- 408 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Gıcık
Bu özelliğini hiç bırakmadı, bırakamadı!
Ne zaman bir şiir, bir yazı okumak istese, yazım hataları varsa eğer, o an hemen okumayı keserdi. Gıcıklık parayla değildi ya!
Noktalamalar hadi neyse, kurtarırdı yine de; okumayı bırakmaz, devam ederdi. Virgülle noktalı virgülü bazen kendisi de karıştırırdı. Ünlem yerine nokta koyduğu da olurdu, ya da tersi...
Ancak soru eklerinin, de da ek ve bağlaçlarının yanlış kullanılmasına hiç dayanamıyordu. Ona göre yazıyı, şiiri katletmekti bu. Bazen zevkle, neşeyle bir yazı okurken böyle bir yazı hatasıyla karşılaştı mı, eyvah! Yüzündeki neşe birden kaybolur, mutlulukla sürdüğü arabasının tekeri sanki bir çukura düşmüş gibi olurdu. Bir süre bekler, arabasının tekerini düştüğü çukurdan kurtarır, "Belki sehven olmuştur." der, yoluna devam ederdi. Ancak arabasının tekeri ikinci, üçüncü çukura da düştü mü, artık onu o yolda kimse tutamazdı. Hemen yoldan çıkar, terk ederdi orasını.
O böyle birisiydi işte!
Böylesine gıcık...
YORUMLAR
kaplumbağa
Demek siz de gıcıksınız? Ne güzel!