YENİ YIL
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
YENİ YIL GEÇMİŞE ÖZLEM GELECEĞE UMUTTUR
YAHYA AKSOY
"Bir şey koparır bizden ,yıllar,akıp giderken" Montaıgne
“Günümüzün insanı,bildikleri ile yetinmeyen,hızla değişen koşularda kendini yenileyebilen,özgün,barışçı, insancıl,hoşgörülü,topluyla bütünleşmiş,kendi kişiliğini geliştirirken başkalarının gelişmesine de çalışan toplumsal bir varlık olmak durumundadır. Bu, çağın gereklerine uygun,ama kendi benliğinden ,toplumun öz kaynaklarından kopmamış bir insandır. Çünkü insan ,ancak ulusal özelliklerini koruduğu oranda,çağdaş uygarlığa, evrensel kültür değerlerinin oluşmasına ve zenginleşmesine katkıda bulunabilir.”Doç.Dr.Ahmet Taner Kışlalı-Kültür Bakanı ,1979,(Düşün ve Toplum,İlkay Sunar,KB y.)
“Her gün bir yerden geçmek ne iyi/ Her gün bir yere konmak ne güzel/ Bulanmadan, donmadan akmak,ne hoş Dünle beraber gitti cancağzım/ Ne kadar söz varsa düne ait/ Şimdi yeni şeyler söylemek lazım…!”Hz. Mevlana
Uygarlık tarihi uzun bir süreci içine almakta , yazının bulunmasından önceki zamana tarih öncesi denmekte ve üç dönemde incelenmekte( Mezozoik zaman,Paleozoik zaman ,Senozoik zaman.) Ve yazının icadından sonra tarihi devirler olarak çeşitli dönemlere ayrılmaktadır.Tarih, yazının icadı ile başlatılmakta.Kültür varlıkları ,gelenek ve görenekler ile sözlü kültür değerleri tarih öncesine ve tarihî zamanlara ışık tutmaktadır. Bu alanda yazılan en değerli kaynak Ord.Prof.Dr.Ekrem Akurgal’ın “Anadolu Uygarlıkları” eseridir.
“Göze alarak çıktık yolun yokuşunu/Saat dursa durdurmaz zamanın akışını/ Sanki bir nefes gibi kimse farkında değil/ Zaman bir telli turna, gören yok uçuşunu… /"Bilmem güneşin dilini, aydınlığı nur anlatsın." Ünlü şair Şevki Akar
Copernicus’ten Keplere, Nureddin Batruki’ ye , Batlamyus’a ,Galile’ye ,Ali Kuşçu,İbn-i Sina ve gök yüzü üzerine bilimsel çalışmalarını hayatı ile ödeyen Uluğ Bey’e ve “İndirgenemez Komplekslik” ve “Bilinçli Dizayn” düşüncelerinin en ünlü savunucusu (1952-) Amerikalı Biyokimya Profesörü Mıchael Behe’ye ve ünlü kuramcı Behe’ye kadar, evren ve güneş sistemi üzerinde bilimsel çalışmalar yapan bilginler canları pahasına çok ağır koşullar ve baskılar altında çalışmalarını sürdürdüler.
Pencere yerine mazgal deliği ve çatı yerine kubbesi bulunan Mezopotamya mimarlığında önemli bir yer tutan,Sümerlerin ve Akadların tapınak olarak ve gökyüzünü gözlemek üzere piramit şeklinde yaptıkları kule-Ziggurat’ların tepesindeki düzlükte gökyüzünü gözlemleyen rahip-müneccimlerin olduğu tarihi bilgiler arasında yer almıştır.
Bilim insanları her alanda durmadan çalışmaktalar. CoRot 7b adı verilen ve dünyaya 489 ışık yılı uzaklıkta, güneş sisteminin çok ötesinde, Monekeros Takımyıldızları içinde yer alan, yarısı güneşi gören diğer yarısı hiç güneş görmeyen "Lav Gezegeni"nden söz etmekteler.
Birleşmiş Milletler(BM) Biyo çeşitlilik Sözleşmesi’ne taraf olan 330 şirket,Aralık ayında gerçekleşen Biyo çeşitlilik Konferansı(COP15) öncesinde diğer şirketler de 2030’a kadar doğa üzerindeki etkilerini değerlendirmeye ve açıklamaya çağırdı. Grup, hükümetlerin de şirketlere zorunluluklar getirmesi gerektiğini açıkladı. Montreal’de gerçekleşecek COP15 görüşmelerinde taraflar,yeni bir, Küresel Biyo çeşitlilik çerçevesi üzerinde anlaşma sağlamlaya çalışmaktalar.
