- 265 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Yaşamdan
Cumartesi günü kasabadaki evime gittiğimde tabiatın canlılığının devam etmesine karşı sonbaharın geldiği çevrede oluşan ufak tefek değişikliklerden fark ediliyordu.
Yaprakların hafif hafif renk değişikliğine uğradıkları görülüyordu. Arabamı park ettikten sonra İskender efendi hoş geldin diye arabamın kapısını açtığında kurt köpeğim kucağıma atladı. Özlemiş kerata.Gülsüm hanımın o içten ve sevecen sesiyle hoş geldin Kemal bey demesi bile köpeğimin benimle oynaşmaına mani olamadı. Bırak onu kurt dedi Gülsüm hanım.Ama bırakan kim. İskender efendi köpeği tuttu kucağımdan aldı.Bende arabamdan indim.
Bahçedeki çardağın altına oturdum.Gülsüm hanım ile eşi İskender efendi de geldiler ve başladık sohbete. Bizim inek gebeymiş.Doğumu yakınmış. Kuzulardan da gebe olan varmış. Bana bir zamanlar sormuşlardı; İneği suni tohumlamamı yapalım yoksa boğayamı çekelim diye bende hangisi iyiyse öyle yapın demiştim. Onlarda ineği suni tohumlama yapmışlar. Doğumu yakınmış. Haydi hayırlısı. Kurt`un da yavruları olmuş konu komşu fazla olanları istemiş verelim mi diye sordular. Verin, başkalarıda faydalansın dedim.
Gülsüm hanım kahvemi yapıp getirdiğinde kurt da ayaklarımın yanına uzanmış yatıyordu.
Kalorifer kazanının borularını değiştireceğim dedi İskender efendi. Gerekiyorsa yapın dedim.Yeterli kömür var mı diye sordum Ismarlamışlar gelecek dedi. 7-8 ton kömür söylemişler bir iki gün içinde geleçekmiş.Akşama ne yemek var Gülsüm hanım diye sorduğumda güldü ve tahmin et bakalım dedi.Börekmi,mantımı dedim.Güldü Bu akşam bol yoğurtlu sarımsaklı mantı,sabaha da börek dedi. Sağol eline sağlık.Senin yemeklerini özlemişim dedim.
Tavuklar piliçleriyle beraber etrafta eşinip oynaşıyorlardı.
Erik ve şeftali reçeli yaptım dedi gülsüm hanım. Bittimi diye sordum şimdilik bitti dedi. Sen hele bir bak bakalım yetecekmi dedi. Biz o kadar kalabalık değilizki dedim. Sen varsın,oğlunuz var,kızınız var gene yeteri kadar yapmak lazım dedi. Ben ne kadar yeterli olur bilmem,ona siz karar verin dedim.
Bir koyun keselimmi dedi.İskender efendi.Sadece benim içinmi dedim.Yok çocuklarada gider dedi.
Taze koyun eti iyi olur ,sen bilirsin nasıl uygunsa öyle yap dedim.
İskender efendi içeriden şazlongumu çıkardı koca çeviz ağacının altına koydu.Sen şöyle bir uzan dinlende yol yorgunluğun geçsin dedi. Yorgun değilim dedim. Şöyle bir gezmek istiyorum, özlemişim dedim. Sen bilirsin dedi.Bende geleyimmi diye sordu,hayır biz kurtla dolaşırız,sen işine bak İskender efendi dedim.Ve biz kurt`la ahırdan gezmiye başladık. İneğin gebeliği belli oluyordu. Yattığı yerden geviş getiriyordu.Şöyle başını bir okşadım,oda sanki hoş geldin der gibi böğürdü. Allah kurtarsın kızım dedim.Anlamış gibi baışnı salladı. Kurt da ineğin kuyruğunu yakalamıya çalışıyordu ki inek kuyruğunu bir vurdu,bizim kurt havlıyarak yana kaçtı. Az ileride ise erkekliği tuttu galiba ineğe doğru havlamaya başladı. Bırak erkeklik taslamayı sus hadi sus.dedim. Kümese baktığımda Gülsüm hanım kümesten yumurtaları toplamış çıkıyordu. Taze yumurtalar dediğimde. Tazesi başka oluyor Kemal bey dedi.
