- 462 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
KIRMIZI GÜL
Delikanlı Ali aşkı şarkılardan, türkülerden dinler ve edebi eserlerden okurdu. Aşkın, âşık olmanın ne demek olduğunu bilmezdi. Âşık olmak istiyordu ancak aşkın nasıl bir şey olduğunu bilmiyordu. Aşkla ilgili merakı beynini yer bitirir. Acaba aşk neydi? Âşık nasıl olunurdu?
Aşkı aramaya ve araştırmaya başlar. Bu konu ile kitaplar okumak için büyük bir kütüphaneye gider. Burada aşkı çok güzel anlatan bir kitap bulur. Kitabı alır; birinci gün okur sever, ikinci gün tekrar okur, üçüncü gün yine okur ve kitabı sabaha karşı bitirir. Kitabın kapağını kapatır. Kitabın sonuna bakar ki bu kitabı okuyanların isimleri tek tek yazılıdır. İsimlerin yazılı olduğu yerin en altına kendi ismini yazar. İsmi yazılanların arasında bir bayan ismi dikkatini çeker. O bayana bir mektup yazar. İsminin Gül olduğunu yazan Bayan Ali’ye mektubunun cevabını gönderir. Kitap ile ilgili düşüncelerini yazar. Ali tekrar mektup yazar, Gül Hanım ise cevap verir. Bu yazışmalar uzun süre devam eder. Delikanlı Ali, bu yazışmalardan sonra bayanı çok ama çok merak eder ve görmeden de sever.
Ali:
“Gül Hanım! Seni çok merak ediyorum, isterseniz buluşalım” der.
Gül Hanım:
“Ali Bey, ben de sizi çok merak ediyorum. Tamam, buluşalım” der. Buluşma yeri ve saati konusunda anlaşırlar.
Gül Hanım:
“Ben buluşmaya gelirken, yakamda kırmızı gül olacak. Sen, beni yakamdaki kırmızı gülden tanıyacaksın” der. Buluşma vakti gelir çatar. Delikanlı Ali büyük bir merak ve heyecanla buluşma yerine gider. Gül Hanım, kırmızı gülü kendi yakasına değil de gülü orta yaşlı bir kadının yakasına takar. Ali tam vaktinde buluşma yerine gelir ve beklemeye başlar. Gül Hanımı beklerken delikanlının yanından çok güzel bir bayan geçer.
Ali:
“Aman Allah’ım! Bu ne güzellik!” diye hayran kalır. Yakasında gül olmayan bayanın arkasından baka kalır.
Ali:
“Tamam, aradığım bayan işte budur” der. Ali der demesine de gördüğü bayanın yakasında kırmızı gül yoktur. Güzel, genç bayanın arkasından yakasında kırmızı gül takılı olan orta yaşlı bir bayan geçer. O esnada Ali’nin kafasında şimşekler çakar. Hangisine gidip aşkını ilan edecekti? Yakasında gül olan orta yaşlı bayana mı yoksa yakasında gül olmayan dünyalar güzeli genç bayana mı? Yıllarca görmeden gönlünü verip sevdiğine mi yoksa anlık karşısında duran dünyalar güzeli genç bayana mı? Aşk yüklü kalbini kime açacaktı? Kime koşup gidecekti?
Ali:
“Hayır, benim kalbim, gönlüm ve aşkım aylarca, yıllarca yazıştığım bayandadır. Ben, yakasında gül olana gitmeliyim. Benim gönlüm yakasında gül olandadır. Benim için yaşı önemli değildir” der. Ali yakasında kırmızı gül olan orta yaşlı hanımın yanına gider.
Ali:
“Merhaba Hanım Efendi” der ve kendini tanıtır.
Yakasın da kırmızı gül olan bayan:
“Beyefendi! Ben sizi tanımıyorum. Siz kimsiniz” der. Burada Ali ve orta yaşlı bayan şaşkınlık içinde konuşurken dünyalar güzeli genç bayan yanlarına gelir. Dünyalar güzel genç bayan o esnada orta yaşlı bayanın yakasından kırmızı gülü alır ve kendi yakasına takar.
Orta yaşlı kadın:
“Kızım neler oluyor” der.
Gül Hanım:
Teyze teyze! İmtihan imtihan” der. Ali bu duruma çok şaşırır. Gül Hanım, Ali’ye olup biteni anlatır. Gül Hanım ve Ali, mektuplarındaki aşklarını bir kez daha yaşarlar. Tam da bu esnada Ali aradığı aşkı Gül Hanım’da bulur ve sırılsıklam tekrar delicesine âşık olur. Genç çifteler evlenirler, boy boy çocukları ve torunları olur. Sarsılmaz bir aşk ile ölünceye dek mutlu olarak yaşarlar…
25.01.2023
Yozgat
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.