- 395 Okunma
- 4 Yorum
- 2 Beğeni
Depremin Ardından
Bilim Ve Ahlakın Önemi
Yine bir deprem yine acı yıkım, ölüm çaresizlik ve parçalanan hayatlar
Devlet. Kanun millet ve ahlak.
17 Ağustos 1999 depreminde 6 gün bireysel olarak çalıştım Gölcük’te o günü o günkü felaketi yıkımı yazın sıcağında kokan cesetleri çaresizliğin acının büyüklüğünü asla tarif edem
O deprem bende çok etki bıraktı
.
6 Şubat 2023 Maraş merkezli 10 ilimizi yerle bir eden depremi tarifini acısını ve etkisini anlatmaya ne yazı ile ne matematiksel nede zihinsel bir çözüm bulamadım.
Devlet değişmeli: Devlet millet için var ve Devletin yetişmiş dünya çapında bilim insanları var Devlet kaderci olmaz.
Devlet bilim insanlarını Jeologları Jeofizikçileri Türkiye’nin fay haritası belli şehirleşme ve sanayi gibi Türkiye’nin sosyoekonomik gelişini net karalı ve kanun ve yaslarla tavizsiz uygulamalıdır alüvyonlu alanlara tarımın dışında yapılaşma izni verilmemeli buralara şehir sanayi kurulmamalı
Devletin zihni değişmeli kadercilik anlayışından bilim anlayışına geçilmeli ve yasalar harfiyen uygulanmalı tecrübe Kocaeli Gölcük, Düzce, Maraş Pazarcık ve Maraş Elbistan depremlerinden
Hem ders çıkartılarak hem ibret alınarak devletin ve milletin geleceği için gereken uygulamalar tavizsiz yapılmalı.
Anadolu üzerinde depremden dolayı göç etmiş ve bu toprakları bırakıp gitmiş kavimler var araştırıldığında görülüyor
Millet ve Ahlak:
Milletin ilkokuldan itibaren hem defter hem coğrafi bileğisi artırılmalı.
İnşaat rant alanından çıkarılıp gerçek bir konuma getirilmeli jeologların ve devletin yapı için önerdiği yer veya arsa dışında tarlara rast gele inşaat izini çıkmamalı hangi yönetim gelirse gelsin değişmeyecek bir imar yasası ile İşçisinden, Kalfasına, Mühendisine kadar herkes görevini ahlaki olarak dürüstçe yapmalıdır
Daha fazla kazanayım benim Müteahhittim benim akrabam benim ahbabım diyerek hiçbir yasa delinmemeli ahbap çavuş ilişkisi içinde yaslar delinmemeli ve Müteahhit fazla para kazanacak diye kullanılan demir donatı beton kalitesinden asla taviz verilmemeli.
Bu ülke de ölen sakat kalan kimsesiz kalan bebeler kaderine terk edilmiş her bir fert bizim insanımız bu toprakların insanı.
Ahlak olmalı ki millet canı ile ile uğraşırken yada yığıntıların altında yaşam savaşı verirken birleri yağma ve hırsızlık yapmasın bunlar kader değil ahlaki meseleler bir ilk okul çocuğu kumbarasındaki parayı yardım olarak yollarken o çocuğun yüreği kadar büyük olmalı vicdanı kadar saf temiz olmalı bu millet,
Yiyeceği olmayıp kulağında ki küpesini kolundaki bileziğini ahırındaki geçimi olan bir ineği satıp yardım yollayan analar kadar büyük olmalı.
Bu ülkenin insanı 17 Ağustos 1999 depreminde bu günkü adı ile özel tüketim vergisi olan deprem vergisi ödüyor bu toplanan fonları bilimin ışığında bu millet için daha sağlıklı depreme dayanacak yapılar yapabilir çünkü bu günkü teknoloji yetişmiş bilim insanı ve insan gücüne makine donanımına sahip bir ülkeyiz.
Siyaset ve ahlak:
Siyasi olarak bizi yöneten her kim olursa olsun bu gün yarınlarda da yönetecek olanlar bilimi ve bilim insanlarını dışlamalı hele de bir bilim insanı kendi görüşünden olmadığı için dünyanın en iyi bilim adamı da olsa (karşıt görüşten farklı dinden farklı fikirden )diye fikrine baş vurulmuyorsa bu ülke için bir kayıp ve bu günkü manzaralara davettir.
Bu ülke ve ülke insanları her tür düşünce fikir ve vicdan özgürlüğü bilimi tavizsiz yaşayıp kenetlendiği vakit il el ebet yaşaya bilir.
Gidecek başka ülkemiz yok bizden başka dostumuz da yok o yüzden bilimin ışığında ahlaklı vicdanlı birer birey olarak yaşayıp bu dünyadan vicdan azabı ile değil de huzur içinde gitmeli.
Mezara sığmayan ve götüremeyeceğiniz maddeler için yığıntı yapmaya gerek yok
Vicdan insanın altına serilmiş bir döşektir eğer bana diken batmadan uyuyayım diyorsan insan olduğunu insanın bir erdem olduğunu erdeminde ahlak oluğunu unutmayacaksın. O döşekte gül üstünde yatmakta diken üstünde yatmak senin elinde.
Eğer her On yılda böyle bir acı yaşamak istemiyor isek bu ülkenin kazanılmış ekonomisini yıkımla birlikte boşa salmak istemiyorsak 17 Ağustosun sıcağında kokmak 06 Şubatın kışında ayazında donmak istemiyor isek ya da gelecek nesillerimiz yaşamasın istiyor isek enkazın altında sandviç olmak istemiyor isek. Bilim ışığında devlet ve devlet aklı millet ahlakı değişmeli.
Bilimle ve akılla olacak işlere dini yüklem yüklenerek bu işi çözülmez kadercilik bu işi başka yere saptırmaktır. Allah akıl vermiş kullan diye gidip fay hatlarına ev yap onu da On Beş, Yirmi, elli kat yap dememiş
Yoksa ne bu ağıt biter ne bu yıkım biter ne bu acı biter
Saygılarımla Bekir Akbulut
11.02.2023
YORUMLAR
Günümüzün acı taplosunu gözler önüne serip.gerçeyi olması gerekeni yazmışınız. usta kalem.ALLAHIM razı olsun sizlerden binlerce insanımızın vefatı hepimizi üzdü.mütaidin biri seneler önce karşımıza ev yaptı ve 2 bag çıbık demirle sıvatmanını ve 2 inci katı yaptı kaldı demir onuda götürdüler var sen düşün .üzgünüm hocam üzgünüm inşaallah anlamlı yazınız güne gelir..gül diyarından selamlarım la..puanım tamdır ve kutlarım teşekkürler