- 411 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YA NE OLUYOR YA, NE OLUYOR YA
‘’YA NE OLUYOR YA
NE OLUYOR YA’’
Ey Türkiyem bu kış biliyorum üşüyorsun.
Unutma! Güçlüsün her zorluğun üstesinden gelirsin.
Betondan yorganı sırtına vurdun.
Türkiyem yanında senin, sıcak nefeslerimiz senle, ısınırsın.
Gözlerimizden dökülen yaşlarımız şifadır sana al senin olsun
Ayağımdaki ayakkabılarım senin, giy onları ayakların üşümesin.
Ben mi bulurum çarık. Sen beni düşünme.
Aslında sen benden güçlüsün.
Zira sana dua ediyor dünya, göz yaşları döküyor.
Bak 1999 da senin gibi beton altında kaldım.
Bir kardeşim hediye etmişti. Bu küçük maket ayıcığı saklıyordum.
Ben şimdi büyüdüm, demek ki! senin için saklamışım.
Sende sakla, ama sakın deprem olmasın. Daha dayanacak gücümüz kalmadı.
Kumbarasında biriktirdiği parasını sana gönderdi. Kendi küçük acısı büyük kardeşin
Senin olsun helal hoş olsun, kendi küçük yüreği büyük kardeşinden.
Asya bebek Türkiye’nin anaları senin acını yudum yudum içip senin rahatlamanı istiyorlar.
Beni buradan çıkarın anneanneme götürün diyen çocuk.
Korkma Türkiye’de ki analar senin anan, Anneannendir.
Seni kucaklarlar bağrına basarlar.
Sen görmedin belki ama ben görüyorum ablaların seni bekliyor.
Abilerin nefesini dinliyor.
Yıkılmak üzere olan binaya girip, hayatını ortaya koyan kucaklayıp çıkan Türk askeri, Mehmet’im yanında
İnsanlık ölmedi Muhammed çocuk. ölmedi bak herkes senin yanında.
Senin ülkende iyiler o kadar çok ki sen duymadın mı coğrafya kaderindir.
‘’Ne oluyor ya, ya ne oluyor diyen’’ çocuk bir şey olmuyor sadece kaderini yaşıyorsun.
Şimdi ben haberlere mi çıktım diyen küçüğü sen haberlere değil dünyaya göz kırptın.
Kötülerin vebali var o vebali sana yüklemiş, kendileri temize çıkmışlar sen merak etme ilahi adalet herkesin hakkını vebalini kendilerine verecektir.
Bak Kosova’dan selam getirdim Prizren’ den göz yaşı getirdim, onlar senin incilerin olsun.
Türk dünyası sana yas tutuyor. dünya sana ağlıyor.
İşte bak sen bir dünyasın. O kadar büyüksün.
Biz millet olarak bir ölür bin diriliriz. Devletin, Milletin senin yanında.
Hatta dünya senin yanında.
Bense bütün kalbim, gönlüm göz yaşlarımla senin yanındayım.
M. Talip BİLGİL.
Türkiye’nin Geçirmiş olduğu deprem felaketi ile ilgili kısa bir değerlendirme yapmak istiyorum.1939 da Erzincan da olan depremi genç nesil bilmez. Hatta şu an yaşlı sınıfına girenler bile belki hatırlamayabilir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin geçirmiş olduğu en büyük depremdir. Yaklaşık yüz bin yaralı ve 33 bin insan öldü. Yaşanamayacak hale gelen toprak evlerin tamamı yıkılmıştı. "Neredeyse yaşanmaz hale gelen Erzincan şehrinin yeniden inşa edilmesi için çalışmalar başlamış. Devlet yeni şehrin kurulması amacıyla hazine arazisini zamanın belediyesin tahsis etmiştir. Kızılay Cemiyeti de şehir hayatını düzene koymak, günlük yaşamın devamını sağlamak adına ev, baraka ve dükkân yapmıştı. O zaman şartlarında yapılabilecek pek çok şeyde yoktu zaten.
Terzi baba mezarlığının bitişiğinde olan şehir kuzeye doğru çekilerek yeni bir şehir kuruldu Bildiğim için diye bilirim ki en düzenli şehirlerden birisidir. 1992 yılında olan deprem ile 653 kişi vefat etti. O zamanların yönetimi tam anlamıyla organize olamadı ama yine de depremin yaraları sarıldı ve yeniden yapılanmaya çalışıldı. Devlet kendini toparlayıp organize olmayı başardı. 17 Ağustos 1999 yılındaki Gölcük depremi ile 365 bin konut depremde ya yıkıldı ya da hasar gördü. Her depremde olduğu gibi gölcük depreminde de şiddeti ile ilgili değerlendirmeler farklı olsada 7 üzerinde olduğu düşünülürse, felaketin büyüklüğünü ortaya koyuyor. Yeryüzüne 17 km olması depremin şiddeti bakımından etken olmuştur.
Bundan daha iki yıl önce geçirdiğimiz İzmir depremi var. İzmir depreminin vokal olması nedeniyle çok çabuk telafi edildiği Binaların çok çabuk yenilendiği deprem zedelere sosyal devlet olmanın nimetlerini hissettirildi. Maraş merkezli iki depremi yaşadık yaşıyoruz7,4 ve yüzey dalgası büyüklüğü 7,7 değerleri civarında değişmektedir. Depremin odak derinliğinin 7 km olduğu Ana deprem dalgasının ardından büyüklüğü 4,0-5,0 değerlerinde olan çok sayıda artçı depremler meydana gelmiştir.
