Beşiktaş'ta Yıldız parkında
adımlarıma dolaşan bir sıcaklıkla irkildim
bir köpek kurt kırması, hemen tanıdım
yıllar önce tanışmıştık sarıldık hasret giderdik,
ona sürmeli adını takmıştım
gözleri kalem çekmişçesine
ve çok zarif baktığından,
havuz başına gittik
buna hamburger falan ısmarladım,
çay, kahve diye sordum
sanki su dergi gibi baktı,
tanıdığımdan biliyorum sade içer akıllım,
geçmişi yağdettik,
İlk tanışmamızda hoplayıp zıplarken sürmeli ile,
edalı bir sesle bir kaç saniye gibi sürede
Nirvanaya çıkıp gelmiştim,
"ne kadar tatlı köpek, sevebilir miyim,"
diyen o şey de ne öyle;
ela gözler sarı saçlar donmuştum
hiç bu kadar beter olmadım hayatımda,
"evet." dedim,
nefesim kesilmişti.
"sizin mi?"
"kimin olacak canım, tabi ki de.."
demem mi.. dedim tâbi.
"adı ne?"
işte dedim şimdi sıçtım,
güzellik çömelmiş köpeği seviyordu,
göz göze geldik köpekle,
ulan adını söylüyordu yüzüme ve
"sürmeli" dedim
"sürmeli, güzel isim yakışmışta."
üçümüz birlikte parkta gezintiye çıktık,
sincapların eşlik etmesiyle
pamuk prensesle doğada kaybolduğumu
fark ettim, harikaydı,
"sürmelinin tasması nerede peki?"
buraya kadarmış
yatsı geldi mum söndü diye düşünürken;
"aşılarını yaptırdın mı.." diye devam etti,
herşeyi açıklayayım bari derken,
"biraz serbest bırakmıştım,
o sıra tasmayı falan bankta unuttum,
bulamadım geri döndüğümde, aşısı var var tabi."
yalanları sıralamam bir oldu,
yalan makinası varsa o benimdir..
pamuk prenses ile haftalar aylar içinde sevgili olduk,
yalancılığımı da ela gözlerine korka korka anlattım,
kaybetsem bile bir prensese yalan söylemek
ve devam ettirmek mühim şerefsizliktir sonuçta,
prenses;
"en başından fark etmiştim zaten,
sürmelinin sokak köpeği olduğu çok barizdi,
senin de aşı tasma gibi şeylere aşina olmadığında ortadaydı.."
"hadi ya peki neden inanmış gibi yaptın ki?"
"sürmeli çok tatlıydı ve o kadar güzel oynuyordunuz ki
çocuklar gibi,
dayanamadım köpekçiğe, inanmış gibi yaptım.."
gülüştük,
"yani işin sırrı tamamen sürmeliymiş,
yani ben de bir ışık görmedin hım,"
"öyle deme yalanları sıralarken kıvranmaların çok tatlıydı.."
gel zaman git zaman
aşkımız büyüdü uzadı ve uzadı, çekti ufaldı,
harika bir sevdadır, aşktır,
hayat be pamuk prenses,
her şey için teşekkürler eyvallah..
sürmeli ani bir hamle ile fırladı ayaklarımın dibinden;
"ulan şimdi bu başıma başka bir sevgili yapmasın,
off kaldıramam," dedim kendi kendime,
gitmek istemiyordum peşinden
ama öyle sürmeli bakıyordu durup durup..
parkın gizli bahçesi sanki getirdiği yer,
harika bir şeyler kuyruk sallıyordu;
ikide yavru yapmış namussuz bir de baba olmuş, sürmeli baba...
minik şeyler ne kadarda tatlıydı
ayaklarımı koklayıp bacaklarıma sarmaları aynı babaları..
bizim sürmeli yakışıklıdır da kerata
evlenmiş ve çocukları olmuş, yeğenlerim..
onlar erdi muradına,
ah be pamuk prenses ya biz..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.