- 575 Okunma
- 7 Yorum
- 4 Beğeni
DEPREM GERÇEĞİ
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
DEPREM GERÇEĞİ
Ülkemiz Japonya, Endonezya , Malezya ve daha bir çok ülke gibi deprem ülkesi bu bir gerçek. Ege denizi fay kırılmalarıyla oluşmuş bir deniz, asıl adı Osmanlı atalarımızın adlandırdığı gibi Adalar denizi, Marmara da öyle...
O halde ne yapmalı? Marmara , Erzincan , Varto, Van, Elazığ, İzmir, Ege denizi merkezli depremler hala hafızalardadır.
Eski Erzincan’ı harabeye dönen deprem kalıntılarını Erzurum üniversitesinde öğrenciliğim dolayısıyla gidip gelirken şahit olurdum. Yıllar sonra o depremde devlet adamlarının vurdum duymazlığı yüzünden 50.000 kişinin açlık ve soğuk yüzünden can verdiğini öğrenmem bende şok etkisi yapmıştı.
1999 Marmara depremini Kocaeli’de yaşadım. Acıları hafızamda hala canlıdır. dört gün hiç bir yardım elinin ulaşmadığına tanık oldum. Vatandaş kendi çabasıyla yaralılarını ve ölülerini çıkarma çabasındaydı.
Kayınbiraderimi arkadaşları enkazdan çıkarmış, hastaneye arabamla götürmüştüm. Devlet hastanesi mahşer yeri gibiydi. Ana baba günüydü. Kimse ne yapacağını bilmiyordu. Kayınpederime ‘’oğlunu buradan al, Amerikan hastanesine götür’’ demiştim. Ben abimleri merak ediyordum. Onlar kayıptı. Binaları yıkıktı. Nerede oldukları belli değildi. Bir kaç gün sonra onlardan haber alabilmiştik. Bir çocuğu enkazda vefat etmiş diğerleri ufak tefek sıyrıklarla atlatmışlardı.
Neyse sorun o değil. Hatıralarım bunlardan ibaret de değil. Bizim apartman hasarlıydı. Orta hasarlı binalarımızı onarımla devlet katkısı ve ilave ücretle hallettik.
O günlerde gazetelerde deprem hakkında bir sürü bilgi ve efsaneye muttali olduk. Depremin ilahi ikaz olduğunu haykıran gazeteye dava açıldığını duyduk. Ama bu ikaza anlaşılan kimsenin pek uyduğuna da şahit olmadık desek yeridir.
Yine ahlak erozyonumuz artarak devam etti. Ancak maddi anlamda inşaatlar konusunda bir ivme kaydedilmedi değil. Bu sevindirici gelişme. Ancak yeterli mi ? Değil. O halde ne yapmalı?
Bence maddi alanda çağdaş teknolojiyi uygulama yanında manevi alanda da gelişmelere ihtiyaç var. Bu gün bile deprem bölgesinde bir market talanına şahit oluyor, üzülerek seyrediyoruz.
İyi örnekler de yok mu? Var elbette. Umre parasını bağışlayan mı dersin, kan bağışında uzun kuyruklar mı, yardı ve bağış çabalar mı? Ama yeterli değil. Hala depremzedelerin acısıyla eğlenen, depremi siyasi, ekonomik ranta dönüştürmek isteyen insanlık dışı eylem ve söylemler hiç te göz yumulacak gibi değil. Keşke bunlar da olmasa...
Bu deprem gerçeğini eğitimimizde içselleştirmek zorundayız. Dahası topyekun ahlak eğitimini ana okulundan başlayarak eğitimimizde yaygınlaştırmak elzem değil midir?
En yakın zamanda Deprem üniversitesini kurmak bu alanda elemanlar yetiştirmek, yapı denetim, afet , binaların kontrol elemanlarını bunlardan seçmek zorundayız.
Şimdilik bu kadar...
YORUMLAR
1999 düzce depremi sonrası Örnek davalar ve sonuçları
Düzce Ersoy Apartmanı: 36 kişi öldü, dava zaman aşımına uğradı.
Düzce Ömür Hastanesi: 11 kişi öldü, dava zaman aşımına uğradı.
Yalova Ceylankent Sitesi: 98 kişi öldü, iki sanığa verilen hapis cezaları ertelendi.
Kocaeli Ubay Apartmanı: 58 kişi öldü, müteahhit hakkında verilen ceza ertelendi.
Yüksel Sitesi: 316 kişi öldü, beş sanığa verilen çeşitli cezalar ertelendi.
Can Göçer ve Zafer Coşkun: Veli Göçer'in oğluyla ortağı yakalanamadığı için haklarındaki dava zaman aşımına Veli Göçer 48 ay ceza almıştır.
Sakarya: 695 davadan beş kişiye ceza verilebildi.
Kocaeli: 600 dava açıldı, 12 kişi onar ay hapis cezası aldı. Altısının cezası infaz edildi, altısı için süre istendi.
Yalova: 173 dava açıldı, hemen hemen tamamı sonuçlandı. Ceza aldığı bilinen tek isim Veli Göçer olup 18 yıl 9 ay hapse mahkûm edildi.
Düzce: Yaklaşık 220 dava açıldığı sanılıyor. Yargılamaların sonucunda hiç kimse cezaevine girmedi.
