- 268 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Adalet; Her Hak Sahibine Hakkını Vermektir
İnsanlarının her zaman en çok ihtiyaç duydukları konulardan birisi, beklide en önemlisi, adalettir. Adaletin olmadığı yerde, haksızlıklar ve zulümler vardır. Birlik, beraberlik ve dayanışma ruhunu kaybeden toplumlar, her şeylerini kaybetmek zorunda kalırlar. Fertleri birbirine düşmüş milletler, yok olup gitmeye mahkûmdurlar. Tarih bunun en büyük şahididir. Dinimiz İslâm, hak, hakikat merkezli adaletli olmamızı her birimize emretmiştir. Aslında, insanlarımızın her birine, adil hüküm verebileceği derecede bilgi, birikim, şuur ve eğitim vermemiz gerekmektedir. Muhakemesini nasıl kullanacağını bilemeyen, adaletle hüküm verecek bir akl-ı selim işleyişe sahip olamayan kişilerin, isabetli davranmaları, karar vermeleri esasen beklenemez. Adalet, doğru hükümlere bağlı olarak ancak doğru muhakeme sonucunda sağlanabilir.
Adalet; davranış ve hükümde doğru olmak, hakka göre hüküm vermek, denge, denklik, dürüstlük, tarafsızlık gibi anlamlarda kullanılmaktadır. Adalet’in bir çok tanımı yapılmakla birlikte kısacası: her hak sahibine hakkını vermek, hakkın gözetilmesi ve yerine getirilmesi, kim olursa olsun eşit muamelede bulunmak olarak tanımlayabiliriz. Haklı ile haksızın ayırt edilmesi adalet ile sağlanmaktadır. Adalet’in olmadığı yerde Zulüm vardır. Zulüm, Adalet’in zıddıdır. Zulüm; haddi aşmak ve bir şeyi olması gereken yerden farklı bir yere koymak anlamına gelmektedir. Zulüm ıstılahta; adaletsizlik, düşmanlık, hakkı engellemek, gayri meşru bir şekilde değiştirmek, noksanlaştırmak suretiyle adaletten sapmak diye tanımlanmıştır. Aynı kökten gelen Zulmet (Çoğulu Zulumât) aydınlığın ve nurun zıddıdır. Haksızlık, hakkı yerine koymama, baskı, şiddet, hak yeme, eziyet ve işkence gibi anlamlara da gelmektedir.
Âyet-i Kerîmelerde: “Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.” (Nahl Sûresi âyet:90) “Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi âdil davranmamaya itmesin. Adaletli olun; bu, Allah korkusuna daha çok yakışan (bir davranış) tır. Allah’a isyandan sakının. Allah yaptıklarınızı hakkıyla bilmektedir.” “…Aralarında adaletle hükmet, Allah âdil olanları sever.” (Mâide Sûresi âyet:8,42), “Yalan sözlerle Allah’a iftira edenden veya O’nun âyetlerini yalanlayandan daha zalim kimdir! Şüphe yok ki, zalimler kurtuluşa ermezler!” “İşte böylece işledikleri günahlardan ötürü zalimlerin bir kısmını diğer bir kısmının peşine takarız.” “De ki: Ey kavmim! Elinizden geleni yapın! Ben de yapacağım! Yurdun (dünyanın) sonunun kimin lehine olduğunu yakında bileceksiniz. Gerçek şu ki, zalimler iflah olmazlar.” (En’âm Sûresi âyet:21, 129, 135) “… Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.” (Tevbe Sûresi âyet:109) buyurulmuştur.
Dini, ahlaki, siyasi, sosyal, ekonomik, bilimsel ve benzeri, hayatımızın bütün alanlarında başarılı olmamızı sağlayacak esas, emanetlerin ehline verilip, adaletle hüküm verilmesi ile mümkün olacağının bilinmesi gerekmektedir. Milletimizi, arzu ettiğimiz bütün güzelliklerle dolu hale getirmemiz için maddi ve manevi alanda çok çalışıp başarılı olmalıyız. İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır. Bize dünyayı dar etmek isteyen iç ve dış düşmanlarımıza da asla fırsat vermememiz gerekir. Biz samimi olur çalışırsak Rabbimizin yardımı ile de başarılı olmamız kaçınılmaz olur. Yani, toplumsal değişmenin ilâhi yasası kurtuluşa giden yol bizim tercihlerimizle mümkündür. “Bir toplum kendilerindeki özellikleri değiştirinceye kadar Allah, onlarda bulunanı değiştirmez.” (Ra’d Sûresi âyet:11) buyurulmaktadır.
Biz Mü’minler, her zaman Hak’tan, hakikatten, adaletten yana olup, dünyada ki bütün zulümleri sonlandırmak için gayret etmeliyiz. Allah (c. c.), her birimize, adaleti bir hayat yaşamayı nasip eylesin. Sıhhat ve afiyetler dilerim.
[email protected]
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.