En Çok Okunan Hadisler
bni Abbas r.a. anlatıyor:
“Peygamber aleyhisselâm zamanında güneş tutulmuştu.
Allah’ın Rasulü s.a.v. namaz kılıp uzun uzun kıyamda kaldı.
Bundan sonra,
Peygamberimiz s.a.v. şöyle buyurdu:
‘Muhakkak güneş ile ay Allah’ın âyetlerinden birer âyettir.
Hiç bir kimsenin ölümü ve yaşaması için tutulmazlar;
Şu halde tutulduklarını görünce Allah’ı zikrediniz.’
İnsanlar dediler ki:
Ey Allah’ın Resulü!
Durduğun yerde bir şey almaya uzanmış olduğunu, sonra da
İrkilip geri çekildiğini gördük. Bunun üzerine Peygamberimiz s.a.v.:
‘’ Cenneti gördüm, bir üzüm salkımını tutarak koparmak istedim.
Eğer onu koparıp getirebilseydim. dünya durdukça yeseydiniz bitmezdi.
Cehennem de gösterildi bana.
Onu bu günkü kadar dehşetli korkunç görmemiştim. Gördüm ki:
İçndekilerin çoğu kadındı’’ Buyurdu.’’
Ya Rasulullah!
Ne sebeple kadınlar buna müstahak oluyorlar? diye sordular da,
Peygamber s.a.v.:
‘’Küfürleri sebebiyle’’, cevabında bulundu.
Allah’a iman mı etmiyorlar diye sordular.
Peygamber Efendimiz s.a.v.:
‘’Kocalarına karşı nankörlük ve kendilerine yapılan nimete küfrediyorlar,
onlardan birine dünyayı versen, yahud ömrü boyunca iyilikte bulunsan,
yine senden hoşlarına gitmeyen bir eksiklik görünce, senden hiç bir zaman
hayır görmedim, derler’’ buyurdu. S. Buharî, Müslim, Neseî.
Şöyle soru soruyorlar?
Yukardaki hadise istinaden, Cehennemdekilerin, çoğunun kadın olduğu veya cennettekilerin çoğunun fakirler olduğu ifade ediliyor, bir çok hadislerde. Kıyamet olmadan, ameller, hesaba çekilmeden bu mümkün olurmu diye düşüncelerini beyan edenler var.
Dört başı mamur mü’min terettütsüz iman eder. Kader konusunu irdelemeye gerek yok, ama şeytan durmuyor...
Kadere iman hakkındaki, hadisi şerifler ve Kuran-ı Kerim bize yeteri kadar ışık tutmuştur.
Cabir r.a. anlatıyor:
’Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: ’Kul, hayrıyla, şerriyle kadere inanmadıkça, kendine (hayır ve şerden) isabet edecek şeyi atlatamayacağını, (hayır ve şerden) kaçacak olan şeyi de yakalayamayacağını bilmedikçe iman etmiş olmaz.’
* Ubâde İbnu’s-Sâmit r.a. oğluna ölümü sırasında demiştir ki:
’Oğulcuğum, başına gelecek olan şeyin asla atlatılamayacağını, kaçırdıklarını da yakalayamayacağını bilmedikçe sen, imannın hakikatının tadını asla bulamazsın. Zira ben, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın şöyle söylediğini işittim:
’Allah’ın ilk yarattığı şey kalemdir. Kalemi yarattı ve: ’Kıyamete kadar olacak şeylerin miktarlarını yaz! ’ dedi.’
’Oğulcuğum, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’dan şunu da işittim:
’Kim bu inanç dışında olarak ölürse benden değildir.’
* Ali r.a. anlatıyor:
’Biz bir cenaze vesilesiyle Baki’u’l-Ğarkad’da idik. Derken yanımıza Resûlullah s.a.v. çıkageldi ve oturdu. Biz de etrafında (halka yapıp) oturduk. Elinde bir çubuk vardı. Çubuğuyla yere birşeyler çizmeye başladı. Sonra:
’Sizden kimse yok ki, şu anda cennet veya cehennemdeki yeri yazılmamış olsun! ’ buyurdular.
