- 293 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Dijital narsisim, NATO Faşizmi, Baskıcı faşizm
Dijital narsisim, NATO
Faşizmi, Baskıcı faşizm
Bir makalemde dijital faşizm diye bir yazı yazmıştım. Bu defa üçü bir arada nasıl kullanılıyor onu yazmaya çalışacağım. Çağımız dijital çağı, Güçlü uygarlıkların bile maruz kaldığı bu çağa dijital uygarlık demek çok fazla abartı olmasa gerek. Dünya birbirine öyle yaklaştı ki; küçük bir köy gibi oldu. Küreselleşmek dedikleri şeyde bu değil mi?
Globalleşme, ürünlerin, fikirlerin, kültürlerin, dünya görüşlerinin alışverişinden doğan bir hayat tarzı oluştu. Ulusların her yönüyle bütünleşme sürecine girdiği bir dünyada yaşamaya başladık. Dünya küreselleştikçe birbirleriyle etkileşimleri hem daha hızlı hem de baskın bir şekilde değiştirici hale geldi. Bütün sınırları kaldırıldığı ve insan ufkunun daraldığı bir dünya.
Global yaşam: Bir nevi gözlere bir perde çekerek kendine has yaşam şekillerini göstermiyor, miyoplaştırıyor. Modern dünya diyerek duygu ve inanç bazında bazı değerleri yok ederek, modernlik çelişkisi içinde olumlu ya da olumsuzlukla farklılaşan tüm toplumsal değişimleri, toplumsal düşünsel ve kuramsal ürünleri ve kültürel pratiklerini kapsayan bir hayat tarzı çıktı ortaya. Postmodernlik dünya bazı soruları ve sorunları terk ederek bütün fikrinin yitirilmesi, makroları bırakıp, mikro hikayelere ve mikro gerçeklere yönelerek basitliği seçmektir.
Bütünden ayrılıp parçada ayrıntıda kaybolmak bakışın ve ufkun kaybolması. Narsis ben kavramının tanrılaştırıldığı, ilahlaştırıldığı bakışların kaydırıldığı ve körleştirildiği, öteki diye bir kavramın, acımasızlığı zirve yapan diğerlerinin reddedilği ve köleleştirildiği bir anlayışın hâkim olmasından kaynaklanan bir hayat tarzı. Emperyalist düşünce tarzında narsisim tavan yapmıştır. Onların gözünde ötekileri yoktur.
Batı medeniyetlerinde sistem insan değerlerinden daha açık söylemek gerekirse insandan önde gelir Adeta sistem tanrılaştırılır. Emperyalizmin amacı da zaten narsistin hakimiyetine dayanır. İslam medeniyetinde ise tam tersidir sistem insandan sonra gelir. sonuç ise intizamdır. Hem felsefi hem ontolojik’’ ontoloji, varlığın yanı sıra varoluş, oluş ve gerçeklik gibi ilgili kavramların felsefi çalışmasıdır’’. Batının tek maksadı nizam olduğu için, nizam içinde sonuç intizamdır. Sonuç olarakta intizam değil intikam süreci devreye girer. Faşistlerin intikamı dünyayı kan gölüne çevirir. Beyazın siyaha erkekten kadına intikam süreci sürer gider.
Varlığın ontolojik hiyararşisi yıkıldığı zaman intikam, kaos ve çatışma olur. Bu kaos içinde ırklar cinsler dinler kültürler ruhsuzlaşır dolayısıyla insan da ruhsuzlaşır. İnsanlığın ve insan hayatı da cehenneme döner.
NATO’nun da bir faşist sistem ile yönetildiği gerçeği KUR’AN YAKMA hadisesinden sonra gün yüzüne çıktı. İsveç’in üyesi olmadığı halde inanç özgürlüğü gibi savunulması NATO’nun faşist bir sistem ile yönetildiğini öğrenmiş olduk. Dahada ileri gidilerek suç olmadığı savunuldu. Halk arasında söylenen bir söz vardır ‘’NATO KAFA NATO MERMER’ ’Zırvası nasılda zuhur etti.
Türkiye’nin haklı çıkışını savunması gereken NATO İsveç’e doğru bayrak açtı. Anlaşılan NATO’da İslam’ı düşmanları arasında sayarak ilk sıraya almış oldu. Arka planda suçu işleyip, İslam’ın üzerine yükleme hadisesi tekrar gündeme geldi. Çok dikkat etmek gerekir. Bazı olayları yapıp islama yükleme çabaları artacaktır. Bizim Saf ‘’Dışarıdakilerin içerideki anahtarları’ ’da inanıp küfre başlayabilirler. Yakın zamanlarda vefat eden İngiliz kraliçesi demedi mi ki’’ Yeni Bolşevizm İslam’dır’’, onun eski başbakanı ‘’Tıpkı komünizm gibi islamizm i de yenmek için uzun süreli kapsayıcı bir strateji gerekli dememiş miydi?
Notaya en çok hükmeden bunlar değil mi? Gel de NATO faşizmi var deme, nasıl demeyeceksen. NATO’ya hükmeden ABD’nin eşcinsel dışişleri bakanının söylemi çok manidardır: Kur’an’ı yakanı kınamadığı gibi, demokrasilerde ifade özgürlüğü var diyerek savundu. İsveç dışişleri ve başbakanıyla ağız birliği yapan NATO genel sekreterini gel de faşist deme. Bir başka makalemde yazdığım gibi İsveç NATO’ya kuran yakma hadisesiyle sabotaj düzenlemiştir. Aklı selim herkes bunu bilir.
Faşizm, siyasal şiddeti, savaşı ve emperyalizmi; ulusal ihyaya ulaşmak için bir araç olarak görür ve güçlü ulusların, daha güçsüz ulusların yerine geçerek topraklarını genişletmeye hakkı olduğunu ileri sürer. Faşizm genel anlamıyla baskıcı, otoriter rejim anlayışını betimler bir nitelemeye dönüşmüş ve nasyonal sosyalizm başta olmak üzere, anti-demokratik ve otoriter ideoloji ve yönetim sistemlerinin tamamına halk tarafından verilen genel bir isim halini almıştır. Ancak kendisiyle eş zamanlı olarak ortaya çıkan nasyonal sosyalizm ve falanjizm gibi akımlar da amaç ve uygulamalar bakımından faşizme yakın oldukları için faşizme bağlı siyasi hareketler olarak tanınmışlardır. Batıda yoğunlaşan ırkçı çıkışların islama karşı uyguladıkları baskı ve terörizmin bir faşist baskıcı olduğunu tekrarlamaya gerek var mı? Bilmiyorum.
=============================================AR=====================================
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.