Az ileridek bir kaç koyunun bulunduğu yere geldiğimde koyunların yemliklerinden yem yediğini gördüm. Bir müddet onların yem yiyişini seyrettik,kurtla beraber. Bu arada arkamdan bir ses duydum kurt`un eşi kontes`ti. Gel bakalım kontes dedim.Sevdim okşadım. Köpekler sadık oluyorlar. Sevenlerini unutmazlar.
Vakit ikindiyi epey geçmişti. Arka bahçedeki doğal ortamda hiç bir kimyasal madde kullanılmadan yetişen sebzeleri seyrettim. Sebzelerin yer altı suyunun elektrik motoru vasıtasıyla salma sulama yöntemi ile sulanmasını seyrettim.Kırmızı domatesler,yeşil biberler,patlıcanlar,bamyalar,kabaklar ..
Kuzuyu keselimmi ? Dönüp baktım,İskender efendi kuzunun birini yakalamış.Sen bilirsin kes istersen dedim. Az ileride hayvanı yatırdı ve kesme hazırlıkları yaparken bende evin ön kısmındaki ceviz ağacının altındaki şazlonguma doğru yürüdüm. Şöyle bir uzandım. Kurt da bahçede dolaşıyor,tavuklarda çivcivleri ile birlikte eşinmelerine devam ediyorlardı. Onları seyrederken dalmışım.
Dede,dede diye bağırışa uyandım. Bizim oğlanla kız hafta sonu için gelmişler. Ben daha ne olduğunu anlayamadan bizim yaramaz ama sevimli torun kucağıma atladı.Hadi bakalım ikimiz birlikte şazlongtan aşağıya. Koştular. Biz torunla yerde. Bizim oğlan oğluna bağırıyor. Bir dakika doğru durmazsın,bak dedeni düşürdün. Dur bağırma ne olmuş düştüysek.Ölmedikya Çocuk bu dedesini özlemiş bırak ne isterse yapsın.Burası apartman dairesimi,onu yap,bunu yapma diyeceksin. ellemeyin torunumu ne isterse yapsın. Baba sen şımartıyorsun bunu dedi oğlum. Bana bakın bırakın bizi hadi siz kendi işinize bakın. Bak oğlum kurt`u gördünmü. Gel kurt bak kim gelmiş.
Kızım geldi,Gülsüm hanım geldi,İskender efendi ve gelinim geldi,düşünce birşey oldumu diye sormıya. Yanlız bırakın biz.Bizim dede torun bir düşmeye bile ihtiyacımız yokmu ,herkes işine baksın beni torunumla yanlız bırakın,hadi herkes işine..Karışmayın bize,aaaaaaa.
Yemeği nerede yiyeceksiniz diye sordu,Gülsüm hanım. Bahçede dedim.
Hep birlikte bol yoğurtlu sarımsaklı mantıyı görünce bizim aile başladı kaşıklamaya. Onlarda Gülsüm hanımın mantısını özlemişler.Yanında da bol zeytinyağlı bol dometes salatası.
Gülsüm hanım ile eşi ;İskender efendi de artık bizim ailenin birer parçasıydılar. Onlarda bizimle birlikte yemek yerler.Eline sağlık Gülsüm hanım dedim. Afiyet olsun Kemal bey dedi.Yemeği yedikten sonra gelinim sofrayı kaldırmaya Gülsüm hanıma yardım ederken kızımde kahve yapıyordu. Bizde şöyle akşamın alaca karanlığında ışıkların altında bahçedeki havuzdaki fıskıyeyi seyrediyorduk. Kahveler geldi.
İskender efendi koyunu kesmiş erzak deposundaki buz dolabına koymuş. Bak oğlum İskender efendi koyun kesti eve giderken yeteri kadar alın götürün.Bakın etrafa ne lazımsa alın ,toplayın dedim.
Bütün geceyi kah torunumla kah,birlikte kurt la oynıyarak ,kah sohbet ederek geçirdik. Vakit epey ilerlemiş bende epey yorgundum.Yatalım mı dede dedi torunum yatalım dedim. Sen dedenle aynı odada yatma dedeni rahatsız edersin sen bizim yanımızdaki odada yat dedi gelinim. Bırak çocuğu nerede isterse orada yatsın dedim. Tamam baba sen nasıl istersen dedi oğlum.Herkes odasına yatmıya çıktı.Odamın penceresinden bir müddet gecenin karanlığında doğayı seyrettim ve yattım.
