- 667 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
A N T İ K K E M E R K Ö P R Ü
135- ANTİK KEMER KÖPRÜ
Antalya/Gündoğmuş ilçesi kırsalından başlayıp orta Toros Dağlarına kadar sıralı Geyik Dağı’nın güney yamacı Ardıçlı yalak mevkiden Gevne Çayı doğar. Doğu ya doğru kükreyen bir dere halinde çağlayarak akar. Debisi yüksek turkuaz renkli çağlak, önüne çıkan engelleri aşıp, kanyonlardan geçip, uçurumlardan u çup kıvrıla kıvrıla Taşeli Sarıveliler ilçesi Koçaş Dağı eteklerinde Daran Köyü A yasa mevkisine ulaşır. Burada Sarıveliler Barçın Yaylasından doğan Fariske Çayı ile birleşip Ermenek Göksu (Gürsu) Nehrine doğru akışın sürdürür.
Ermenek Göksu Nehrinin kollarından olan Gevne ve Fariske Çayları antik çağın evvelinden beri Taşeli odağı Karaman/ Sarıveliler ilçesi kırsalında bendini yı karcasına çağlayıp coşar. Her mevsim debisi arttığı için sarmalından fırlayan kopra yılanı benzeri kükreyen azgın turkuaz sular canlı varlıklara geçiş olanağı vermez. Yörenin tarihi sürecinde yer alan antik kent sakini kavimler ile hava şartları iklimlendirme sonucu güneyden kuzeye karşılıklı seyahat eden göçer ler Gevne Ça yı geçişin kolaylaştırmak amacıyla uygun yerlere köprüler inşa etmiş. Nitekim Gevne Çayı, Sarıveliler’in Daran ile Çukur bağ Köyü mezraları arasında aktığı bir yere antik çağda yapılan kemerli taş köprü bunlardan en önemlisi. Kemerli taş köprünün yapım tarihi bilinmiyor. Köprünün inşa edildiği mekan, sadece yabani dağ keçileri yaşayacak konumda. Ne hikmetse uçurum yere köprü yapılarak Gevne Çayı geçişi sağlanmış. Resimde kalıntısı gözüken kemerli köprünün inşa edildiği devirde çay yatağının çok derinlerde olmadığı muhakkak. Coğrafyada zamanın nelere gebe olduğun unutma mak gerek.
Gevne ve Fariske Çaylarının su topladığı yaylaklarda antik çağdan beri bir çok kavim iskan olmuş. Bölgede M.Ö. 3000- 1000 yılları arasında Luvi kavmi yaşamış ve özgün diliyle bölgede iz bırakmış. Hitit’lerin Anadolu’da egemen olduğu an tik çağda Luviler, Taşeli Ermenek bölgesinde yaşayan en eski kavim bilinir. Bu kavimin, Gevne ve Fariske Çayının çevrele diği Göktepe/Fariske (Pharax) yöresinde kurduğu antik kentlerin kalıntılarına günümüzde rastlanmakta. Bu kentlerin en önemlileri, Sarıveliler Çindiri Dağı Kaya mezarları ile Uğurlu Kö ristanı (Rusumblada/ Zenonopolis), Fariske Köristanı (Bal basos), Çukurbağ Asar Köristanı (Gayisitrus), Daran Kızılçukur Beşikköristanı antik yerleşim yerleriyle Lamos (Esentepe) Antik Kalesi’dir.
Hititler M.Ö. bininci yıldan itibaren Anadolu’da hükümranlıkların kaybetme ye başlayınca Taşeli Bölgesinde İsauria’lılar kavmi egemen olur. Luviler kav mi asimile edilmeye başlanır. Tarihçi Zosimos’un anlatımına göre, “İsauria’lılar cesur, gözü pek, ele avuca sığmayan ve zaptedilmez çılgın bir kavim. Bu kavim Taşeli, Toros Dağlarının gizemli sarp tepelerine kale kentler kurar. Zaman içeri sinde Akdeniz kıyılarına kadar uzanan yörede korsanlık, yaparlar.” Emek har camadan, alın teri akıtmadan eşkiyalık yaparak yaşayan kavim insanları ya şamdan ve canından bezdirir.
