- 511 Okunma
- 5 Yorum
- 1 Beğeni
HASTANE KAPILARI
Günden bir vakit.
Yaştan da, yaştan da düşüyoruz işte. Banyodan çıktım. Ayağım kaydı. Sol kolumun üstüne düştüm. Kalkamıyorum ayağa, bağırdım. Koştu geldi hanım, beni giydirdi. Telaşla komşuyu aradı. Arabasıyla Hastane Acile gittik. Acil film çekildi. Sonuç:
“Acil ameliyat.
“Evinize gidin biz size haber vereceğiz”
Geldik eve.
Kolumun ağrısı ayyukta. Verdikleri ağrı kesiciler derman olmuyor. Ağrılar beni benden alıyor. Bağırıyorum. Hatta hakaret ediyorum kadınıma, hiçbir suçu yokken.
Bize demişlerdi ya;
”Biz size haber vereceğiz .”
Haber bekliyoruz.
Allahtan sol kolum. Sağ kolumla yemeğimi yiyebiliyorum.
Beklediğimiz haber geldi.
“… Gün gelin ameliyatınız yapılacaktır.”
(Aradan on beş gün geçmişti.)
Buna en çok hanım sevindi. Tuttu kolumdan hastaneye götürdü beni.
İlk müracaat yerim ENDOKRİN miş.
Sordular;
“Kesinlikle şekerle bir sorunum yok. Hatta çayı bile dört şekerle içerim”
(Bir an evvel ameliyat olmak istiyordum. Oysa on yıldır şeker hastasıyım.)
Barkotlu bir liste verdiler bana:
“Bu işlemleri tamamla gel. Son kararı biz vereceğiz. Hadi geçmiş olsun”
İlk işim kan, idrar tahlili.
Verdim kanı, idrarı.
Hastane ağım ağım insan.
Listedeki doktorlara baktım. En kolayı bu, bundan başlayayım dedim.
Çaldım üç göz doktor odasından ilkini:
“Hocam bir imzanız lazımda…”
“Sıranı bekle amca.”
İnsanoğlu böyledir işte. Zamanında yemeye ekmek bulamazlar. Mevki sahibi olunca da geçmişlerini unuturlar.
Öyle düşündüm.
İkinci odanın kapısını çaldım. O insan evladıdır belki de:
“Hocam bir imzanız lazım da…”
İlk görüştüğüm doktor çıktı karşıma birden. Şaşırdım.
“Amca ben sana sıranı bekleyeceksin demedim mi?
Meğerse doktor odalarının arkadan geçişleri varmış.
Utandım. Sıramı bekledim. Sıram ilk karşılaştığım doktora geldi. Beni bir takım cihazlara soktu.
“Şimdilik iyi. Ama belki de şekerin var. Gözlerinden olabilirsin amca. Dikkat et.” dedi.
Göz göze geldik. O da gülümsedi ben de. Konuşmasak ta bir birimize çok şey söylemiştik.
Birkaç doktordan da onay aldıktan sonra girdim ameliyatıma karar verecekleri odaya, elimdeki kâğıtları gösterdim:
“Ben artık ameliyat olabilirim değil mi?”
Kimisinin kıyafeti kırmızı, kimisinin mavi, kimisinin gri. Kim yetkili kim karar verecek bilmiyorum.
Boynumu büktüm, idamla yargılanacak suçlu gibi ellerini göbeğimde bağladım.
Ağızlarından çıkacak kararı bekliyorum.
Sözleşmiş gibi hepsi birden güldü:
“Amcam sana – OLUR- dememiz için ENDOKRİN den OLUR alman gerekiyor. Sen şekerim yok diyordun kan tahlilin 420 gösteriyor.”
Mahcup oldum. Benim kanım benim yalanımı ortaya çıkarmıştı. Yazıklar olsundu ona. Oysa ben onu doğduğumdan beri damarlarımda saklıyordum.
YORUMLAR
Şeker gibi adamın tabii ki şekeri fırlar desem cehaletim ortaya çıkar
O şekerle o şekerin ne alakası var, değil mi ama?
Şeker maalesef hocam, öldürmeyen fakat oldurmayan bir sağlık sorunu
Kurallı yaşam tek reçete
Şeker hastaları hep şunu der: senin yediğin her şeyden ben de yiyorum ama az, ucundan acık
Sağlık için gerekirse damak tadından da geçeceğiz demek ki
Yüreğinize, emeğinize, kaleminize, kelamınıza bereket saygıdeğer hocam
Sağlıklı, huzurlu, bereketli, mutlu bir yaşam bütünlüğü dilerim size
Selam ve saygılarımla.