Dede dede diye bağıra bağıra kapısı açık olan odama fişek gibi dalan torunum doğruca yatağıma atladı ve üstüme çıktı.Arkasından annesi,halası onlarda geldiler. Dedeni uyandırdın deyip üzerimden almak isteyince boynuma sarıldı ve bende,siz gidin işinize bakın bırakın bizi dedim. Aslan dedem benim.Sen epeyi yağcı olmuşsun maşallah. Bunun yağımı var dede sen aslan değilmisin.Aslanım aslanım da bak bakalım kuyruğum varmı ? Sahi dede varmı ? şimdi sana deyince yataktan atlayıp doğru bahçeye bende arkasından eşofmanlarla bahçeye ve hadi bakalım bahçede kovalamaca.Kurt da katıldı bize. Gelinle halası bağırıyor,senin ayağın yeni düzeldi koşmayın,kızımda;koşturma şunu baba daha yeni düzeldi .Siz karışmayın be,muhallebi çocuğu yaptınız oğlanı siz işinize bakın hadi. Kurt,torun ve ben başladık bahçede koşmıya köpek bizim oğlanı tuttu oğlanda köpeği tuttu ve sarıldılar hadi bakalım çimenlerin üzerinde yuvarlanmıya başladılar. Bende onları dikilip öylece seyretmeye başladım. Baba kurt ısıracak ! Isırmaz siz işinize bakın.Isırırsa ısırsın be burası tabiat,aşılarını yaptırdık onun.Amma korkaksınız be.Kurtla torun alt alta üst üste yuvarlanıyorlar çimenlerin üzerinde. Bende onları seyrederken zevkten dört köşe oluyorum. Köpek sanki onun çocuk olduğunu anlamış gibi o kadar sakin davranıyorki sormayın. Kuyruğunu çekiştiriyor, vuruyor kurt dan en ufak bir ters hareket yok.Hadi sofra hazır baba. Hadi artık kalkın,ayrılın.
Bak kahvaltı sofrası hazırmış. Daha yüzümüzü yıkayacağız.Kalktı ve ellerimizi ve yüzümüzü uzun zamandır kullanmadığımız tulumbanın suyunda zevkle yıkadık.Köpekte masanın yanında torunun ayakları dibine yakın bir yere kıvrıldı oturdu.
Dedim ya Gülsüm hanımın böreği güzel olur diye.Eline sağlık gülsüm hanım çeşit çeşit börek yapmışsın.Afiyet olsun Kemal bey sağolun,yaptık işte birşeyler afiyet olsun.
Sofrada börek,dün kesilen koyunun kavurması,pirzolası,çeşitli reçeller,tereyağı v.s. Dolu. Hangisinden başlıyalım oğlum. Bizim oğlan sen bilirsin baba dedi.Sana demedim oğlum torunuma dedim, hangisinden başlıyalım. Dede sana dokunmasın ? Ne.? dokunacakmış ha bana. Hani börek ,et gibi kuvvetli yiyecekler yaşlılara dokunur derler de. Ben sana...demeye fırsat kalmadan bizim torun elinde börek masadan fırladı,bende arkasından.Köpekte bizimle. Arkadan bağırışmalar,sofrada bari yapmayın be baba.Siz karışmayın be. Yakaladım keratayı kucakladım. Doğru masaya.Kimdedi bakalım bana dokunacakmış diye.Yok be dede kimse demedi de hani pek de genç sayılmazsın da. Keratanın kulağını hafiften ısırdım. Anne dedem kulağımı ısırdı. Oh olsun dedi annesi..Ben karışmam ne yaparsanız yapın. Baba ısırmasana dedi kızım.Kızdırmayın bir daha ısırırım dedim..Ve hafiften bir kere daha ısırdım. Anne ..bak yine ısırdı..
Hadi bakalım söyle bunlar kime dokunur. Yok be dede sen ihtiyarmısın da sana dokunsun. Aferin sana hah şöyle..
Gülsüm Hanım ile İskender efendi de kıs kıs gülüyorlar. Ben buraya geldiğimde çocuk gibi davranırım. Onlarda bunu biliyorlar. Stres atmıya geliyorum buraya,işte o kadar.