Ateş düştüğü yeri yakar. Devlete "sosyal devlet" diyebilmemiz için: Bu durumlarda her organıyla vatandaşın yanında olmayı başaran devlettir. Görüyoruz ki bir gün içinde bu kadar geniş ve büyük bir sistemi organize ederek vatandaşın yanında olmasıdır. Acının karabulut gibi çöktüğü ve sözün bittiği yerdeyiz. Gerçi Söz bitmez, insan tükenmez ama büyük acılar da unutulmaz.
Bu vatanı vatan bilirken acıda ve kederde birlik olmak, tasa ve kederde birlik olmak değil miydi? Düştün bugün, ama asla yıkılma.
Yorulabilirsin ama, asla durma.
Engellenebilirsin ama, asla yılma,
Bükül ama, asla kırılma,
Yenil ama asla pes etme.
Ağzı boş yalaka şovmenler ileri geri konuşuyor, şöyle yaparım böyle yaparım. Bende diyorum ki sen ancak şovmenlik yaparsın. Bir defa senin her yanın yamuk. Ateş kor olmuş ciğerimiz yanıyor o hala neden bahsediyor. Dili fitne dini zaten unutmuş. Kültürü yemek içmek ve lavaboya gitmekten öte geçmeyenler: Devlet yönetemez Ama o kafasına göre bir örümcek ağı kurmuş konuşuyor. Millet olmayı başaramamış kıvançta çilede tasada kederde birlik olamamış bana masal okuyor.
Altı şubatta Maraş merkezli depremini duyanlar tam fırsat deyip aldılar, verdiler salyadan geçilmez oldu. Desen ki hadi gel sen yönet korkak itler gibi başını saklayacak yer gezerler. Millet birlik olmuş acıyı yudumlarken, onlar acıdan nemalanmak istiyor. Ben can evimden vuruldum.18 bine yakın ölümün olduğu bir ortamda siyaset konuşanlar var ya onları ne yapmalı bilmiyorum. Hâlâ ulaşılamayan enkazlar olduğuna dair üzücü haberler gelirken sevindirici olan şu ki devlet ve milletimiz ilk saatlerden itibaren organize olup harekete geçti. Lakin mesafe pek geniş ve tahribat çok fazla. Depremlerin tahribatı yanında milletler üzerinde birleştirici etkisi de olur. Yardımlaşma ve dayanışma duyguları milletimizde zaten kuvvetlidir ama bu tür vesilelerle onun eserini daha bariz şekilde görme imkânı buluyoruz. 85 milyonun içinden elbet bir kısımları çıkacaktır.
Bu badire bu milletin birlikteliği ve beraberliğiyle atlatılacaktır. İnşallah –bazı çatlak sesler çıksa da- bu defa da yakaladığımız millet-devlet birlikteliğiyle bu badireyi atlatacağız
Hükümet “dördüncü seviye” alarm ilan edip uluslararası yardım çağırdı. Türk Silahlı Kuvvetleri nakliye uçakları deprem bölgelerine hava köprüsü kurdu. Gemiler hastaneye dönüştürüldü koca koca helikopterlerin biri geldi biri gitti. Askeri birlikler AFAD ekipleriyle omuz omuza arama-kurtarma çalışmasında kayıplar daha da artmasın diye çalışıyor. Kızılay’ın kan bağışı kampanyasına yurttaşlar kuyruklar oluşturarak karşılık verdi. Siyasiler koruma ordularıyla enkaza akın etmedi cesurca fevri ve ferdi gittiler. Muhalefet partileri bugün siyaset yapmayıp sonra konuşuruz dediler. Aba altından sopa gösterir gibi. dayanışma çağrıları yaptılar. Bunu da bir gelişme sayıyorum. Muhalif belediyeler yardımlarını AFAD ile koordine etti. Uluslararası yardım çağrısına dünyanın her yerinden karşılık geldi. Depremzedelere hem içeriden hem dışarıdan yardım yağıyor. OHAL ilan edilmesine bazı kimlik ve kişilikler yaygara koparıyor. Zira dilediği gibi yaygara yapamayacaklar. Şimdi dayanışma zamanı, acım büyük sorular sonra sorulsun.
Hatay havalimanından, daha yeni yapılıp kâğıt maketler gibi yıkılan binalara dek, o projelerin zemin çalışmalarını yapanları, o projelere onay verenleri, yapanları, kontrol imzasını atanları sorumsuzluklar listesine eklemek gerekiyor. Yan yana duran aynı yükseklikte bir binada hasar yokken diğerinin yerle bir olmasının hem teknik hem idari sorumsuzluklar silsilesiyle ilgisi var. Kayıplar her saat artarken çadır, battaniye fiyatlarına zam yapanları saymak gerekiyor. Ülkemizde şimdiye dek görülmeyen ama bu depremde haberleri alınan yağma iddialarını da sorumsuzluklar, ama aslında suç listesine almak gerekiyor “Amerikalılar deprem bombası” attı gibi söylentiler çıkarıp halkın endişe ve üzüntüsünü artıranları da aynı kategoride değerlendirmek gerekir.
Hepimiz biliyoruz ki 13,5 milyonun deprem acısını yaşadığı bu günlerde bari şu şom ağzımızı kapatıp susalım. Ben şuna inanıyorum 85 milyon ağladı göz yaşı döktü. Hatta bütün insanlık ağladı göz yaşı döktü. Birkaç şovmen çıkmış konuşuyor. Şuna inancım sonsuz Devlet sosyal devlet olma yolunda çok mesafeler almış ve müthiş bir teşkilatlanmayı başarmış. ’Pİ KAFA’’lar anlayamıyor işte. Bari gaflet Uykusundan Uyanında. Yavrumuz ya ne oluyor ya derken size mesaj vermiş demek ki.
Sizde:
‘’YA NE OLUYOR YA
NE OLUYOR YA ‘’deyin uyanın artık şu gaflet uykusundan.
===================================AR==========================================
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.