- 377 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
TUTAMAYACAĞIN SÖZÜ VERME
O yıl son sınıf olduklarından derslerden çok, üniversite sınavlarına hazırlıklarına önem verilmiş. Üniversite sınavını kazanmak isteyen çok, ama çalışanlar az, orayı da kopyayla geçeceklerini sanıyorlar. Abdülhamid’in üniversiteyi okumaya niyeti yok. Zaten üniversite okumak için parada yok. Parasız okunamayacağına göre sınavlara girmenin de bir gereği yok diyor kendi kendine.
Aylar sonra üniversite sınavlarına giriş başvuruları başlamış, okulda her kese başvuru klavuzu dağıtılır. Bizimki sınavlara girmeyeceğini söyler o yüzden başvuru klavuzunu olmak istemez. Öğretmen herkese verilecek denmiş, sende dursun belki lazım olur. Bizimki biraz düşünür taşınır, sonra kılavuzu yırtıp çöpe atar.. Eve varır evin büyükleri toplanmışlar yemek yiyorlar. Onlarda üniversite sınavlarına girişlerin başladığını öğrenmişler ki, bizimkine sende gerecek misin? Sınavlara. Bizimki hayır. Üniversiteyi okumaya para lazım oda bizde yok. Bizim kinin büyükleri hele sen bir kazan, okumana biz yardım ederiz. O gün ailenin büyükleri bizimkine söz verirler. Bizimki pek ümitli olamadığından her kesten tek söz alır. Okulda da öğretmenler bizimkine sorarlar sen sınavlara germek istemiyormuşsun neden? Bizimki iki dersinin iyi olmadığını söyler. Sınıf öğretmeni sen hele sınavları kazan, orası kolay. Bizim ki dersleri iyi olmayan öğretmenlerden de söz alır. Şimdi sıra yırttığı başvuru kılavuzunun yenisini bulmaya gelir. Bu kez işi yaver gider, bir tanıdığı sınavlara ben girmeyeceğim. Al senin olsun der. Bizimki kılavuzu doldurup idareye teslim eder. Sınavı kazanmayı isteyenler, harıl, harıl çalışıyor. Bizimki sınavlarda lisede görülen derslerden sorular ve birazda genel küldür olacağını öğrenince demek ki fazla uğraşmaya gerek yok.. Sınıflarını kopyalarla geçenler düşünsün biz notları hakkımızla alıyoruz. Hem kazanmasak da dünyanın sonu değil ya. O rahatlık birinci aşama sınavlarına katılır. İkinciye girmeye gerek yok bizim istediklerimize birinci aşama yeterli diye düşünmüş. Sınava girmişler, okula dönen her kes havalarda uçuyor, herkes yüksek not almış havasında. Bizim ki sınavın ertesi günü sınavda çıkan ve kendi yaptığı soruları tek tek bulur. Bu sonuçla kazanıyor ama puanı herkesten düşük, üç beş yanılgı olur, bekleyip gereceğiz diyor kendi kendine. Aylar sonra sınav sonuçları gelmeye başlayınca, havalarda uçanlar, yok sınavda karnım ağırdı, yok cevapları kaydırmışız. Erken öten horozlar sizi, kopyaları çekin taktir, teşekkür alın havalara girin, şimdi böyle düşünürsünüz. Bazı arkadaşları ona hak vermiş istemeseler de. Her kesin sınav sonuçları okula ulaşınca öğretmenlerin başarılı olacağını sandıklarının çoğu kazanamayınca onların da moralleri bozulmuş. Bizim Abdülhamit’in kazanması bazı hocaların hoşuna gitmemiş. Hele sen bir kazanda iki dersi biz hal ederiz diyenler yan çizmeye başlamışlar. O yıl öğretmenler kurulu kararıyla Üniversite sınavlarını kazananlara kolaylık gösterilmesi kararlaştırılmış. Bizimki alacağını almış en kötü ihtimalle iki dersten bütünlemeye girmeyecek, direk geçecek bu kara göre.. Okul bitince bizimki bu kez üniversitelerin düzenleyeceği sözlü, yazılı sınavlara görmek için baş vurularını yapar. Git gel paralar suyunu çeker, daha sözlü, yazılı sınavlar var. Bizim ki hemen kendisine söz veren büyüklerini arar para ister. İstediği paranın yarısı gelir. O para zaten kayıtlara harcanmıştı. Anlamış ki kimsenin sözünde duracağı yok. Sınavları kazansa bile dört nasıl okuyacak. Ev kiralanacak, kitaplar alınacak, gidiş gelişler. Bu okuma işi yatar. Şimdi memlekete geri dönmek için para kazanmak gerek. İnşaat işi, bulaşıkçılık, garsonluk bizimki bir inşaatta iş bulur. Ustabaşı bak kardeş- birinci hafta para vermiyoruz. Parasını alan bir daha gelmiyor, o yüzen iki hafta sonra bir haftalık para alırsın. Bir haftalığın içerde kalır. İşimiz bitene kadar çalışırsan onu da veririz-. Bizim ki mecburen iki hafta çalışır, bir haftalığını alınca memlekete yol alır. Büyüklerine hani sen oku para işini siz hal ederiz, sözünüz. Duramayacağınız sözler vermeyin. Bakın boşu boşuna bir yaz gitti. Üste birde gidiş geliş, kayıt paraları, onca emek. Anlaşıldı her kes kendi başının çaresine bakacak.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.