- 297 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Gözyaşları
Kolay gelsin komşum..
-Allah razı olsun,gel komşum gel...
-Günün kavurucu sıcağından sonra ,suladığın güller arasında akşam keyfi yapıyorsun..
-Can sıkıntısı be komşum,can sıkıntısı...Komşum istersen sana bir kahve yapayımda karşılıklı içelim
-Bu halinle mi kahve yapacaksın? Benim hanım kahveleri az sonra getirecek. Hem içer hem laflarız.
Çocukluğumuz ,delikanlılığımız birlikte geçti. Askerliğimizi de aynı şehirde yaptık. Ben komandoydum,komşum ise jandarmaydı. Terhis olduktan sonra ilk önce o evlendi. Delikanlılığımızda o sevdiğiyle konuşmaya gidince ,ben gözcülük yapardım. Oda bana yapardı. Onun bir kızı oldu. Benimse hiç çocuğum olmadı. Hanımla beraber komşumuzun kızını kendi çocuğumuz gibi sevdik. Eşlerimizde çok iyi anlaşıyorlardı.
Komşumuzun kızı birini sevdi. Delikanlı çul tutmazın biriydi. Çok anlatmamıza rağmen dinletemedik. Sonunda evlendiler. Evlendiler ama damat çul tutmazın biriydi demiştim ya…
Komşumun hali vakti yerindeydi. Tek kızınında yokluk çekmesin diye elinden gelenin fazlasını yaptı. Damatsa vurdum duymaz.komşumdan gelen yadımla geçinmesi daha kolayın gidiyordu. Birde erkek çocukları oldu.kızımızın baskısı sonucu damat zorakide olsa işe girip çalışmaya başladı. Damat ,düzelmeye başlamıştı. Çünkü kızımız,ya çalış yada defol diye rest çekmişti.
Kızımızda resmi bir kurumda eş dostun yardımıyla işe girdi. Toruna da anneannesi ve dedesi bakıyordu. Sabahleyin anneanneye getiriyorlar mesai çıkışında da çocuklarını alıp evlerine gidiyorlardı. Damat temizlik işlerinde şoför dü. Zaman geldi komşum çocuğun hırpalanmaması için gecenin üçünde oraya gidiyordu annesinin nöbeti bitinceye kadar çocukla meşgul oluyordu. Zamanla torun biraz daha büyüyünce kreşe verdiler. Dede ,anne ve babasının görevde olduğu zamanlar çocuğu kreşe bırakıyor,çıkışta da alıyordu. İlkokula başladığında da görev yine dedede ve anneannedeydi. Komşum yinede,manevi olduğu kadar maddi desteğine devam ediyordu. Zaman geçtikçe komşumuzun kızının ve damadının hal ve hareketlerinde komşumuza davranışları değişmeye başladı. Kırıcı olmalarının nedeni daha sonra anlaşıldı. Damada el işinde çalışmak zor geldiğinden kendine iş yeri açmak istiyordu. Ama neyle. Komşumda vere vere artık emekli maaşından başka geliri kalmamıştı. Komşuma baskı yapmak için torunlarını da göstermemeye,dedesinin evine göndermemeye başladılar. Yaşlı komşularımız torunlarına hasret kaldılar. Komşumun eşi rahatsızlandı. Kadıncağız hastanelerde yatar oldu. Kızı ve damadı ayıp olmasın diye bir şişe meyve suyuyla geçmiş olsuna el gibi bir kere geliyorlar ,hepsi o kadar... komşumun eşinin yanında refakatçi olarak benim eşim kalıyordu. Eş dost, kızına durumu aktarıca kızı "Ben çalışıyorum,istirahate kaldığımda hastanede kalamam. Benim arkadaşlarımla görüştüğüm bir araya geldiğim günlerim var,kusura bakmayın ama istirahatımıda hastanede refakatçi olarak geçiremem" diyor.
Komşumun eşi doktorların, yapacak bir şey kalmadı ,evinde olması daha iyi olur demeleri üzerine komşum eşini evine getirdi. Elinden geldiğince eşine bakıyordu. Bizde helal hoş olsun, her türlü yardımı elimizden geldiğince esirgemiyorduk. Kızı bir keresinde evde hasta annesini ziyarete geldiğinde hasta annesi " Kızım dolapta elma var,erzak dolabında da un ve diğer malzemeler var. Canım elmalı kek istedi,hadi yapıver kızım" dediğinde kızının verdiği cevap "Bak anne ,caddenin karşısında pastanede var gidin oradan alın,benim uğraşacak vaktim yok"deyip çıkıp gidiyor. Benim hanım gelince bakıyor ki kadıncağız iki gözü iki çeşme ağlıyor. Israrı üzerine olayı anlatıyor. Bizim hanım hemen eve gelip elmalı keki yapıyor ve komşuma götürdüğünde "Komşum, kızım bana bu lafı söyledi ya ben bu keki nasıl yerim ?”
Bir müddet sonra komşumun eşi vefat etti. Kızı tebarike ye bir gece geldi o kadar… Bizim hanım yardımcı oldu. Zamanla komşum eşinin vefatından sonra içine kapandı. Bir müddet sonra da komşum hafif felç geçirdi. Bir zaman sonrada kalp krizi geçirdi. Kızı ve damadı temelli el ve ayaklarını çekmişlerdi. Her türlü biz yardımcı oluyorduk. Ne olursa olsun biz kızının ve torunun hasretini gideremiyorduk. Zavallı eşi de torununa hasret gitmişti.