Kahvaltı bitti.Sohbet,kahve derken öğleyi biraz geçti.Biz gidelim baba dedi oğlum. Bende onlarla gideyim dedi kızım.Siz bilirsiniz dedim.Ben yarın sabah gideceğim dedim.Ben koyunu hazırlıyayım dedi Gülsüm hanım.Bende geleyim sana yardım ederim dedi İskender efendi. Hepsini koyun onlara dedim. Size dedi Gülsüm hanım. Ben istemem,zaten bu sabah koyunun yarısını yedik ne kaldı ki. Gülsüm teyze,et dedeme dokunur sen hepsini bize koy dedi torun. Bana bak bana taş atma. Yakalarsam şu havuza atarım seni ha. Hadi at bakalım,hadi atsana, hadi. Kalktım yakaladım ve milletin yapma baba demelerine kulak vermeden tuttum torunu beline kadar havuzun suyuna soktum çıkardım. Hadi bakalım şimdi. Be baba sende çocukla çocuk oluyorsun dedi oğlumla kızım. Size ne be üstünü değiştirmekmi size zor geliyor.Kızdırmayın bütün vucudunu suya sokar bende girerim. Varmı bir diyeceğiniz.Sizin bütün bildiğiniz yapma etme.Başka birşey bilmezsiniz zaten.
Aslan dedem be.Sana kim ihtiyar demişse yalan demiş. Hah şöyle...
At havanı,arkandayım.
Eyvallah evlat sağol.
Arabaya bindiler ve yola çýkarken gene hafiften torunla bir koşuşturma ve arabanın hızla uzaklaşması.Kerata başını camdan çıkarmış,fazla yeme dede sen ihtiyarsýn dokunur ha. diye bağırmazmı ? Eh bir dahaki sefere sen görürsün..Bende seni boylu boyunca havuza sokup ıslatmazsam,bak gör.
Akşam üstüne doğru İskender efendi,Gülsüm hanım çardağın altındaki masada keyif çayı içiyorduk. Daha düşünmüyormusun Kemel bey dedi Gülsüm hanım. Neyi dedim. Kemal bey hanım vefat edeli çok oldu artık yeni bir hayat kurmayı denemek istemezmisiniz.? Yahu İskender efendi herkes gibi senin hanımda beni bir an evvel evlendirmeye çalışıyor baksana. Doğru söylüyor Kemal bey. Vakti geldi de geçiyor artık. Galiba doðru söylüyorlard. Haklısınız dedim. Haklısınız ama öyle gönlüme yatacak,maddiyat için evlenmiyecek,sevebileciğim birini bulmak istiyorum. Yahut da böyle birine rastlamak istiyorum. Aradınmı ki bulasın dedi İskender efendi. Doğru aramadım ama bakalım benim aradığımda beni aradımı ki dedim. Bak yine bilmece gibi konuşuyorsun dedi Gülsüm hanım.
Haklısınız benim sadık dostlarım,haklısınız dedim. Şöyle eli yüzü düzgün,ehli namus,para için evlenmiyecek,göğsü yumuşak,alçak gönüllü,güler yüzlü,hoş görülü ,kızmıyan,çenesi makinalı tüfek gibi işlemiyen,munis görünüşlü,ağzý var dili yok bir hanımefendi bulursam belki dedim. Ben bile bu yaşta o şekilde bir hanım bulursam tekrar evlenirim demezmi İskender efendi. Gülsüm hanım,horoz ölür gözü çöplükte olurmuş.Erkek milleti değilmi sahip olduklarınızla yetinmez başkalarının çöplüğünde gözünüz olur. Hani ne demişler, sen üstüne alınma Kemal bey ama sizin hepinizi teneşir paklar. Hep birlikte başladık gülmeye..
Hay sağolasın Gülsüm hanım sen emi!
Pazartesi sabahı erkenden ayaktaydım .Bizim Gülsüm hanımla İskender efendi de öyle. Şöyle etrafı kurt la biraz dolaştıktan sonra arabama atlayıp yavaş yavaş yola çıkarken ,kuş cıvıltıları ve kurtla kontesin uğurlamaları arasında bahçe kapısından yola çıktım. Dikiz aynasından arkama baktığımda İskender efendi bahçe kapısını kapatırken eşi Gülsüm hanımla beraber arkamdan el sallıyorlardı.
Arkamdan su döktüğü güğüm de Gülsüm hanımın elindeydi.
Bende dikiz aynasından onlara bakarak el salladım.
Görüşmek üzere,hoşçakalın benim sadık dostlarım,güzel insanlar hoşçakalın...
Kamil ERBİL
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.