- 485 Okunma
- 3 Yorum
- 1 Beğeni
AİLEDE DEPREM
inna ileyhi raciun Allah ( c.c.) rahmet eylesin, mekanı cennet olsun , yakınlarına sabrı cemil ecri cezil ihsan eylesin, amin
Merkez üssü Kahramanmaraş olan ve başta Hatay, Gaziantep, Adana, Osmaniye, Diyarbakır, Malatya ve Şanlıurfa olmak üzere birçok ilimizde hissedilen depremde can kayıplarımızın olduğunu derin bir üzüntü ile öğrenmiş bulunuyoruz. Ülkemizi yasa boğan depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet; vatandaşlarımızın ailelerine, yakınlarına ve milletimize başsağlığı, yaralılarımıza acil şifalar dileriz
AİLEDE DEPREM
Yıkılıyoruz. Dikkat. Kimsenin kimseye tahammülü yok. Tam anlamıyla fecaat. S.O.S. batıyoruz. Zenginleşme bireyselleşmeyi, bireycilik bencilleşmeyi getirdi. Diğerkâmlık yok artık. Empati kalktı. Yardım severlik enayilik sayılıyor.
Ailede, toplumda, her yerde. Herkes bencil, herkes egoist. Tek amacımız var; yiyip, içip, eğlenmek. Sabah kalkıyoruz en güzel sofralarda kahvaltı yapıyoruz, sonra TV açılıyo; o sağlıklı yaşam programlarıyla uzun yaşama açılıyoruz, sonra ’’bu gün nereye gidelim, hangi alışveriş merkezine’’, hangi sinemada iyi film var; onları kesiyoruz.
Bu arada elimizde tabletlerle oyun oynuyor, bilgisayarla internete giriyoruz; facebook ’ta takılıyoruz bira,z derken biraz çetleşme, biraz paylaşma, sanalın dibine vuruyoruz, bir yandan da o dizi senin, bu dizi benim, dizi kavgası yapıyoruz, evin reisi haber programları isteye dursun, kadın dizilerin sayısını bilmez, bu uğurda kocasıyla kanlı bir çatışmaya hazırlanır, çocukları da yanına alarak orduyla saldırır. Koca çaresiz soluğu kahvede alacaktır.
Sıra gelir magazin programlarına. O da yetmez akşam eve dönen kocasına yemek bile yapmamıştır. Mutfak toplanmamış, kaplar bulaşık makinasına atılmamıştır. ’Bi zahmet atıver kocacığımlar’. Bir yandan citoslar yenir, bir yandan çekirdek çitilenir, sonra varsa yoksa sağlıklı yaşam programlarında sihirli değnek aranacak, ama asla bulunamayacaktır. O da olmayınca ’’kocacığım bir zayıflama aleti gördüm ipince yapıyor insanları, hadi hemen alalım’’lar. ’’Beni nereye yemeğe götüreceksin, bu akşam da falan yerde güzel bir restoran açılmış hadi orada yemeğe gidelim’’ler.
Bunlar tatmin etmemiştir, ’’bu yıl nereye tatile gideceğiz’’ planları, borçlanmalar. Araba eskimiş yenilenecektir, yeni bir delik açılmıştır. Benzin parası alıp başını gitmiştir. Telefonlar eskimiştir, yenilenecektir. Doğum günleri yaklaşmış, hediyeler alınacaktır. Yok, evlilik yıldönümü, yok bayram, yok falanın nişanı varmış’’ eski elbiseyle gidilir miymiş, yok falanın düğünü var, onun için elbiseler alınmalı.’’
Çocuklar harçlık ister, okul masrafları artmıştır. Büyük kız evlenecek borca girilir, oğlan sıradadır. Oğlan tatile gitmek ister para lazımdır, sigaranın iyisini içer baba kesesinden. Kızın çocuğu olacak; ona beşik alınmalı. ’’Yok, falanın çocuğu doğdu; ona maşallah alınacak. Yok, filanın düğünü var ona küçük altın.’’
Kadın isteklerini tam elde edememiştir ,akşam kocasına yan çizer. Bahane hazırdır,’’ yorgunum, uykusuzum’’. Kocanın gözü dışa kayar, yeni arayışlar başlar. Evde huzur yoktur; sürekli kavga ve çatışma. Adam içkiye verir kendini, baş edemez olan bitenle. Kötü kadınlara gitmeye başlar. Kadın kıskanır; savaş açar. ’’Her şeye tahammül ederim ama buna asla’’. Slogan budur. Kavgalar sertleşir, erkek kaba kuvvete yönelir. Sevginin yerini nefret alır ve yuva dağılır. Kadın sığınma evine gider, sonra yeni bir ev açar, oğluyla yaşamaya başlar. Bir yandan kocasının yakasını bırakmaz. Ben ona bunca yıl katlandım;’’ her şeyini alacağım, donuna kadar’’ söylemleri başlar. Koca;’’ ben sana gösteririm’’lerle saldırır iş cinayete varır.
İşte size bir senaryo. Hayatımızın özeti. Elde var bir. Sonuç bu. Görünen köy kılavuz istemez. Altı ay içinde yakın akrabalarımdan üç aile bu yola girdi. Birkaç sene önce aynı apartmanda 3 yuva dağıldı. Hem de 2’si yeni kurulmuştu daha. Şu an ikisi yeni yuva kurdu erkeklerden, kadınlar yalnız ve çocuklarıyla hayat sürmekte…
Toplum ve devlet olarak bu konunun alarm işaretleri verdiğini görmek zorundayız. Yol yakınken dönmek, hayatlarımıza yeni bir yön vermek zorundayız. Yeniden erdem toplumuna dönmek, ahireti önceleyen bir hayata yönelmek zorundayız.
Aksi halde aileler yıkılacak, çocuklar perişan olacaktır. Kadınlar ezilecek, erkekler perişan olacaktır. Eski değerlerimiz bizi bekliyor . Aileyi ve toplumu yeniden ihya ve inşaya mecburuz. Bu konuda devletin tedbirler alması kadar sivil toplum örgütlerinin de üzerine düşenler olacaktır. Hepimiz sorumluyuz. Aksi halde çok yakın zamanda iş işten geçmiş olacaktır. Bu böyle biline…
Ahmet Kemal
YORUMLAR
Bu nasıl bir yazı, tümden mi geliniyor, tüme mi varılıyor?
Lütfen, bari şöyle bir günde yapmayın bunu! Bize ne be karısı kocasına vermemiş de adam da gitmiş başkalarına kaymış da...
Biraz onur, biraz haysiyet... Bu yaptığınız nereye konur bilemiyorum. Ağır konuşacağım... Bu platform bari buna izin vermesin!