Komşum artık bastonla da olsa kendi işini görmeye başlamıştı. Eşimin yaptığını ona götürdüğümüzde yaşlı çınarın gözlerinden sessizce dökülen göz yaşlarına mahcup olmasın diye bırakır çıkardık.
Bir gün bir haber aldık. Kızı nöbetten çıkmış eve dönerken bir arabanın çarpması sonucu önce ilçe hastanesine oradan da ildeki fakülteye sevk edilmiş. Yoğun bakımdaymış ve durumu kritikmiş. Komşum bunu duyunca sadece "Allah şifa versin"dedi. yapabileceği hiç bir şeyi yoktu. Adamcağız zaten baston vasıtasıyla ayakta ancak durabiliyordu.
Eş dost kızının babasını görmek,tüm yaptıklarından dolayı özür dileyip helallik alarak ölmek istediğini belirterek komşumun kalbini yumuşatmak için benden ricacı olmamı istemişlerdi. İşte bunu için bu gün komşuma uğramıştım . Hem kahve içeriz hem içerken bir yerden başlarız diye umuyordum.
Hanım kahveleri getirmişti ki..
-Bak komşum gözün aydın torunun geliyor.
Kafasını kaldırıp bahçe kapısına baktı,Yavaşça
-Kim bilir ne işi vardır.
-Neyse,çocuğu bozmayalım da..
-Onun bozulacak tarafımı kalmış ki?
-Nasılsın dede?
-Gel evlat gel otur şöyle..
Delikanlı çekinerek ellerimizi öptükten sonra dedesiyle aramızdaki tabureye oturdu.
-Hayırdır evlat ?
-Dedemi bir sorayım dedim..
-İyi etmişsin de bu ziyaretini neden anneannen sağken yapmadın? Kadıncağız gözleri açık, san a hasret gitti.
-Dede ,anneannemin vefatında burada değildim,özür dilerim gelemedim.daha öncede söylemiştim,annem babam size gelmemi istemiyorlardı.
-Ayaklarını mı bağladılar?
-Bir türlü olmadı dedem olmadı.
-Evlat,benden özür dileme anneannen den ahirette özür dilersin..
-Bak dede buraya geldiğime beni pişman etme ne olur
-Hadi evlat niye geldiğini söyle de bitsin bu sıkıntın.
Eşimde boş tepsi ile boş olan bir tabureye oturmuş olanları izliyordu.
-Dede,bildiğin gibi annem trafik kazası sonucu şu anda fakültede yoğun bakımda. Galiba bir ayağı da diz üstünden kesilmesi gerekecek.
-Geçmiş olsun oğlum
-Sağ ol dede... annemin senden son bir ricası var.
-Neymiş?
-Durumum çok kötü , dedene gitsen de bir gelse de elini öpüp helallik alsam diyor.
-Evlat, onun küçükken ayağı sokakta oynarken traktör pulluğunun altında kalmıştı. Komşular Kurtarmak isterken ayağı nı pulluk altından çekince ayağının parmak kemikleri kırılmıştı da anneannenle onu haftada üç gün Bursa da , doktora götürmek için kucağımızda taşımıştık. Çok şükür iyileşmişti ama azda olsa parmaklarında hafif bir belirti kalmıştı ama iyileşmişti çok şükür...
-Tamam dede tamam... Ne diyorsun dede?
-Evlat ben beş vakit namazımda ne dua ediyorum biliyormusun?
-Nereden bileyim?
-Dinle o zaman,rabbime " Rabbim,benim cenazeme kızımın ve kocasının gelmesini nasip etme" diyorum.
-Yahu dede boş ver de ne diyorsun?
-Zaten anlayacağını düşünmüyorum. Armut ağacından elma yetişir mi?
-Ne diyorsun anlamadım?
-Bak evlat annene geçmiş olsun dileklerimi ilet...ilet de el öpüp helalleşme işine gelince, o işi ahirete rabbimin huzuruna bırakalım.
-Huysuz ihtiyar..
Artık daya namdım
-Hadi evlat git buradan
-Sana ne oluyor ihtiyar?
-Bak oğlum deden torunu olduğundan yapamaz ama git hemen yoksa şu tahta sandalyeyi kafanda parçalatıp başımı belaya sokmadan defol burdan terbiyesiz..Çık dışarı…
-Tamam.tamam...gidiyoruz... ne ters ihtiyarlarmışınız..
-Ulan benim ağzımı bozma...
Sandalyeyi kapmamla hanımım beni tuttu. O arada o da fırladı kaçtı.
Ben onunla uğraşırken bizim komşu oturduğu yere düştü.
Bir hafta falan hastanede yoğun bakımda kaldıktan sonra vefat etti. Gözü gibi bakıp yetiştirdiği çocuğu ve torunu komşumun ölümüne sebep olmuştu.
Rahmetlinin duaları kabul olmuştu. Ne kızı ne damadı nede torunu cenazesin gelmediler,gelemdiler...
Daha sonra duyduğumuza göre komşumun iyileştirmek için kucağında taşıdığı, iyileştirdiği kızının bacağı diz üstünden kesilmiş. Kızının kocası da KOAH hastası oldu. Ev de oksijen makinasıyla dışarı çıkamadan yaşıyor. Torununa gelince, ortadan kayboldu . Kimse nerede olduğunu bilmiyor.
Rahmetli bir gün bana " Komşum, ben ancak ölünce dinleneceğim" demişti.
İnşallah dünyada bulamadıkları huzuru yattığı yerde bulmuşlardır.
Kamil ERBİL
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.