- 428 Okunma
- 3 Yorum
- 2 Beğeni
Kitap Peşinde
Gittiğim şehirlerde kütüphaneleri ziyaret ederim öncelikle. Raflarda dizili kitapların çoğunu okuma olanağım olmasa bile onları yakından seyretmek bile tanımsız hoş duygular oluşturur beynimde. Huzur bulurum... Nerede olduğumu unutur, yazar ve şairlerin arasında hissederim kendimi adeta.
Kitaplara olan ilgim, sevdam ne zaman başladı? Yetesiye anımsamazsam bile ta ilkokul ikinci sınıfta az sayıdaki sınıf kitaplığımızdaki kitaplardan bir kalın kitabı öğretmenimden ısrarla istediğimi hâlâ anımsarım. Diğer kitapları bir bir okumuştum kitaplığımızdaki. Öğretmenim o kitabın benim için ilginç olmadığını söylüyordu. Nihayet kırmadı beni. Bir piyes kitabıydı o kitap. Pek hoşuma gitmedi. Öğretmenim haklıymış.
Yine ilkokul yıllarım; bir gün babamla ilçemize gidiyorduk yürüyerek. Hayli yorulmuştum. İlçenin girişinde bir bakkal vardı. Ve vitrininde sıra sıra kitaplar diziliydi. Azıcık dinlenmek, bu arada kitapları seyretmek için babama vitrini gösterdim. İçeri girdik. Kucağında bir kız, atını dörtnala süren bir delikanlı resmi olan kitaptan gözümü ayıramadım. Babam beni kırmadı o kitabı satın aldı. O gün bu gün kitaplarla ilgim hiç azalmadı. Daha sonra elime para geçtikçe ilçeye gidip kitap satın alırdım…
Ortaokulda sadece sınıf kitaplıklarımızdaki ve arkadaşlardan ödünç aldığım kitapları okuyabiliyordum. Küçük ilçemizde kitap edinmek, hele severek okumak istediğim kitapları bulmanın olanağı yoktu. Ancak Öğretmen Okulunda kavuştum zengin bir kütüphaneye. Öğretmen Okulu kütüphanemizde kadrolu bir memur görev yapıyordu. Ve istediğim kitapları bulup zevkle okuyordum.
Öğretmenlik yıllarımda çalıştığım köyün yakınında açılan ortaokulda da oldukça çaplı bir kütüphane vardı. 1940’lı yıllarda tercümesi yapılan kitaplarla doluydu ortaokulun kütüphanesi. Çalıştığım uzak köyde yalnızlığımı hissetmiyordum bu kütüphanenin özellikle klasik romanlarıyla…
İkamet ettiğim İlçe Halk Kütüphanemiz oldukça zengindi. Fakat son yıllarda havası değişti severek ziyaret ettiğim mekânın havası. Aradığım, beğenebileceğim kitaplar raflarda bulamaz oldum garip bir biçimde! Sadece bazı yazarların kitapları var kütüphanemizde. 20’li, 30’lu kırklı ne diyeyim 50’li yılların tanınmış yazarlarımızın eserlerini bulmak olası değil. Daha önceki yıllarda gördüğüm kitaplar kaldırılmış.
Kütüphane çalışanları bilgi veriyor. Ankara’dan koli koli kitaplar gönderildiğini anlatıyorlar. Bende görüyorum yeni gelen kitapları. Ne yazarları ne de adlarını duymadığım parlak ciltli kitaplar. Sadece rafları dolduruyorlar. Zaten sönmeye günleri tükenmiş arı kovanı gibi çalışıyor kütüphane. Bu kitapların sayfasını açan olmadığına kaniyim!
Nasıl betimlemeli durumu? Ben isterim ki, Reşat Nuri’nin, Karaosmanoğlu’nun, Yaşar, Orhan Kemallerin, Karayların, Abasıyanıkların… Şairlerimizin ve de dünya klasikleri boy boy doldursun kitap raflarını. Kütüphanede istediğim kitapları bulamayınca hayal kırıklığı içinde dişe dokunmayan bazı kitapları seçerek oradan ayrılıyorum.