Antik çağda kesme taş yapı şeklinde inşa edilen Daran Kemer Köprü ayakları ve kemerlerinde kullanılan kesme taşlar, “Horasan tipi Harç” benzeri malzeme kulanılarak sağlamlaştırılmış görünümde. Bundan dolayı köprü ayaklarından bi risi binlerce yıldır doğanın sert şartlarına direnerek günümüze kadar ulaşmış. Köprü kemeri ile diğer ayağı günümüze ulaşamayıp yıkılmış. Yine de antik çağda bölgede yaşayan hırlı-hırsız kavimler, ordular bu köprü üzerinden gidip gelmiş. Hizmetinden yararlanılmış. Bu kalıntı tarihi bir eser niteliğinde. Ne yazık ki köprünün sadece ayaklarından biri asırlık bir ağaç benzeri doğanın koynunda tarihi eser kalıntısı olarak günümüze kadar ulaşmış.
Antik çağ Kemer Köprünün kuzeyinde Çukurbağ Köristanı antik kenti ve güneyinde Daran Kızılçukur Beşikköristanı an tik kenti mevcut. Antik kentler arasında Gevne Çayını geçiş trafiğin sağlayan başka bir köprü kalıntısı bulunmuyor. Bu durum, antik kent sakinlerinin bu köprüyü sürekli kullanarak geçiş sağ lamalarının en önemli göstergesi. Ayrıca her iki kent sakinlerinin aynı kavim den olması düşünülemez. Aynı kavimden olsa bile barış içinde yaşamaları beklenmez. İn sanın olduğu yerde mutlaka nefsine esir olan bireyler görülür. Geçimsizlik, çekememezlik had safhada sürdürülerek barıştan uzaklaşılır. Yörede Luvi kavminin yerine İsauria’lılar etkin olmaya başlayınca, azgın hırsız ev sahibini bastırınca kavimler arası sürtüşmeler iyice artar. Gücü azalan kavim düşmanından korunmak amacıyla güvenlik önlemlerin artırdıkça artırır.
Günümüzün Daran ve Çukurbağ Köyleri, XIII. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Taşeli bölgesine Karamanilerin akın akın gelişin takiben Oğuz boylarınca antik kentlerin dışında başka bir mekanda kurulmuş. Antik Kentlerin bulunduğu yer ler, mevcut köylerin mezrası olup ören yerine dönüşmüş. Sarıveliler İlçesi Çu kurbağ Köyü/mahallesi ve Daran Köyü sakin leri, özbeöz Türkmen yiğidi. Böl gede konar göçer olarak yaşayan Oğuz aşiretlerinden Nardaran, Mumcıyan, HacıAla’ eddin, Kızılalili, İkizceli, İğdeli, Mukaddemlu obası perakendecileri Da ran Köyünde yerleşik düzene geçmiş. Çukurbağ Köyünde ise, Kızılalili, İkizceli Satılı/ Satulu ve Mumcıyan (Orhanlu obası) aşiretleri ile Karamanilerden Kara kaya obası perakendecileri iskan olmuş. Konar göçer yaşayanlar cabası olmak üzere 1518 yılında Çukurbağ’da 42 hane, Daran’da 9 hane yerleşik düzende yaşam sürdürmüş. Bu mekanları yurt edinip ilk temellerin atmışlar.
Antik Çağda M.Ö. bin yılından sonra asrın birinde Daran Kızılçukur Beşikkö ristanı kavmi ile Çukurbağ Asar (Gayisitrus) Köristanı kavmi arasında sürtüş me ve kavga başlar. Daran K. Beşikköristanı kavmi gögüs gögüse meydanlarda yiğitçe savaşmaz. Hinlik yapıp tilki gibi kurnaz davranır. Kış mevsimine bile aldırmadan her daim gece-gündüz demeden Çukur bağ Köristanı kavmine ansızın baskın yapar. Gayisitrus sakinlerinin hayvanları ile malın gasp ederken genç-yaşlı, kız-ka dın, erkek tüm insanları esir alıp işe yaramayanları katleder. İnsanları canından bezdirir. Kavimler arası savaş yıllarca sürer. Bu baskın saldırılar kemer köprüden geçilerek gerçekleşir. Haliyle Gayisitrus kavmi nezdinde köprünün varlığı, saldırıyı yapan kavim kadar suçlu olur. Köprü de düşman bilinir.
