- 236 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
HAL-İ PÜR MELALİMİZ
Hal-i Pür Melalimiz
Adam bankalardan kredi alıyor, ödemiyor; ama devletin emekliye verdiği ücretsiz seyahatin yanlış olduğunu, haram olduğunu savunuyor. Sanki kendi yaptığı çok helalmiş. Faizli bankadan kredi çek, sonra ödeme. Nasıl olsa haciz yapılamıyor maaştan.
’’ Üzerimde gayrimenkul yok’’ diyor.’’ Yaptığım ev babamın üstüne.’’ Babası da sizlere ömür. Banka onu da haczedemiyor, çünkü Allah haczetmiş onu.
Adam bankada çalışmış bir ömür, emekli olmuş, şimdi faize karşı çıkıyor. ’’Zina serbest’’ diyor, hükümeti eleştiriyor. Adama sormazlar mı’ faiz alış verişi kişinin annesiyle zinasından beter, sen kimin evini soruyorsun.’
Ne denir bu gibiler için, ’kendi gözündeki merteği görmez, başkasının gözündeki çöpe takılır’. Bu gibi durumlarla sık sık karşılaşmamak elde değil. Zaten en çok bu gibilerin yükselen sesleri ortalığı tutar. Hani ’ilk taşı günahsızın olan atsın ’denir ya. Oysa başkalarını taşlayıp duranlar hep günahkârlardır.
Bu gün toplumumuzun en büyük yarası da bu. Oysa herkes kendi bahçesini temiz tutsa yahut başka bir deyimle ’kendi evinin önünü temizlese sokaklar pırıl pırıl olur.’
Ticaretimizden günlük hayatımıza kadar her şeyimizle haramla kirlenmişiz. Adamlar Japonya’ya gidip çakma ürünler satıyorlar, sonra kalkıp helal yemek yiyebilecekleri yer soruyorlar. Adama demezler mi ’senin kazancın haram. Haram parayla nasıl helal yemek yiyeceksin.’
Adam tarikat ehli. Aynı sohbet halkasındaki arkadaşını dolandırıyor, sonra da adını vermeden helallik istiyor. Adam bir karış sakalıyla ne dolaplar çeviriyor. Kimi tefecilik yapıyor, kimi karaborsacılık. Kimi hileli iş yapıyor. Verdiği sözü tutmuyor çoğu. Eziyet ediyor iş yaptığı kişiye. Aldığı işi savsakladıkça savsaklıyor. Yalan söylemeyi meslek haline getirmiş, yüzü kızarmıyor.
Dedikodu desen bini bir para. En iyimiz bile dedikodudan bir türlü kurtulamıyor, büyük bir zevk alıyoruz bundan. Haset dersen bini bir para. Özellikle en yakınlar birbirini haset ediyor. Birbirimizi küçük görmemiz, hor ve hakir tutmamız da cabası. Yalakalığın bini bir para. Yağcılar, yalakalar yükseliyor, el üstünde tutuluyor. Sahtekârlar toplumda revaçta.
İki yüzlülük, üç yüzlülük, daha doğrusu çok yüzlülük toplumda moda. Herkese göre bir yüzümüz var. Maskeler ardında saklanıyoruz. Gerçek yüzümüzü başkaları değil biz bile tanıyamıyoruz. En ufak bir menfaatimiz için her şeyi yapıyoruz.
Toplumda iyi olan şeyleri takdir etme alışkanlığımız yok. Her şeyi gösteriş olarak yapıyoruz. Riya toplumsallaşıyor. Allah rızası için bir hayır yapanımız yok. Yaptığımız hayırla övünüyoruz. Cömert desinler diye cömertlik, hayırsever desinler diye hayır yapıyor, koca koca harflerle üstüne yazdırıyoruz. Yahut sırası gelsin, gelmesin bu hayır işini yaptığımızı el âleme duyuruyoruz.
Bunca yanlış iş ve yaşam tarzımıza rağmen nasıl olup ta başımıza taş yağmadığına şaşmıyoruz. Ondan sonra düşmanlara karşı Allah’tan yardım bekliyoruz. Haksızlık yaparak elde ettiğimiz menfaatlerin kendimizden ve neslimizden çıkacağını hatırımıza getirmiyor, daha sonra karşımıza çıkınca da vaveylayı basıyoruz. ’Allah’ım hep beni mi buluyor bu terslikler’ diyoruz.
Ahmet Kemal
Kayıt Tarihi : 16.9.2018
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.