...böceğinin hava da kapladığı hacim
“Bir yangının külünü yeniden yakıp geçtin.”
diye bir şeyler duyuyordum sağa sola baktım
oda ne kimse yoktu, yine diğer boyuttaydım.
Soba borusundan çıkan kaba sesi ile ağzında purosu,
sırtında değneği,
ucunda buruşuk bir poşet asılı kıvıra kıvıra yürüyüşü,
kendini seksi sanan hamam böceği..
"Ne bakıyon lan denyo."
Bunların bu tarafta
bi’ düzgünü yok amk.
"Sen ne bakıyon lan Kara Fatma."
"Nee Fatma mı? Fatma anandır."
Nereden bildi bu şimdi anamın adını diye düşündüm,
sonra kafam da ampuller yandı;
doğru ya her deliğe girip çıkıyor
bu tipsiz şeyler, bizim eve de girmiş demek ki.
"Şişt böcek,
hayvan hakların var mı
lan senin?"
Böcek; "Hayvan anandır.."
iyice uyuz kaptım,
buna bi’ sol tekme yandan falsolu şut ve goll..
"Hey insanoğlu, sana diyom, komünist misin sen."
Buda kim şimdi,
böceğin uçuşunun keyfî yarım kaldı.
"Sende nereden çıktın lan akşam akşam?"
dedim sıçana.
"Anandan.." Demez mi,
dedi.
Üstün de parkası parkın köşesinde,
bankın yarım kalan
çürük tahtasına yaşlanmış
kafada huni gibi bir şey.
"Az önce argo konuştu diye birini çöpe yolladım,
ona göre sıçan."
Birden ortalık gürültü ile karıştı,
dişili erkekli çocuklu hatta bebekli,
bütün akrabaları etrafımı sarmıştı bile.
Bu bi’ uzadı falan banktan yüzüme kadar.
"Sana bi soru sorduk evlat. "
Kanlı gözlerine baktım da en doğru seçenek kaçmak,
Muhammed Ali gibi duruyordu sanki ringin ortasında
ve tek taraftarım yoktu ortalıkta.
"E şey evet."
İçimden a..gdmun sıçanı demek geçti ya neyse, ahlaklı olalım.
"Açıkla o zaman kelimeyi." Dedi sıçan
"Komün kökün den gelir.." Diye başlayıp bir sürü şey anlattım.
Bana bakıp güldü!
"Komünizm mi kaldı olum, ne anlatıyor lan bu akşam akşam."
Hepsi birden kahkaha atıyordu.
Kol saatimi çıkarıp bunun kafasına vurmamla
kaçmam ani oldu, ulan o kafadan ramazan davulu
gibi ses nasıl çıktı? Bomboş demek ki.
Kaçamadım bütün sıçanlar üzerime atlamıştı.
İçlerinden biri yetkili herhalde.
"Şimdi sen bizim liderimizi kol saati darbesiyle
yani yabancı cisim kullanmak suretiyle bayılttın."
Ve ekledi.
"Doğrumu..?"
"Bi’defolun gidin kodumun sıçanları.."
Gideceğiz gideceğiz de, bizde seni bayılttıktan sonra.
Ellerinde de yok yoktu; mızraklar, demir sopalar, oklar,
hele birinde nitrojen tüpü vardı.
Derken büyük saldırı başladı acıdan bayılmak üzereydim.
O anda başka gezegenden geldi sandığım
bi sesle herkes durdu.
Korku yüzlerinden okunuyordu.
Bu bu.. osuruk böceği, üstelik ayağım kadar var (44 numara).
Eski replik vardır;
’Eller yukarı donlar aşağı,’ o halde hissettim lan kendimi.
Bana dönüp,
“Yürü lan gidiyoruz..” Dedi böcek.
“Bi’ sen eksiktin, nereye lan?”
“Ananın körüne..”
Demesiyle.
Buna babamın annemden yediği terliği ense köküne yerleştirmem
ve ortalığa karanlık çökmesi bir oldu.
Gözlerimi açtığımda çok şükür kendi boyutumdaydım!
Meğer böcek terliğin kafasına ekstrem inişiyle osurmuş
ve bayılmışım,
o nasıl kokuydu, hala yaşamımı sorguluyorum..
sana sorarım bunun hesabını;
“heyy osuruk böceği bekle beni,
intikamım pis olacak!" Dedim delikanlı gibi.