- 460 Okunma
- 3 Yorum
- 3 Beğeni
SADECE SEVGİ...
Gömülmüş isyanların aşikâr kayıp yokluğa karıştığı…
Neye vesile ise süregelen ömür ve konuşlu olduğumuz duygulardan firar edip düşünce ikliminde sürüklenmek.
Acıların dik başlı hezeyanı ve uğruna sevginin, alınan darbeler.
İtirafı zor olsa da: zaman ve sabır tükenmekte.
Meddücezri ömrün bazen kıyıya vuran yosun gibi taşlaşmış yüreklerden hala medet ummak ki…
Sevgiyle çıktığım/ız yol: sevgiyi öğütleyen ailem ve tüm sevdiklerim.
Sevgiyle ihya olduğumuz bir dünya özlemi aslında özlemle ihya olduğumuz kadar şiirlere serili yüreğimiz.
Şiirden çıkıp da yola bu sefer elbet sevgiyle eşleşen kalemin yaşları asılı kaldığımız yasın mübalağa etmeksizin hüzün yağan bulutlara konan göçmen kuş gibi hep de yürekten vurulurken insan.
Sözcükler.
Sıfatlar.
Ve şiirler.
İlham perimin eteklerine yapıştığım koca bir on yılın da bilançosu iken yazdıklarım.
Tükenen bir şeyler var tüketildiğimi geç fark ettiğim ve tükettiklerim…
Sözcük ikliminde uçuşan kalemim, kalemin rüzgârına yenik düşen dünya aslında dünyanın bütçe fazlası iken sevgiden nasiplenmeyenler yüzünde içine düştüğümüz tuzak.
Uzak addedilen gönül ve sevgiye de ırak iken kimi insan.
Kimsesizliğin kimliği elbet şiirlerle dikilesi yüreğin sökükleri.
Avucum kadar bir yürekte saklı tutmaksa kâinatı ve koca kâinat bir kişiyi ve sevgiyi dahi sahiplenemezken ki…
Sahiplenmekten kasıt: pay etmek ve ortak paydada buluşmak.
Renklerin solgun yüzünde açar mı sahiden güller?
Dikenlerini kendine batıran tek çiçek iken o gül.
Siması ve simyası umut olan.
Şiar edindiği sevgiyi iman gücü ile eşleştiren.
Bir tasvir bir betimleme.
Şiirin gücü ya da şairin sessizliği çünkü dünyaya ve evrene duyduğu saygı ile ayakta ve sahip çıktığı kadar sevgiye, şair aslında hayatını yazmakta satırlara.
Bir şiir bir nesir ve bir hikâye derken binlercesi şerh düşülesi duyguların firarı yürekten.
Diktiği o fidan elbet şiirle eşleşen asla da yalan değilken beslediği sevgi ve umut.
Günler geçkin mevsime nazire eden.
Mevsimse ıslıklıyor rüzgârı aslında içine ters esen rüzgâra şemsiye açıyor şair derken şemsiye de parçalanıyor ve işte çıplak kalan ruhuyla şair, asla da ödün vermeden değerlerinden ve sevgiden baş başa kaldığı kadar kâinatla s/onsuzluğa açtığı kanatları ile tarumar ediyor kötülüğü ve nefreti ve kini.
Sevgiden nasiplenen birileri olmalı illa ki.
Yoksa boş yere mi yazmakta ve sevmekte şair?
Başa her geldiğinde sonlanmasını dilediği bir masalın da başkahramanı iken ve üstünü örten sözcüklerden kendine bir yorgan diktiği ve her nasılsa her yorgan gittiğinde kavganın da dinmediği.
Kavgası nefisle şairin.
Kavgası başıbozuk düzenle ve yalanla şairin.
Kavgası belki de bir yitim addedilen hayatın b/eşiğinde saklı hele ki şairin ruhu Araf’ta sıkışıp kalmışken.
Beyhude bir rüzgârsa eğer.
Şair ise berhudar olmasını dilerken insanların.
İnsan olmanın gereklerine bir bir uysa da kabul görmediği bir dünyada şair nasıl ne kadar diretebilir ki sevgiyi eşlik eden sadece meleklerin kanatlarına konan o çiy damlası gibi ve işte zalim ve iblis çiğ çiğ yemekte masum insanları.
Şairden öte insan.
Her şeyden öte canı yanan milyonlarca çocuk ve mazlum bunların yanında şairin bir başına kalmışlığı ne ki?
Rencide edilen varlığı ve yok sayılan.
Verilen hükümler ve yargısız infazlar.
Bir peçesinde saklı rüzgâr bazense uçuşan perçeminde aslında şair asla gizli saklı da değil sadece ses etmeden önüne bakarken yaşar ve yazarken.
Muteber olan hangi duyguysa şefkatle örülü ve merhametlilerin en merhametlisi yüce Rabbinde dilerken sadece.
