kur’an ve sünneti bize öğretti, biz de öğrendik. Biliniz ki, en büyük akıllılık takvadır. En büyük ahmaklık ise doğru yoldan çıkıp günah işlemektir. Gasp edilen hakkını alıp kendisine teslim edinceye kadar zayıf olan kimse benim nazarımda en güçlünüzdür. Gasp ettiği hakkı kendisinden alıncaya kadar da güçlü olan kimse, benim nazarımda en zayıfınızdır.
Ey insanlar! Ben sadece kendinden önceki bir rehbere tabi olan biriyim, yoksa yeni bir şey icat eden biri değilim. Şayet bu idare işini güzel yaparsam bana yardım edin! Yok, eğer doğru yoldan saparsam beni doğrultun” (İbn Sa’d, Tabakât, III, 167).
İbret verici bir paylaşımdı, gönülden kutluyorum tebrikler üstâdım.
Sonsuz selam ve saygılarımla.
Allah'a emanet olun.
Hayrullah
Güzel ders verici kısa bir hikayeydi
Yüreğinize sağlık
Selam ve sevgiler
Hayrullah
işte ibret alınacak bir hikaye anlayan için tebrik ederim usta kalem