Modern astronominin kurucularından Nureddin Baruci, küresel trigonometri ile ilgili prensiplerden bir sonuç elde edebilmek için “dört boyut kuralı”nı uygulamış, 1185’de yazdığı” Astronomi Prensipleri-Fi’l-hey’e” eseri, İslam dünyasında, Hıristiyan ve Yahudi âleminde astronomi biliminde kaynak kitap olarak değerlendirilmiştir.
Çubuklu güneş saatini (1100’de) yapan Cabir bin Eflah, bu buluşu ile astronomi kitaplarında yerini almış ve eseri latince’ye tercüme edilmesi ile Avrupa’da , Zinner’in Türk gözlem aleti anlamında“ Turguetum” adıyla yeni bir aletin doğmasına neden olmuştur. Endülüs’ün Sevilla şehrinde yapılan rasathanenin yapılması gerektiğini belirleyerek bu inşaatın denetimini yerine getirmiş önemli bir gökbilimcidir.
Son zamanda gerçekleşen Güneş tutulması ilgiyle izlendi ve yorumlandı. “ABD’li bilim insanları 2.5 milyar yıl önce günlerin yalnızca 17 saat sürdüğünü ve Ay’ın Dünya’ya 62 bin km. daha yakın olduğunu ifade etmekteler…Antik dönemde 321 bin km.uzakta olduğu saptanan Ay’ın Dünya’ya bugünkü uzaklığı 384 bin km. Bu mesafe artışına paralel olarak 200-300 milyon yıl sonra Güneş tutulması diye bir fenomenin kalmayacağı” görüşü ileri sürülmekte.
Astrofizikçi Dr.Umut Yıldız (ABD_Losangeles),uzayda dolaşan uyduların dünyayı tehdit etmekte olduğuna dair TV’de açıklamalar yapmakta.
Yaratılışında eğik eksen üzerine kurulmuş olarak, kendi etrafında ve güneşin etrafında dönen dünya denge ile ayakta kalmakta, hayata renk,ahenk, uyum, heyecan, mutluluk,bereket katmaktadır.yaşamın sonsuzluğu sürdürülebilirlik kavramının içeriğinde gizlidir.Yaşam denge unsuru ile bütünleştiği zaman sonsuz ve uyumlu olabilmektedir. Ruh ve beden arasında da denge olmalıdır.İnsan ve insanlar arasında, insan ve dünya arasında da denge korunmalı. H.BERGSON “ Yaratıcı Tekâmül “ eserinde İnsanın ruh ve beden hallerini tahlil etmektedir.
Mizah dergilerindeki yazılar ve karikatürlerin büyük çoğunluğu dengesizlikleri, dengeyi siyah ve beyaz farkını vurgulayarak toplumlarda farkındalık yaratmak üzerinedir. Var olmak ve yok olmak dengeye bağlıdır... Evliya Çelebi, İstanbul’da, sivrisineklerin girmesini engelleyen, vebayı engelleyen, hiç sönmeyen ateşi yakan, İstanbul’u yılan, çıyan, akrepten koruyan tılsımlardan söz eder. “İstanbul’un kara üzerinde 366 tılsımı vardır. Denizle ilgili 6 tılsımdan biri de, halk takviminde hamsi zamanında Karadeniz’deki hamsi balıklarını Boğaz’a yönlendirip İstanbullulara hamsi ziyafeti çektiren tılsımdır.”
"...Fikirle savaş yap, fikirle yarış/Kılıç en sonunda vurulu oğul..."diyen Âşık İbrahim Güleç ve Japon atasözleri insanlar arasında dengenin sağlanması için çok anlamlı yol göstermekte.”Daha uzun ve mutlu yaşamanın sırrı gülümsemek ve iyi zaman geçirmektir,/Bir amaca sahip ol,/Kalıcı beden,zihin ve ruh sağlığın olsun,/Mavi Kuşak Bölgesindeki Okinawa’da asırlık insanlar gibi acele etmeden yaşa…” (Yaşlanırken genç kalma sanatı IKIGAI)
“Batan gün tekrar doğar, gelen günü unutmaz,/Anılarla yaşar hep, bugün dünü unutmaz/Vefasız sanma sakın, göğsümde taşıdığım;/Bu kâlp beni unutur, asla seni unutmaz./Dökülen gözyaşlarım karışır izlerine,/Bakmasa da gözlerin, bir defa gözlerime,/Yalan deme, ne olur; inan bu sözlerime,/Bu kâlp beni unutur, asla seni unutmaz. Vedat Fidanboy
“…Belleğim uçsuz bucaksız dış dünyanın zaman ve yer sınırı tanımaksızın yansıdığı küçük bir iç dünyadır… Pascal’ın dediği gibi ,‘ iyi düşünmeye çalışmamız gerekmektedir…”(Andre Mauroıs-Yaşama Sanatı.)
