- 333 Okunma
- 1 Yorum
- 3 Beğeni
İPİN HESABI VERMEK
Yaşlı zengin bir adam varmış. Adamın malı mülkü hayli çokmuş. Yaşlı zengin, amansız ağır bir hastalığa yakalanmış. Gitmediği doktor kalmamış. Bütün doktorların ortak bir karara varmış. Ömrünün son günlerini yaşadığı. Ölümden kurtuluşu yokmuş, bu durumu anlayan yaşlı zengin adam, evlatlarını başına toplar ve onlarla helalleşir. Vasiyeti olarak çocuklarından son bir istekte bulunur.
Yaşlı zengin ihtiyar:
“Evlatlarım! Sizin bildiklerinizi ben de biliyorum. Benden saklamanıza gerek yok. Çok az ömrüm kaldı. Benim mezarımı güzelce kazın. Kazılan mezarımın yanına bir de boş mezar kazın. O boş mezara ilk gece sizden biri benimle yatsın. Aranızda karar verin ve anlaşın, boş mezara kimin yatacağına. Eğer anlaşamazsanız aranızda kura çekin.” Der.
Çocukları bu vasiyeti yerine getireceklerini söyleyerek babalarının huzur içinde ruhunu teslim etmelerini beklemektedirler. Babası birkaç gün sonra hakkın rahmetine kavuşur. Çocuklar babalarının söylediği gibi iki mezar kazdırırlar, birisi babaları için diğeri ise yaşlı zengin amcanın çocuklarından biri için. Ölüm salası verilir. Zengin ihtiyarın çocukları işin ciddiyetini babaları vefat edince anlarlar ama hiç biri de babalarının yanı başına kazılan boş mezara yatmak istemez. Ancak babalarının vasiyetini yerine getirmek istemektedirler. Çocuklardan hiçbiri de bir geceyi bile kazılan boş mezarda geçirmek istemez. Aralarında bir karara varırlar. Kendi yerlerine bir geceliğine parasıyla bir adam ayarlamak konusunda bir karara varırlar.
Babalarını defnettikten sonra babalarının vasiyetini yerine getirmek için çalışmaya başlarlar. Çarşıda, pazarda ve mahallede dolana dolana bir geceliğine boş mezara bir geceliğine yatacak adam ararlar. Nihayetinde pazar yerinde elinde iki metre hamal ipiyle dolaşan birine rastlarlar. Selam ve muhabbetten sonra bir geceliğini boş mezarda yatarak geçirme karşılığında yüklü para teklifinde bulunurlar. Gariban Hamal İsmail ile bir geceliğine bir ömürlük para karşılığında anlaşırlar…
Genç Hamal İsmail der ki:
“Ondan kolay ne var? Sizin bana teklif ettiğiniz parayı ben bir ömür boyunca kazanamıyorum. Bir gece, boş bir mezarda sabaha kadar yatarım.” Der. Hamal İsmail elindeki hamal ipiyle evine bile gitmeden akşam olunca boş mezara yatar. O gece eve gelemeyeceğini hanımına bile haber vermez. Akşam ezanı, yatsı ezanı derken karanlık hayli çöker. Münker ve Nekir sorgu melekleri vefat eden zengin ihtiyarın ve hamalın yattığı mezara sorgu için gelirler. Sorgu melekleri aralarında konuşurlar. Bakarlar ki iki mezar var, ikisinde de insan var, biri ölü diğeri sağ.
Münker ve Nekir melekleri:
“Ölü bizim ölümüz. Onun sorgusunu her zaman alırız. Biz sorguya ilkönce mezarda şu sağ yatan adamdan başlayalım.” Derler. Sorgu melekleri başlarlar hamalı sorgulamaya. İlk sorgusu iki metrelik hamallık yaptığı iptir.
Sorgu melekleri:
“İpi nerden aldın? Kaça aldın?” diye başlarlar ardı arkası kesilmeyen sorulara.
Genç Hamal İsmail:
“İpi satın almadığını, yolda bulduğunu” söyler. Orada yalan söylemek mümkün değildir. Genç Hamal İsmail bu konuda ne biliyorsa hepsini tek tek anlatmaya çalışır.
Sorgu melekleri:
“Peki, ipi nerde buldun? Nasıl buldun? İpin kime ait olduğunu araştırdın mı? İlan verdin mi? Sokak sokak, mahalle mahalle ipin sahibini aradın mı?” gibi ardı arkası kesilmeyen sorular geldikçe gelir. Genç Hamal İsmail ise bu sorular karşısında terledikçe terler, titredikçe de titrer. Nihayetinde sorgu ve suali sabaha karşı biter. Sabah olunca, yaşlı zengin ihtiyarın oğulları mezarlığa koşarak gelirler. Mezara gelince bir de ne görsünler. Otuz yaşında simsiyah saçlı akşam mezara yatan genç hamalın saçları bembeyaz olmuş. Vefat eden zengin ihtiyarın çocukları bu duruma çok şaşırırlar ve orada kil gibi yığılıp kalırlar.
Yaşlı zengin ihtiyarın oğulları Genç Hamal İsmail’e sorarlar:
“Saçların neden bir gecede bu kadar beyazladı? Diye.
Geceyi boş mezarda geçiren Genç Hamal İsmail:
“Ben, yolda bulduğum iki metrelik ipin hesabını bir gecede veremedim. İki metrelik ipin sorgusundan saçlarım bembeyaz oldu. Babınızın hesabına bile geçilemedi. Babanız, bunca servetin hesabını acaba nasıl verir? Ayrıca babanızdan size miras kalan onca malın hesabını siz nasıl vereceksiniz? Onu bile hayal edemiyorum.” der.
Genç Hamal İsmail, anlaştığı parayı alır ve evine döner. Evine ulaştığında hanımı ve çocukları onu görünce tanıyamazlar ve bu duruma çok şaşıralar. Hamal İsmail başından geçenleri hanımına ve çocuklarına bir bir anlatır.
Genç Hamal İsmail:
“Hanım hanım! Ben bir gecede yolda bulduğum iki metrelik ipin hesabını boş mezarda sorgu meleklerine veremedim. Bundan sonra daha dikkatli olalım. Hak hukuk konusunda çok hassas davranalım.” Der. Evli çift ve çocukları kalan ömürlerini Allah’ın rızasına uygun olarak geçirirler.
Vefat eden yaşlı ihtiyarın evlatları bu ibretlik olaydan büyük ders çıkarırlar. Babalarından kalan yüklü mirası adilce paylaştıktan sonra Allah yolunda infak ederler. Hayır ve hasenatta bulunurlar. Aileleriyle İslami bir hayat sürerek bu dünyadan huzur içinde göçerler.
Vefat eden zengin yaşlı ihtiyar evlatlarına ölmeden önce vasiyette bulunarak güzel bir ders vermiştir. Onların hak hukuk konusunda adil olmalarını ve helal kazanç kazanmalarını sağlamıştır. Ayrıca mallarını Allah yolunda infak etmelerine ve İslam üzere yaşamalarına vesile olmuştur. Biz de bu hikâyeden payımıza düşeni alalım, iki dünyamızı da kazanmak için. Rabbim iki cihanda da kazananlardan eylesin…
03.01.2023
Yozgat