- 312 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Depremle Sarsıldık
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmaz.Canımız yandı, yurdumuz yıkıldı. Çaresiz insanımızın ah ve feryatları semayı doldurdu. Sanki 60 atom bombası atılmış gibi sarsıldı geniş bir alan ve o bölgede yaşayanlar. Bütün ülke insanı hepimiz bu acıyı hissedip yek vücut olduk. Dünyada birçok ülke yardım eli uzattı. TV’ler 5.gün ve sonrasında bile enkazdan kurtarılanları gösterdiler. Zonguldak’ta gelmiş olan madenciler çok başarılı çalışmalar yaptılar. AFAD, Kızılay, ABD ve Polonya yardım ekipleri, yardım dernekleri adına günlerce yorulmadan, bıkmadan kurtarma çalışması yapanları görünce şükrettik.
Depremler ilahi bir ceza değil,yerkürenin sismik hareketleri sonucudur.
Jeoloji bilim insanları deprem bölgelerini, nerelerde bu riskin olduğunu açıklamışlardır. Buna göre 31 ilimiz risk bölgesidir.(jeoloji mühendisi Özer Tunçtürk) Depremle ilgili mevzuatta sıkıntı yok, fakat uygulamada sorunlar ortaya çıkmaktadır. Örnek olarak zorunlu hale gelen “yapı denetim” birçok yerde gerektiği gibi yapılmayıp formalite işlerden görülmüştür. Diğer önemli bir husus güvenlik ön planda tutulsa 3,4 kat ruhsatlandırılması gereken belki on binlerce binaya daha ucuza mal edilmesi vb. sebeplerle 6 hatta üzeri kat ruhsat verilmiş olmasının ne kadar yanlış olduğunu hep birlikte şahit olduk.(Rönesans Rezidans’ın müteahhiti yurt dışına kaçmaya çalışırken yakalandı.Habertürk/10.2.2023)
Çok katlı ve güvensiz binalara ruhsat verilmemesi gerekirdi, değil mi? Ülke olarak bedelini defalarca ödediğimiz bu hata ile yüzleşeceğiz. Bundan sonra daha temkinli, daha planlı ve dürüst olmaktan başka çare yoktur. TOKİ yatay mimari anlayışıyla güvenli binalar yapmaya öncelik verecektir. Belki belediyeler jeoloji mühendisleri istihdam edecektir. Şehir plancıları,mimarlar STK’lar depreme karşı bütün önlemleri alma yönünde gayret gösterecektir.
6 Şubat’ta yaşadığımız K.maraş merkezli 13.4 milyon insanımızı etkilediği ifade edilen deprem daha çok konuşulacağa benzer, Ancak 1.gün belki kış şartlarından ve yolların hasar görmüş olmasından veya başka saiklerden dolayı devletin ilgili birimleri o bölgeye gidememiştir. Sonraki günlerde yardım seferberliğinde olanların çok olduğu fakat organizasyonun yetersiz olduğunu bizzat depremi yaşayanlar açıklamışlardır. Herkesin sorumluluğunun bilinciyle hareket etmesi ve milletimiz yararına işleri yapmasıyla ancak bu yaşanan felaketler son bulabilir. Yoksa millet olarak şu günlerde şahit olduğumuz gibi tarifi imkansız acıları tekrar tekrar yaşarız.
Japonların 1995’te Hanşin Depremi’nden sonra hızla gerekli tedbirleri aldıkları anlaşılıyor. Tıpkı onlar gibi depremle yaşamaya alışmamız mümkündür.
Okuyup anlamaya çalışmadığımız Kur’an’dan şu uyarıyı düşünmeliyiz:
“Siz burada hep güven içinde kendi hâlinize bırakılacağınızı mı sanıyorsunuz?
öyle sandığınız için mi, şımarık kimseler olarak dağlardan büyük bir ustalıkla görkemli evler yontuyorsunuz?” (Şuara 146,149)
Son olarak milletimizin başı sağ olsun!
Denizli 11 Şubat 2023
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.