Gayisitrus Asar antik kenti lideri bu saldırılara karşı kesin bir önlem aramaya başlar. Nihayetinde düşman saldırısından kurtuluş kemer köprünün yıkılmasın da görülür. Düşmanın baskın için geçişine ve sonrasında kaçışına olanak sağla yan Kemer Köprüyü yıkmak için planlar yapar. Köprü yıkılınca baskınların aza lacağı düşlenir. Ancak kesme taştan köprü nün yıkılma işlemi de pek kolay değildir. Binbir çeşit tehlike içermektedir. Göz göre göre, alenen köprüyü yıkarlarsa, yörede yaşayan diğer antik kent sakinleri düşmanlığın kazanmak en büyük tehlike olacaktır. Gayisitrus’un ileri gelenleri bu işe kafa yorarlar ve en sonunda sade yağdan kıl çeker gibi bir çözüm bulurlar.
Doğada mermer türü taşlar suya karşı çok dayanaklı maddelerdir. Akarsu mer mere etki etmez. Fakat günler ve aylarca sürekli damlayan su damlacağı mer merde iz bırakır. Kuvars Kum Taşı’da suyu hiç sevmez. Su kimyasın bozar. Kuvars Kum Taşından imal edilen malzemeler, susuz ortamda ateşe dayanıklı olarak kullanılır. Bu bağlamda Gayisitrus kavmi akıldaneleri kemer köprünün ayakları ve kemerlerine her gün sabah akşam süt ürünleri (süt, Lor (Keş) suyu, ayran) dökmeye başlar. Bu işlem bıkıp usanmadan yaz kış demeden kesme taşların bağlantısı yumuşayıncaya, gevşeyinceye kadar yıllarca sürdürülür. Bu uygulamadan diğer kavimlerin de dikkati çekilmez. Kabahat gizlice uygulana rak köprü doğa şartlarına dayanamayıp kendiliğinden yıkılmış olacaktır. Nite kim yıllar süren süt ürünleri dökme uğraşından sonra Kemer Köprüde çöküntü ve taşların yerinden ayrılması görülür. Günlerden bir gün K.Beşikköristanı kav minin atlı askerleri baskın için Gayisitrusa gitmek üzere Köprün üzerinden ge çerken köprünün kemer kısmı ile bir ayağı aniden yıkılır ve üzerindeki asker ler atlarıyla birlikte Gevne Çayının turkuaz suyuna düşüp boğulur.
Kemer Köprünün bir ayağı halen doğaya yaslanmış vaziyette korunmak için u zanacak insan elini beklemekte. Güneş ile ay belirli zamanlarda birbirine tutul duğu halde Kemer Köprünün ayağı asırlardan beri doğada tutunacak bir dal bulamıyor. Ancak Daranlı emekli Teknik öğretmen Yusuf Yıldız köprü ayağının koruma altına alınması için resmi makamlar nezdinde girişimde bulunur. Bu yerinde müracaat üzerine T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Konya Kültür ve Ta biat Varlıkları Koruma Bölge Kurulu, Eylül-2021 tarihli Kararında; “Sarıveliler İlçesi Daran ve Çukurbağ Köyleri arasında Gevne Çayı üzerinde tescil harici a landa yer alan Taş Köprü Ayağının 2863 sayılı Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Ko ruma Kanunun 6. Maddesinde belirtilen özellikleri taşımadığından tescilinin uygun olmadığına” karar vermiş. Böylece görseldeki tarihi Kemer Taş Köprü ayağı doğanın insafına terk edilmiş durumdadır.
Bu bağlamda Koruma altına alınmayan tarihi eser niteliğindeki Gevne Çayı üzerindeki Kemer Taş Köprü kalıntısının, gelecekte diğer köprüler benzeri yok olup gideceği dikkate alınarak hiç olmazsa, varlığın tarihe not düşmek adına tarihi sürecin yazmaya çalıştım. Bu köprüden yararlanan tüm yarenlere selam olsun dileklerimle.
Süleyman YILDIZ
(LEmos5303)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.