- 264 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
EKSİLİYORUM
EKSİLİYORUM
Geniş bir aileye doğdum ben. Hep geniş geniş sofralara oturdum. Bereketliydi her şey. En çok da ilgiden, sevgiden yana bereketliydi rızkım. Rızık denince yemek içmek akla gelse de akıl da rızıktır ilim de sevgi de...
Yıllar içinde eksilmeyi öğrendik. Gidenlerin içimizde dolmayan boşluğunu tattık. Arkalarından dua hediye ettik.
Başka gidişleri tattık sonra, ilk defa sevgiyi sorgular olduk. Selvi Boylum Al Yazmalım filmini seyrede seyrede biz de merak ettik, hakikaten sevgi neydi? Aşk neydi?
Sevgiyi çocuklukta tanıyıp içselleştirenler gibi ben de sevince çok sevenlerdenim.
Giden; içimde bir boşluk oluşturduysa, canımı yaktıysa, daha önemlisi ben kabullendiysem artık gelmesine de gerek yok. Şu son yıllarda ne çok yaşadım yaprak dökümü sahnesini. Reşat Nuri okuyunca "Yaprak Dökümü" ağır gelir insana; çünkü biz olaya yazarın gözünden bakıyoruz. Oysaki dökülmeliymiş yapraklar. Şimdi anlıyorum; sağlam değilse, güçlü değilse dökülmeli!
YANGIN
İnsan bazen uzaktan bakar:
Yıkıntılar altında kalan kendine,
Sevdiklerine,
Kaybolan hatıralarına,
Gerçekleşmeyecek hayallerine...
Uzaktan bakar.
İnsanın en çok sevdiğini hissettiği an
Kaybettiğini hissettiği andır.
İşte o an başlar yürekteki yangın!
O an başlar çaresizlik.
İşte o an başlar dalgınlık,
O an başlar dargınlık!...
İnsanın en çok sevdiğini hissettiği an,
Kaybettiğini hissettiği andır.
Toprak altına gidenleri rahmetle anar, dua hediye ederim de gönlümde ölenler var bir de.Bir de onların nedense tekrar dönme çabaları...
Ben aynı benim ve olduğum gibi görünüp göründüğüm gibi olan bir samimiyetteysem de Mevlânâ misali "Ne olursan ol, yine gel." diyecek olgunlukta değilim.
Gittiği yerde herkese mutluluklar dilerim.
Hamiyet Su Kopartan✍️
YORUMLAR
"Eksiliyorum" başlığını görünce balıklama daldım yazınıza. Sırf bu başlık bile yeterliydi gerekli mesaj için.
Lâkin hangimiz eksilmiyoruz ki? En başta tükettiğimiz her gün ömrümüzden eksiliyoruz; yırtılan bir takvim yaprağı gibi sayfalarımız her geçen gün azalıyor. "Saatler, ne olur, durun biraz; ömrümü bitirmeyin!" diye sanki şarkı söylemiyor da âdeta yalvarıyordu Zeki Müren. Ancak yalvarması da nafile kaldı ve her geçen biraz daha eksilerek çekip gitti aramızdan.
Çekip gideceğiz bir gün biz de. Eksile eksile sayfalarımız tükenecek bizim de. "İnnâ lillâhî ve innâ ileyhî râciûn."
Ancak eksilmekten daha kötüsü nedir, biliyor musunuz? Tükenmek... Evet, tükenmek eksilmekten daha kötüdür. Çünkü bazen insanlar, son sayfaya gelmeden çok daha önce tükeniveriyor.
İşte sanat, işte din, işte edebiyat bunun için var. Bizi, duygularımızı daima diri tutmak için...
Eksilmekle ilgili yazınızda başka pencereler de açmışsınız. Her bir pencerenin kendine has manzarası, edilecek sözler var. Ancak belki daha sonra...