Gelişmiş toplumlar konuşan, yazan, araştıran insanlarla daha ilerilere taşınırlar. hayat mutlu, verimli ve aydınlık hale gelir.
Kalem bir yönüyle özgürlük meşalesidir. Yaratıcılığı kutlar,canlandırır ve ileriye taşır.
İnsanlığın belleği olan kitaplar ve kütüphaneler kalemlerle zenginleşir, renklenirler.
Deneme türünün yaratıcısı olarak kabul edilen,felsefede us ilkelerine dayalı kuşkucu bir yöntemi benimseyen,felsefe ve edebiyat alanında ünlü Montaigne’nin (1533-1592), "yalan dolan yok,sana hizmet etmek istedim" dediği,dünya klasikleri arasında seçkin yerini alan ve "Bir şey koparır bizden ,yıllar,akıp giderken" sözüyle başlayan "Denemeler"i, kalemin gücüne örnek olarak insana ve hayata ışık tutmaktadır.
“…Bilgi,yapıp –etme,deger-duygusu,inanma,özgürlük,tarihsellik,mitos,sanat,dil ve benzerleri bu çeşit varlık ve eylem ögeleridir.”T.Mengüşoğlu-İnsan Felsefesi
Okuyanın kalemi renkli, ahenkli, aydınlatıcı,korkusuz,zengin, akıcı,verimli ve keskin olur. Göz ve gönül doldurur. Bu bakımdan kalemler ve kalem kullananlar özelliklidir. Kalemler, gönül ve akıl seslerini yazıya geçer,geleceğe aktarır. Okuyanlar geleceğe bilgiyle koşarlar…
UNESCO’nun 1995" Uluslararası Hoşgörü Yılı Kongresi "(12 Haziran 1995-Antalya) Sonuç Bildirgesi’nin ilk maddesi şöyle demekte: "Aslında dinler,siyasi rejimler,ideolojiler,insanlığın mutluluğunu,evrensel barış içinde yaşamasını öngörür..."
Birleşmiş Milletler,UNESCO ve diğer dünya örgütlerinin bütün amacı, dünyada ve insanlar arasında dengeyi sağlamak, sürdürülebilir barışı, dostluğu korumak ve savaşları önlemektir.Geçtiğimiz yüz yılda kutuplaşan dünyanın sosyal, tarihi, siyasi ve savunma dengesi bozuktu.Savaşlar giderek arttı.Gelecek yüz yıl için iyi dilekler kaldı...
Uzaylılar hakkında kafa yoranlar değişik görüşler ileri sürmekteler. Basında yer alan bilgilere göre,NASA Ufo araştırma konseyi kurmakta. Dünyada “tanımlanamayan uçan obje” görüntüleri hakkında raporlar incelenmekte…
Güzellik, kötülük,iyilik ve bunların karşıtları üstüne Homeros’un ve diğer bilgelerin değerli sözleri vardır." Başkaları için yaşamayan kendi için de yaşayamaz." Senaka
Toplumun dengesi, huzuru, verimliliği, mutluluğu için , bilim adamlarına,yazarlara,şairlere,yöneticilere ,sivil toplum örgütlerine ve halka düşen görevler, sorumluluk duygusu ile ertelenmeden yerine getirilmeli ve insanlık huzur,başarı ve mutluluğa erişmelidir...
. Su, toprak, ateş ve güneş kültü, insanlar için tarihi süreçte kutsal sayılmıştır. Bu değerleri doğal güzelliklerle ve sevgiyle birleştiren insanlar “ulu gün- yeni gün” dedikleri NEVRÛZ’U 21- 22 martlarda geleneklerini ve göreneklerini sergilemektedirler. Bu tarih, bir zamanlar kamu hesaplarında “mali yıl” olarak benimsenmiştir.
Uluslar sahip oldukları özelliklerini,yüzyıllar boyunca yaşattıkları ve geliştirdikleri kültürlerine borçludur. Türk Edebiyatı tarihine destanları ile damgasını vuran Dede Korkut hikâyelerinde durgun ve sakin olmayan coşkun tabiat ve Türklerin atlı bozkır medeniyetinin temel unsuru olan tüm hayvanlar taşıdıkları özelliklerine göre, bir yıl on iki aya bölünerek 12 hayvanlı Türk takvimine yansıtılmıştır.On iki hayvanlı takvimin esası baharın başlangıcı ile başlayan olaylara ve bazı varlıklara dayalı olarak anlatılmakta.
Sümerler’in 21 aralık gün dönümünü –GÜNTOGAN BAYRAMI olarak kutlamalarına dair bilgi ve belgeleri ünlü Sümerelog Muazzez İlmiye Çığ anlatmakta. Bilgin HESIODOS “İşler ve Günler-Tanrıların Doğuşu” eserinde tarihe ışık tutmaktadır.
