- 256 Okunma
- 2 Yorum
- 3 Beğeni
KIZ EVLADI OLMAK
Söze öyle bir yerden başlamalı ki, yıllardır süre gelen, kan davasını aratmayan bu çelişkiyi çözmem lazımdı.
Ne yazıkki ne derdimi anlayacak biri vardı, nede derdimi anlatacak o kabiliyet vardı bende..
Zaman çoğu acıları silmiyordu.
Hayat tekerrürden ibaretti, gün geliyor, aynı duruma düşebiliyordu insan.
"Biz atamızdan böyle gördük" düşüncesi beyinlerde hâlâ kazılı duruyordu.
Nesilden nesile aktarılan.
Kız evladı olmaktan bir kez daha, darbe yemiştim.
Tamam okul hayatım istikbalim elimden alındı, bu konu bitti derken.
Yıllar sonra miras konusuyla yine gündeme oturduk.
Babam rahmetli olmuştu, nur içinde yatsın.
Annem biliyorsunuz okumama karşı çıkmıştı.
Bununla da kalmadı, 14 yaşında beni bir öğretmenle evlendirmeye dahi kalkışmıştı.
Hiç unutmuyorum o ânı, anlattığında kafamdan aşağı kaynar sular döküldü, yer yarılsa içine girsem, izim sanım kalmasa koybolsam hiç olsam dedim.
Ne ağır bir sözdü bu !
Bana annelik yapmadı hiç, babamın bize olan sevgisini bile kıskandı her zaman.
Neden böyle yapıyor, niye benim annem de diğer anneler gibi olgun anlayışlı güler yüzlü değil diye çok düşündüm.
Sevgi görmeyen insanlar, bu kadar bencil ve narsist olabiliyordu maalesef.
Evde her gün kavga, hep huzursuzluk.
Evliliğin ne anlama geldiğini bilmeden evlendirilmiş, bir de çocuk yapmış.
Daha kendisi çocukluktan çıkamamış, bize nasıl annelik yapacakki?
Ben anneme göre daha olgun olduğumu biliyordum.
Çocuk olmama rağmen sürekli gözlemliyor, hatanın kimde olduğunu kestirebiliyordum.
Fakat konu anne olunca, haksızda olsa, annesizlik çok zordu yinede.
Annem bir kez olsun saçımı okşamadı, hep bağırır kızar, tehdit eder korkuturdu.
Çok iyi hatırlıyorum bazen saçımı babam tarardı, küçüktüm dolaşık olurdu açamazdım.
İlkokula gidiyordum.
Babam kalsaydı diyorum çok zaman.
Şunu bir kez daha anladım ki, iyilerin ömrü az oluyor.
Evlendim, doğru dürüst çeyizim bile yoktu, benden üç yaş küçük birine verdiler, aynı eve gelin gittim, eşimin annesi babasıyla kardeşleriyle birlikte oturduk yıllarca.
Asker yolu bekledim, eşim askerde iken iki çocuğu vardı.
Öyle zor günlerim geçti ki, çoğu şeyler kaleme kağıda gelmiyor.
Bu arada ailemden yine destek yok, kocamın ailesi sahipsiz gördükçe bindi sırtıma.
Arkan olmayınca, gelen giden birer yumruk vurur öyle.
Allah’tan başka sığınacak kimse bulamazsın.
İsyan etsen edemezsin, kabul etsen, ağır bir yük.
Kız evladı olmak çok zor.
Bütün bu zorlukları sabrımla yendim Elhamdülillah.
Bir evim oldu, çocuklarım büyüdü.
Tek başıma mücadele ettiğim bu yolda kimsem olmadı, derdimi kimseye şikayet etmedim.
Edemedim, çünkü kaderimdi.
Doğduğum evimde benim bir değerim kiymetim oldu mu ki ?
Elin yanında olsun.
Ah anne ah !
Sonunda kardeşlerimi de bana düşman ettin ya ne diyim sana !
En küçük erkek kardeşim kendi ellerimle büyüttüğüm analık yaptığım.
Evlendiğim de henüz yedi yaşında idi.
Beni çok özlemiş ah yavrum.
"Anne keşke deprem olsada ablam geri gelse "
Dermiş, o kadar sever özlermiş, ben de onu öyle severdim.
Ta ki bu güne kadar.
Bu yazıyı yazmama sebep birazda miras olayı oldu.
Kardeşim babamdan kalan tarlayı evi satışa çıkarmış.
Yalnız imza olmadan tapu karşı tarafa verilemiyormuş.
Baba hakkı sonuçta, hepimiz kız erkek ayrımı olmadan devlet bu malı bölüyor.
Ben ve diğer kız kardeşim sırf tarla satılmasın diye kabul etmedik, kardeşimiz ilerde perişan olur sıkıntı çeker diye.
Yine kardeşimiz için, bizim derdimiz mal davası değil zaten ihtiyacımız yok, kıyamayız.
Fakat iş çığırından çıktı.
Annem beni aradı, yine her zamanki gibi
’sen niye imza atmıyorsun, gardaşından mal mı bölecen’ ? duygu sömürüsü yapıyor bana.
Hak varsa ortada adil olması gerekmez mi ?
Ben o ailenin ferdi değil miyim.
Kız çocuklarına evlendi gitti diye neden baba hakkından mahrum ediliyor ?
Bunun vebalini kim verecek.
Onca çektiğim çile yetmez gibi, koca evinde, bir de annemin bu adaletsizliği yok mu ?
Kardeşim bana çok ağır laflar etti.
Öyle gücüme gitti ki, ağladım, ağladım.
Kendim için değil, neden bu hale geldi bu çocuk diye ağladım bu kadar merhametsiz oldu diye.
Yalan dünyanın yalan malı için ablasının kalbini kırdı diye ağladım...
Kızları ağlatmayın yeter...
Onların kendi ocakları yok şu yalan dünyada...
Baba ocağı var, koca ocağı var.
Evladını bağrına basıyorsa eğer, ananın bir kucağı var sadece...
Anam beni bağrına basmadı kucağına almadı.
Anne sevgisini vermediyse, hangi sevgi doyurur ki beni...
Ben içimi döktüm, sen ister öykü de, ister hikâye de, istersen gönül sesi de...
Dertleştiğim kağıt kalem bir de okuyan dostum...
İyiki varsınız iyiki yârsınız ...
YORUMLAR
Biz hanımlar miras hukuku getirdiği, kanun önünde kız çocuklarına hak verdiği için Atatürk'e minnettarız.
Allah onlara vicdan merhamet, size de kolaylıklar versin Necla Hanımcığım, muhabbetle...
Necla plt hsbtc
Amin bilmukabele 🤲
Cenab-ı Hak yardımcınız olsun inşallah 🙏
Çok zor şeyler yaşamış ve muhtemelen yaşamaktasınız, Allah'tan kolaylık vermesini diliyorum.
En içten selam ve saygılarımla.
Allah'a emanet olunuz.