- 235 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
AKIP GİDEN ZAMAN
AKIP GİDEN ZAMAN
İnsan doğar, büyür ve ölür. Hayatın kısa ve öz açıklaması budur aslında. Arada kalanlar sadece birer ayrıntıdır. Doğar doğmaz başlar insanın zamanla yarışı. Her geçen gün büyüyen serpilen insan kendine verilen hazineden kullanmaktadır ama farkında olarak ama olmayarak.
Büyümesi, gelişmesi zamansal bir olgudur. O sınırlı sürenin içine onlarca, yüzlerce yaşanmışlık sığdırır ve buna da hayat der. Sonra her canlı gibi kendine verilen zamanın sonuna yaklaşır ve en sonunda ölür. Eski gücü, neşesi, istekleri terk etmiştir bir bir onu. Bir nefesi bile almaktan acizdir. Tüm bunları bilmesine rağmen güç kendindeyken akla hayale gelmeyecek şeyler yapmaktan da geri durmaz. Çünkü içinde bitmek tükenmek bilmeyen bir hırs ve yaşam enerjisi vardır. Bu enerjiyle nice işler başarır. Gücü yetse fazlasını da başaracaktır. Ama her şey gibi onun yapabilecekleri de ona verilen yaşam enerjisi de sınırlıdır. Bu da daha çok ihtiyarlıkta ve amansız bir derde yakalandığında gösterir patronun kim olduğunu.
O vakit her şeyin bittiğini anlar. Çoğu zaman gözü yaşlı, bazen pişmanlıklarla geriye dönüp bakar. Bu geriye dönüşlerde neler yoktur ki? Mazide kalan acı, tatlı hatıralar. Yaşanmışlıklar, yaşanamayanlar, keşkeler ve özlem. O anki çaresizlik daha bir yaralar hastalığın pençesinde can çekişen insanı. Bir zamanlar esip gürleyen o adamdan eser yoktur şimdi. Bırakın o adamı küçük bir çocuk gibidir insanoğlu. Yardıma ve ilgiye muhtaç ve en önemlisi birilerine bağımlı.
Pek çoğumuz şahit olmuşuzdur bu yürek burkan amansız çöküşlere. Ama elden hiçbir şey gelmez o anlarda. Tüm ihtişamlı bahar günlerinin bir gün kışı, ayazı olacağı olacaktır. O gün bizi ayakta tutacak, belki biraz rahatlatacak şey ise ailemizin ve dostlarımızın sevgisidir. Vakti zamanında biz onları ayakta tuttuysak, kötü günümüzde vefa borçlarını ödemek için yanımızda olacaklardır. Eğer biz üstümüze düşeni yapmadıysak pek de bir şey beklemeye lüzum yoktur. Çünkü bu hayat etme bulma dünyasıdır. Herkes ne ektiyse vakti zamanında gün gelince onu biçecektir. Ötesi yoktur.
O yüzden bize düşen, her şeyin kıymeti bilmek olacaktır. Bu en başta zaman olacaktır. Çünkü akıp gidiyor ve biz onu bir türlü geri getiremiyoruz. Ve tabi dostlarımızın, ailemizin kıymetini bilmemiz icap edecektir. Akıp giden zamana, yıllanmışlığımıza sadece ve sadece onlar ilaç olacaktır. Ne dersiniz vakit varken hepsinin kıymetini bilelim mi? Her şeye gücü yeten biz insanın gün gelecek aldığı nefesi vermeye gücünün yetmeyeceğini unutmamak ve zamana karşı eninden sonunda mağlup olacağımızı bilmek boynumuzun borcudur. Akıp giden zamandır, bizse onun çarkları arasında yok olmaya mahkum garip bir insanoğlu.
NECATİ DİLEK