- 314 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Kırmızı Kuşak!
"Bir kadının yok sayılarak cinselliği üzerindeki toplumsal kontrolünün simgesidir kırmızı kuşak."
Evlenen kızın beline evden çıkmadan önce babası, ağabeyi, kardeşi yada denk birileri tarafından (sağdan sola üç kere salavat ve tekbir eşliğinde) bağlanır.
Evin erkeği, kuşağı kızın beline bağlayarak (namusuna kefilim) bugüne kadar kızın namusunu koruduğunu ifade ediyor.
Adeta bir "devir teslim töreni"
Kız kurdeleyle paketlenmiş bir eşya gibi erkeğe teslim edilir. Kız, düğünde kırmızı kuşağıyla bekaretini insanlara sergiler; erkek de egosunu tatmin eder.
Kırmızı kuşağın tam anlamı "bekaret garanti belgesi"dir. Kuşağın kırmızı kurdele olarak tektipleştiği ve rengin bekâret kanıyla ilişkilendirildiği belirlenmiştir.
Gelinin beline bu amaçla kuşak bağlanırken; damadın üzerinde geçmiş cinsel hayatıyla ilgili hiçbir bilgi verici simge bulunmamaktadır.
Ataerkil toplumlarda erkeğin üstünlüğü fikri hakimdir. Bu yüzden namus/ahlâk anlayışı erkilin fikri dahilinde şekilenir.
Bir kızın namusu babanın, ağabeyin, kardeşin (erkeğin) güvence vermesiyle anlam bulabildiği için, kuşağı da "erkek" bağlamaktadır.
Uğruna nice hayatların karartıldığı, nice kızların öldürülme sebebi olduğu bekaretin (can alacak/can verecek denli) önemli olduğu toplumlarda, kuşağın anlamı büyüktür.
Hemen hemen her düğünde; aşağılık ataerkil zihniyetin aşağılık bayrağını taşıyanlar çıkar karşımıza.
Bekaret ve namus simgesi olarak nitelendirilen kuşak "neden sadece benim belime bağlanıyor" diye sorgulamadığı ve bekaretin kuşağa yüklenip dışa yansıtılmasından rahatsız olmadığı gibi;
bu kuşağı üstelik gerine gerine beline bağlatan, bundan da gurur duyan kadınlarımız var.
Yani; "bakın ben malım, metayım, belim bağlandı, statüm bundan ibaret." dercesine kaldırır kollarını.
Erkeğin bakirliğine önem verilmezken, bir kadının kendi beline kırmızı kuşak bağlanmasına razı olması, daha evlenmeden küçük düşüren bu eylemi onaylaması;
kadınların kendilerini ikinci sınıf canlılar olarak tasdik etmesidir, başka hiçbir açıklaması olamaz.
Türk adetlerinde beyaz gelinliğin ne kadarlık geçmişi var da üstüne bağlanan kuşak adet olsun.
Bu iğrenç ve rezil bir gelenektir.
Kadına hediyelik eşya muamelesi yapan, kadına etiket vuran, damgalayan aşağılık bir zihniyetin ürünüdür.
"Gelinliğinle gittin, kefeninle geri dönersin, eti senin kemiği benim" deyimlerinin farklı versiyonudur. Kırmızı kuşak, bir çok geleneğimiz gibi sadece kadınlara yönelik yapılan ve kadını aşağılayan simgelerden biridir. Kadını metalaştırmanın en ağır halidir.
Neyi kanıtlamaya çalışıyorsunuz?
Sizin kızınızın, eşinizin bekaretinden bize ne, kime ne sizin cinsel birlikteliğinizden?
Bütün genç kızlara sesleniyorum,
bunun gibi etik dışı gelenekleri sorgulamadığınız, o kırmızı kurdeleyi size bağlayanların eline vurmadığınız sürece; sizi aşağılayacaklardır.
Bütün kadınlara sesleniyorum. Evlenme ritüelleri hem kadınları aşağılıyor, hem de büyük oranda ilkellik barındırıyor. Başlık parası, süt hakkı, eline kına yakmak, davulla çeyiz çıkarmak, altın takmak, damadın sırtına vurmak vs gibi dikte edilen saçma sapan geleneklere karşı çıkalım.
Bu gelenekler yok edilmelidir.
Bu gelenekler kadına hakarettir,
kadını küçük düşürür.
*Müsadenizle*