Üyesi olduğum bir derneğin başkanı ile kütüphane ile ilgili yakınmalarımız konuştuk geçen gün. Başkan arkadaş Derince Lisesi Mezunlarının ilçenin merkezinde bir kütüphane kurduklarını söyledi. “Körün istediği bir göz Allah vermiş iki göz.” Hemen aynı gün soluğu kitapsever arkadaşların kurduğu kütüphanede aldım soluğu.
Kitapsever arkadaşlar öğretmenlerinin yönlendirmesi ve işbirliği içinde oldukça çaplı bir kütüphane kurmuşlar. Kütüphaneyi hediye edilen kitaplardan oluşturmuşlar. Bir apartmanın giriş katındaki daireyi düzenlemişler. Raflarında yerli yabancı klasiklerden birçoğunu bulmak olası. Yazarlarımızın, şairlerimizin fazla yıpranmamış eserleri yerlerini almışlar raflarda.
“Bir kütüphane bin hapishane kapatır.” Sözünün gereğini yapan ilgililere ne kadar teşekkür edilse yetersiz kalır. Umar ve dilerim arkadaşların saygıdeğer çabaları insanımızın aydınlanmasına katkı sunar. Böylece suç işleyip cezaevlerine düşen kadere sığınma acizliğini gösteren yurttaşlarımızın sayısında azalma olur. Kütüphanede bulduğum kitaplar benimde iç sıkıntımı azaltmakta makbul reçeteler sundular.
Yıllar önce okuyup temasını unuttuğum ve övgüsünü sık sık duyduğum Suç ve Ceza’nın iyi bir tercümesini, Cengiz Aytmatov, Yaşar Kemal ve Niyazi Berkes’in bir eserini aldım. Okumak istediğim birçok eseri gördüm yeni keşfettiğim bu huzur yuvasında.
Ezcümle sözlerimi kitaplar hakkında güzel sözlerle bitirelim:
Kitaplar uygarlığa yol gösteren ışıklardır.
Gençlerini kitapla beslemeyen milletlerin sonu acıdır.
Kitap ruha ilaçtır.
Kitaplar aklın tedavi yerleridir.
Allah’ım bana kitap dolu bir evle çiçek dolu bahçe ver.
Ben kitapları değil kitaplar beni ortaya çıkarmışlardır.
Bir kitap beni nasıl değiştirir ki diyorsan elindeki kitaba bak o da bir zamanlar odundu.
Biz zevk için harcadığımız paradan daha fazla kitap için sarf etmediğimiz müddetçe hiçbir zaman medeni bir ülke olamayız.
Kitapsever dostlara istedikleri kitapları edinip bol bol okumalar dilerim.
YORUMLAR
Üstat
Pozitif bakmamız gerek ve asla okumaktan ve çevremizi okumayı sevk etmekten vazgeçmemiz gerekir Okumak kitaba dokunmakla başlar okumanın yaşı yoktur oysa bakıyorum etrafımızdaki kütüphaneleri bomboş yılda bir kitapçı gelir şehrimize kitap günleri adında nasıl işler duyduğum cevap berbat haliyle üzülüyor insan aslında benim de bir kitap anım var. Nazım Hikmet çok okurum insan okudukça anladığı ve okuduğunu bakış acısı da değişiyor. On beş yaşında okuduğun şiiri otuz yaşında okuduğunda bir fark görebilmelisin diye düşünüyorum. Köyüm şehre on beş kilometre kitabı alırsam yol param olmayacak ben o kitabı aldım on beş kilometreyi yayan yürüdüm kitap aşkına.
Okumak güzel bir o kadar anlamlı şeydir.
Saygı ve selam ile.
Güzel anlamlı bir yazı okudum. Gönlünüze elinize sağlık İbrahim Bey. Selam ve saygılarımla.