- 444 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
Riks Almıyoruz!
Başlığı görünce ilk kelimeyi düzeltme ihtiyacı hissettiniz ancak bilinçli olarak yazıldığı için dert etmeyin lütfen.
Peki neden riks almıyoruz? Kelimeyi doğru teleffuz etmediğimizden mi? Bu kelimeyi orta yaş ve üstü insanların doğru teleffuz etmediğine defaatle şahit oldum.Ancak günümüzün şartları üzerinden ortak sorunlarımızı birlikte konuşmak istediğim için yazıyorum bunları. Tespitlerimle ilgili katılmadığınız yerler illa ki olacaktır.Katıldığınız yerler içinde çözüm önerilerini birlikte düşünelim isterim.
Başta kendi alanım üzerinden konuşmak isterim.Tarihe tarihi olaylara ve özellikle kendi tarihimize fazlasıyla duygusal yaklaşıyoruz.Bu durum tarihi olaylarla ilgili objektiflikten bizi uzaklaştırıyor.Kulaktan dolma bilgilere tarihi belge ve kaynaklardan daha fazla itibar ediyoruz.İşin aslını araştırmak bizi konfor alanından çıkaracağı için riks almıyoruz.Tarihe duygusal yaklaşımın yanında kutsal algımızın kapsayıcılığın çok geniş yer tutması yüzünden yine rikse girmiyoruz. Şimdi benden örnek vermemi isteyen olabilir.Ancak bunu yapmayacağım.Neden rikse gireyim ki?
Tembeliz.Bunu çok net kendimde de çevremde de görebiliyorum.Herkesin kendine özgü bir tembelliği var. Çalışanlardaki tembelliğin en büyük emaresi de çalışıyormuş gibi yapıyormuş gibi mış gibi miş gibi bir vaziyette kendini gösteriyor.Çalışan ve çalışmayanlarda ortak tembellik belirtileriyse sürekli eleştiri yapma üzerine kurulu.Sözde sorun tespiti yapıp ne çözüme dönük bir faaliyetin içinde olmak ne de çözüm getirmek maalesef.Sadece konforlu muhalif bir duruş sergilemekten ibaret bir anlayışla tembelliğin keyfini sürmeye devam ediyoruz.Çalışmayanlarsa iş beğenmez, işvereni beğenmez,ücreti beğenmez bir tavırda daha çok.Tembelliğin mazereti olur mu,bilmiyorum.Bu konuda şunları söylemek mümkün.Üretimin gelişmenin ve bilginin hedef alınmadığı hiçbir iş,hiçbir kurum başarılı olamayacağı gibi yukarda saydıklarımızı mefkûre ve ideal olarak görmeyen hiçbir şahıs çalışkanlıktan dem vuramaz diye düşünüyorum.Siz ne dersiniz?
Cahiliz. Ne kadar cahiliz derseniz.Bunda sınır yok diyebilirim. Bildiğimizi zannettiğimiz ölçüde cahiliz. Kendimizi övdüğümüz düzeyde cahiliz. Elbette kendi alanında yetkinliği olan uzmanlığı olan bilgisi olan var ve olmalıdır.Hemen her konuda fikri olmak,ne olursa olsun her konuda konuşmak, malumat kırıntılarını bilgiyle karıştırmak cehaletle ilgili farklı göstergelerdir.İlginçtir böyle tipler her işi iyi bilir,her şeyin en doğrusunu bilir ancak kendi işini bir türlü adamakıllı öğrenemez.Siyaseti, futbolu,tarihi,edebiyatı, sanatı,ekonomiyi vs. o kadar iyi biliriz ki bu konuda ihtisas sahibi olan akademisyenleri bile hafife alırız. Bu millet alimden ziyade arifti bir zamanlar.Keşke de arif olma vasfımızı koruyabilseydik güzel olmaz mıydı?
Cehaleti yenen insanların en büyük ortak özelliği sürekli bildiklerini yoklaması,yeni bir bilgi edindiği zaman kendini güncellemesi, üzerinde çalıştığı konuyla ilgili gerek yerel gerek ulusal gerekse uluslararası ölçekte gündemi takip etmesinden anlaşılır.Bilginin de madde gibi bir yarılanma ömrü (kimya konusu )vardır.Cahillik için ne paraya ne zamana ihtiyaç olmadığı için konforludur ve kimseyi rahatsızda etmez cehaleti. Yanlışım varsa düzeltin lütfen.Mevlana’nın dediği gibi akıllar pazara çıkmış, herkes gidip kendi aklını satın almış.
Yoksunuz.Bu yoksunluk maddi ve manevi düzeyde büyük bir boşluk bırakıyor bizde. Kendimizden yediğimiz kendi iç kaynaklarımızı tükettiğimiz ölçüde büyük ve derin obruklar oluşuyor kafamızda ve kalbimizde.Yeterince dengeli ve düzenli beslenmemekten kaynaklı bir açlık çekiyoruz.Aç midenin telafisi mümkün olsa asıl kafamızın ve gönlümüzün açlığını nasıl gidereceğiz.Bu yoksunluk bu açlık bizi kocaman bir fakir yapmaya yetiyor da artıyor bile.
Baştan sona yanlış yazdığım başlıktaki kelime üzerinden kurguladığım bu yazımı yukarıdan aşağıya bir özet geçelim.Şu yazacağım son paragrafla buraya kadar anlattıklarımızı toparlamış olalım inşallah.
Her alanda her işte duygusal yaklaşımı terk etmedikçe, her şeyi kutsallaştırıp eleştiriyi rafa kaldırmaya devam ettikçe,cehaletten, tembellikten,fakirlikten kurtulmaya çalışmadıkça aynı tas aynı hamam,yola devam.Çok acı ama durum. böyle !
Şimdi riks almaya ne derseniz?Haydi düzeltelim artık risk alın, hata yapın,hata yapın, hata yapın ta ki doğru yapana kadar.İlk seferde doğru yaparsanız ne ala.Haydi kolay gelsin.Risk almadan.yol alamayız.Tüm sorunlarımızın çözümü için risk almak ve sorumluluk sahibi olmakla ilgili.Hem ferdi hemde içtimai bir ödev bu.Bu ödevi vermeden bir şeyler başarabilmemiz çok zor. Öyle değil mi?
Murat Canbolat
28 Ocak 2023