Cemaat: ’Ey Allah’ın Resûlü, dedi. Öyleyse hakkımızda yazılana itimad edip ona dayanmayalım mı? ’
’Çalışın, buyurdular. Herkes kendisi için yaratılmış olana erecektir. Cennetlik olanlar, saadet(e götüren) amelde (muvaffak) olacaktır. Şekâvet ehli olanlar da şekâvete götüren amelde muvaffak olacaktır! ’
Sonra şu ayeti tilavet buyurdular.
’Kim bağışta bulunur, günahtan kaçınır ve dinin en güzelini tasdik ederse, biz de ona hayır ve kolaylık yolunu kolaylaştırırız’. Leyl 5-7
* İbnu Mes’ud radıyallahu anh anlatıyor:
’Sâdık ve Masdûk olan Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
’Sizden birinin yaratılışı, annesinin karnında kırk günde cem olur. Sonra bu kadar müddetle ’alaka’ olur. Sonra bu kadar müddette ’mudga’ olur. Sonra Allah bir meleği dört kelimeyle gönderir: (Bu melek) rızkını, ecelini, amelini, şaki veya said olacağını yazar, sonra ona ruh üflenir. Kendinden başka ilah olmayan zâta yemin olsun, sizden biri, (hayatı boyunca) cennet ehlinin ameliyle amel eder. Öyle ki, kendisiyle cennet arasında bir zirâlık mesafe kaldığı zaman ona yazısı galebe çalar ve cehennem ehlinin ameliyle amel ederek cehenneme girer. Aynı şekilde sizden biri (hayatı boyunca) cehennem ehlinin amelini işler. Kendisiyle cehennem arasında bir ziralık mesafe kalınca yazısı ona galebe çalar ve cennet ehlinin amelini işleyerek cennete girer.’ S.Buhari, S. Müslim.
* Ebu Hureyre r.a. anlatıyor:
’Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: ’Kişi vardır, uzun müddet cennet ehlinin amelini işler, sonra da ameli cehennem ehlinin ameliyle hitam bulur. Yine kişi vardır, uzun müddet cehennem ehlinin ameliyle amel eder de sonunda cennet ehlinin ameliyle hitam bulur.’
* Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor:
’Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: ’Kuvvetli mü’min, Allah nazarında zayıf mü’minden daha sevgili ve daha hayırlıdır. Aslında her ikisinde de bir hayır vardır. Sana faydalı olan şeye karşı gayret göster. Allah’tan yardım dile, acz izhar etme. Bir musibet başına gelirse: ’Eğer şöyle yapsaydım bu başıma gelmezdi! ’ deme. ’Allah takdir etmiştir. Onun dilediği olur! ’ de! Zira ’eğer’ kelimesi şeytan işine kapı açar.’ S. Buhari.
* Huzeyfe r.a. anlatıyor:
’Resulullah s.a.v. buyurdular ki:
’Her ümmetin Mecusileri vardır. Bu ümmetin Mecusileri ’kader yoktur! ’ diyenlerdir. Bunlardan kim ölürse cenazelerinde hazır bulunmayın. Onlardan kim hastalanırsa ona ziyarette bulunmayın. Onlar Deccal bölüğüdür. Onları Deccal´e ilhak etmek Allah üzerine bir haktır.’ Ebu Davud.
* İbnu Amr İbni´l-As r.a. anlatıyor:
’Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
’Allah mahlukatın miktarlarını, semavat ve arzı yaratmazdan elli bin sene evvel, arşı da su üzerinde iken yazdı.’ Müslim, Tirmizî.