***
Deprem ahlak ilişkisini çok daha başka yerlerde aramak gerektiğini ortak akıl ve bilincimizin doğal sonucu haline ezici çoğunluk olarak dönüştürdüğümüzde depremleri en az kayıpla atlatacağız inşallah
Ne değerlidir yazdıklarınız:
"En yakın zamanda Deprem üniversitesini kurmak bu alanda elemanlar yetiştirmek, yapı denetim, afet , binaların kontrol elemanlarını bunlardan seçmek zorundayız."
Ben de buna: "Deprem Bakanlığı kurulmalı " Yeterli bütçeye sahip olmalı, kolları sıvamalı ve ülkeyi, halkı depremlere tez zamanda hazırlamalı demek isterim.
Saygılarımla.
Vefali Yüregine emegine saglik hocam
Fikir ayrılıkları olsada,afet ve musibetlerde kenetlenenler
Millet olgunluğuna ermiş topluluklardır.Aynı ilahi dinin mefkuresinin etrafında kenetlenip kardeşçe yaşayanlar;
Ümmet şuuru taşıyanlardır.Size düşman olsalarda,afet ve musibet zamanlarında düşmanlıkları bir kenara bırakıp merhamet duygusuyla yardıma koşanlar da, insanlık onuru taşırlar, birde üçüncü şıkta olanlar var ki;onlar hiç bir insanlık değeri taşımayan, behbat ruhlu "esfeli safilin" diye adlandırılan hayvandan aşağı insan kılıklılardır.Maalesef 6-2-2023 Tarihinde Meydana gelen,7.7 ve 7.6 şiddetindeki bilim adamlarının deyimiyle, 9 yüz atom bombası şiddetindeki depremleri alçak emellerine alet etmek isteyen, yaralarımızı sarmamıza engel olmaya çalışan provokatör mahluklar sosyal medyada TV lerde , hatta deprem bölgelerinde baş göstermektedirler.Bu alçakların söz ve hareketlerini şiddetle telin edip, Ümmet ve Millet şuuru içinde hareket edersek Allah (cc) izniyle bütün dertlerin üstesinden gelebiliriz.
Dost düşman 50 ye yakın ülke yardıma koşarken, ekmeğini yedikleri vatana millete ihanet içinde olanları, ne Allah (cc) ne millet nede tarih affetmeyecektir.
Bizler maddi manevi yardımlaşma derdinde olalım.Yapacağımız yardımları ya güvenilir kurumlara,yada yardıma muhtaç olanlara şahsi olarak iletelim.
Milletçe başımız sağolsun
Eyvallah hocam
Hassas ve duyarlı yüreğe selam olsun
İşin özünü vermişsiniz aslında, deprem bizim gerçekliğimiz şeklinde söz ederek
Tabii ki ülke olarak tecrübe biriktiriyoruz ve bunların giderek artan katkıları oluyor
Her depremde infial halinde ya kardeşim ihmalkârız, kaderciyiz, ahlaksızız eleştirileri sular seller gibi akar
Bozguncu bir hal almaması kaydıyla elbette problem ve eksiklerimiz var
Bozgunculuk bizatihi bozgunun kendisinden kötüdür
Durum tespiti değil vaziyeti sömürmektir çünkü, ranta çevirmek faciayı
Şu kadar ki, çok katlı yapılanmalara ruhsat verilmemeli şüphesiz, ova tarım toprağıdır, böyle zeminlere kat kat binalar dikiliyor, insaf yahu
Bursa'da yaşıyorum mesela, ova semtleri bina seli
Yarın maazallah olası bir Bursa merkezli deprem darmaduman eder kenti
Zayıf yapılar sağlamlaştırılmalı, tadilata müsait değilse yıkılmalı
Kuşkusuz bu kez ki deprem büyüklük bazında öncekilerin çoğunu aştı, otuz dokuz Erzincan depreminden sonra ikinci denmekte
Sultan 2'inci Bayezid döneminin 1509 İstanbul depremi de çok yıkıcı olmuş, binlerce can kaybı o devrin nüfus düzeylerinde önem arz eder
Şimdiki, büyüklüğü yanı sıra on ili etkilemesiyle de korkunç boyutlarda seyrediyor
Çalışmaları sorgularken ölçülü olmak gerektiği muhakkak
Provokasyonlar, sosyal medyada terörist makamda fırsatçı yorumlar, bire on katmalar, ciddiye alınmamalı
Hani derim ki, deprem konusundaki eksikliklerimizin değil zamanla yarışmanın vakti şimdi
Sözün özü
Acı haberle sarsıldık da, ateş düştüğü yeri yakıyor kuşkusuz
Allah yar ve yardımcıları olsun depremzede kardeşlerimizin
Derdini veren yaradan dermanını da verir
Başta bebelere, çocuklara, hastalara, yaralılara, elbette herkese dayanma gücü versin rabbim
Yaşamını yitirenlere rahmet, ailelerine sabır dilerim Allah'tan
Kayıplarımız minimize olur inşallah
Nihayet hocam
Yüreğinize, emeğinize, kaleminize, kelamınıza bereket
Tebrik ederim günün yazısını
Selam ve saygılarımla.