Cihannümâ eserinde, Selçuklu sultanı Melik Şah’ın 1074 ’de Halep’i aldığı ve Güneş Koç Burcu’na girince NEVRÛZ ilân etmeye karar verdiği ve gezegenleri gözetlettiği ifade edilmekte.Doğu uygarlıklarında gök-ay-güneş ,yıldızlar ,yer, su ve ateş kültü uygulamalara yansıdı.”Gök Tengri” inancı hakimdi.İnsanların inançlarında belirleyici unsurlardı.Gezegenler, inançlarla yakından ilgili olup bu anlayış takvimlere de yansımış bulunmakta.
Zaman ve mekân içinde insanlar ve uygarlıklar incelendiğinde çok değişik inançlar, felsefeler ve kültür değerleri karşımıza çıkmakta ve bu durumları da halk sözleri özetleyerek pekiştirmekte:“ O eski günler! Nerede?/Ömür kıvama geldi zaman tükendi !/Tandır kıvama geldi hamur tükendi!/ Zaman devr-i daimdir,geçen insan ömrüdür!Takvimler, zaman değil ömür yaprakları oldular !...
Şair Canfer Balçık şöyle demekte:”Nerede o eski günler/Usûl,izan bilenler/…Baktıkça bu günlere/Özlüyorum dünleri…”
Maya ve Aztek uygarlığında zaman ayarı evrendeki güneş,yıldızlar ve gezenlerin hareketlerine göre düzenlenir ve tapınakların yapım felsefesinde esas alınırdı.
Tarihi bilgilere göre eski Roma’da günlerin sayılması konusunda kargaşa yaşanması üzerine imparator Jül Sezar, yeni yılın başlangıcını olarak 1 ocak kabul eden "Jülyen Takvimi"ni M.Ö. 45 yılında uygulamaya koydu.
1582 yılında Papa Gregoriyus, yeni yıl başlangıcını 25 Mart olarak kabul eden ve yılı on iki aya bölen "Gregoryen Takvimi"ni (Miladi takvimi) düzenledi. Bu takvim 1572 yılında yeniden düzenlenerek yıl başı 1 Ocak tarihine alındı.
Hicretin 17’nci yılında Halife Ömer zamanında uygulamaya konulan " Hicrî Takvim" Müslüman ülkelerde Peygamberimiz Hazreti Muhammed’in(S.S.) Mekke’den Medine’ye göç yılı 622 başlangıç olarak benimsendi.
Gelişen teknoloji ile birlikte küçülen dünyada ,mobil cihazlara yüklenen programlarla " GPS- Küresel Konumlama Sistemi" ile günümüzde gezegenlerin yerlerinin belirlenmesi dahil birçok konum belirleme işlemi yapılabildiği ifade ediliyor.
Saniye G.Yıldırm, bir dizede yaşamı özetlemekte: “…Yanlışlar doğrular kol kola/Hangi gözle bakarsan bak/Zaman ilaçmış yaşanılana.”
Şair Fikret Sezgin: “Yatağına sığmaz, saatler nehir…/Bu gün pazartesi, yarın kim bilir.” Ve şair Arif Eren :” Sorguya çekmeli kendini insan/Vicdanıyla baş başa kalınca/Hatanın tekrarına izin yok/Kafesten uçan bir kuştur zaman…/Bir salıncakta geçmiş zaman sallanır/Vefalı günler mevsim mevsim hatırlanır…” demekte.
Uzaya ilk giden ve döndüğünde"Gezegenimizin güzelliğini koruyalım” diyen Sovyet kozmonot Yuri Gagarin ve ”Tozlar ve dumanlar olmasaydı adem oğullar bin yıl yaşardı” diyen İbni Sina gibi bilginleri ve Nasrettin Hoca’nın “insanların hepsi bir tarafa giderse dünyanın dengesi bozulur..." sözünü unutmadan , salgın hastalıklarla mücadele eden dünyada, bütün alanlarda dengeleri koruyarak yeni bir yaşam anlayışıyla, sağlık ve huzur içinde yeni yılı ve yılları kutlayalım. Bu duygu, düşüncelerle yeni yılınız kutlu, sağlığınız,başarınız,umutlarınız ve mutluluğunuz sonsuz olsun…
YORUMLAR
Gelip gecen yıllar değil ömürdeki zamandır eğer dünya döndük ce aynı yerden yeniden başlıyor ise sonsuzluğa yeni yıl ömürler içindir dünya için değil herkesin yeni yılını kutluyorum değişiklik dünyada değil insanın zamanında olur başarılı bir çalışma ayrıca kutluyorum