Allah’ın Rasûlü s.a.v. sahabelerle sohbet ederken:
“Eğer siz benim bildiklerimi bilseydiniz az güler çok ağlardınız” buyurdu. Buharî; Müslim
Bunun üzerine gökten Cebrail (as) geldi ve Rasûlullah’a: “Allahu Teâlâ: ‘Neden kullarımı ümitsizliğe sevk ettin? ’ buyuruyor,” dedi.
Bunun üzerine Allah’ın Rasûlü s.a.v. sahabelerin yanına geldi, kendilerine Allah’ın rahmetinin genişliğini anlattı ve onları ümit sahibi olmaya teşvik etti. Taberi; İbni Kesir.
Yüce Allah bir kudsî hadiste şöyle buyurmaktadır:
“Ben, rahmet ve affetmeye, ceza vermekten daha yakınım.“
Allahu Teâla c.c. :
“Rahmetim her şeyi kuşatmıştır.’’ Buyurmuştur.” A’raf, 156
Resulullah s.a.v. Ashabım! sizden hiç birinizin ibadeti kendisini kurta¬ramaz» buyurdu. Bunun üzerine ashab, «Ya Resulullah! Sen» de mi ibadetin kurtaramaz? » diye sorduklarında Resulullah s.a.v. <(Evet beni de. Ancak beni Allah’ın fazlı ve rahmeti bürümüştür.» buyurdu. S.Buhari, S. Muslim.
Çünkü kulun amelleri Allah’ın nimet¬lerinden bir nimetine bile karşılık olamaz.
Şimdi kısa aklımızla aşağıdaki iki hadisi bir düşünelim:
Bu iki hadis arasında nasıl bir mukarene vardır?
’Abdullah İbnu Mes’ûd r.a. dinledim. Demişti ki:
’Şakî, annesinin karnında iken şaki olandır. Said de başkasından ibret alandır.’ (Bunu işittikten sonra) Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın ashabından Huzeyfe denen zata uğradı ve İbnu Mes’ud’un söylediğini anlattı ve sordu: ’Kişi amelsiz nasıl şakî olur? ’ Huzeyfe radıyallahu anh: ’Buna hayret mi ediyorsun? Ben Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın şöyle söylediğini işittim:’ ’Nutfenin (rahme düşmesinden sonra) kırkiki gece geçti mi, Allah ona bir melek gönderir (ve onun vasıtasıyla) nutfeyi şekillendirir; işitmesini, görmesini, derisini, etini, kemiğini yaratır. Sonra melek sorar: ’Ey Rabbim! Bu erkek mi, dişi mi? ’ Rabbin dilediğini hükmeder, melek de yazar. Sonra sorar: ’Ey Rabbim! Eceli nedir? ’ Rabbin dilediğini hükmeder, melek de yazar. Tekrar sorar: ’Ey Rabbim! Rızkı nedir? ’ Rabbin dilediğini hükmeder, melek de yazar. Sonra melek elinde sahife olduğu halde çıkar. Artık buna ne bir şey ilave eder ne de eksilir.’ S. Buhari.
’Her çocuk İslam fıtratı üzerine doğar, sonra onu terbiye eden ana-baba,
Yahudi iseler Yahudi ahlakıyla; Hıristiyan iseler Hıristiyanlıkla,
ateşperest iseler Mecusilikle ahlaklandırır.’ S. Buhari. S.Müslim.
Her doğan çocuğun Allah’ın birliği üzerine ilahi tarzda kendiliklerinden Allah’ın varlığını kabule müsait olmaları, yani yaratılışta İslam fıtratı üzerine doğmuş olmalarıdır.
’Size iki emanet burakıyorum, onlara sarılıp uydukca yolunuzu hiç şaşırmazsınız.’’
ALLAH cülemizi hidayete erişen kullarından eylesin ve onun doğru yolundan giden kullarından eylesin.
Kaynaklar...
Kuran-Kerim...Muteber Hadis kitapları...
İstanbul 1998
Ali Kılıç Kakiz
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.