Dikilesi bir ağız mı yoksa öfke kusanlardan yansıyan ve sevginin buz dağı gibi eridiği ve damla damla tükenirken sözcükler ve şair.
Ne bir itham ne bir isyan.
Sadece hayatın acı gerçekleri ile yeni yeni tanışan.
Korumacı kim varsa uzağa kaçan ve mabedi isyanlarla taşlarla yıkılan ve yağmalanan…
Elde tek kalansa duaların gücü ve kalemin rahmet gibi yağdırdığı hele ki; Allah Allah nidaları ile ömrünü ve çevresini kuşatanların nerede ise hepsi sırra kadem basmışken.
Adı sır olansa sevgi.
Sevgiyi büyütense iman gücü ve umut.
İnhisarında ömrün imtina ettiği kadar da itina ile sevmenin ve yazmanın tek gayesi iken huzurun çatısına sığınmak ve hayatına sahip çıkmak adına şairin elleri boş kalsa da sağdıcı kalem ve solundaki yarayı da saklayan iken kalbi ve yüce Rabbi…
YORUMLAR
Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. BACO
PARANIN GÜCÜ MÜ??
BİR DE YAPTIRIM GÜCÜ OLAN KİM İSE VE ARTIK KİMİN KİME GÜCÜ YETİYORSA.
PARA...
BENCE İNSANLARI KİRLETEN BİR UNSUR LAKİN
ELBET HELALİ İLE PARA KAZANMAK BİR İBADET ADETA AMA
PARAYA TAPANLAR VE NEFSİNE TAPAN KİM İSE.
UZAĞINDA OLMAK NE GÜZEL YETER Kİ TUZAĞINA DÜŞMEYİM İBLİSİN VE ZALİMİN
SEVİYORUM NEYİ Mİ??
MAZLUM OLMAYI SEVİYORUM
VE İŞTE RABBİMLE BULUŞTUĞUM
Zimmetli düşler durağı mealim bir sözcükse ikbalim, bu, aşk olmalı.
Hicreti günün övüncüm ve ikbalim ve isyanım.
Yaralı mealim.
Yamalı yürek mevsimlerden giz mevsimlerden güz.
Aşka ramak kala çeşmeler kurudu yalnızlığın manivelasında su çürüdü.
Ah, çürük düşlerim.
Hazansa kesat.
Hüzünse randıman aldığım.
Ben şehrin kundağında saklı bir yıldızım ve kundaklanmış yüreğim kurdeşen döken yaralı adalet yamalı sözcükler nasıl ki misilleme yapmakta yüreğime…
Hüzün bir redif.
Aşksa bir keşiş.
İlahi düşlerim İlahi Aşkın endamına serildim.
Kesif bir sessizlik.
İmha edemediğim zulüm ve zalim ve iblis ve tapınan müritleri yalnızlığı şehir kepçe ben şiir devindiğimiz kadar da erişiyoruz en tepeye.
Hazan.
Hazzı sevginin güme giden ömür.
Karlı tepeler oysaki hava nemli ve sıcak lakin güvendiğim dağlara kar yağdı zamanından önce.
Bir ruhum var.
Bir de tökezlediğim yolum.
Yokuşlar çıktığım ne ki? Ya da tepe taklak düştüğüm.
Ben şehirim.
Ben şiirim.
Alabildiğine şirin ama sıkılgan.
Manifestosu sözcüklerin ve belleğimde saklı kutular.
Alt bellek üst bellek.
Kalp gözü…
Daha ne sayayım?
Ve içtimada geçerken ömür geçkin şarkılar geçkin sözcükleri kundaklıyor ve geçkin kadınlar rüzgarı ve aşkı geçiştiriyor.
Oysaki insan hissettiği yaşta ve çitlembik ruhumdaki tavşanın adı bazen esaret bazen cesaret.
Hatmettiğim yüzlerce kitap dünde sarkan püskülü ve azığa aldığım kadar yalnızlığı ırak olduğum sevgili hezeyan yüklü gece ve alaşağı edilen her hece…
İstikrarla seviyor ve üzülüyorum.
Bir ihtimam ki bendeki sormayın gitsin.
Bir haşmetli ki gölgeler korkmadığım ve gölge etseler bile iblisin y-tuzağına düşmediğim…
Günden arda kalan birkaç damla yaş.
Yarın olmaya meylettiğim bazen bir delinin başıma attığı taş.
Huyum kurusun mademki ekmek uzatıyorum zalime de kötüye de ve yere atılan ekmeği alıp da yerden üç defa öpüp de başıma koyduğum ve sağanak başlıyor bense kupkuruyum yandığım kadar İlahi Aşkın ateşiyle bir kıvılcımdan doğuyor benim duygularım ve yazdıklarım ve ben kıblemde saklıyım ve haiz olduğum o dokunulmazlık sayesinde sekiyorum yolda bir yürekte ya da yağan rahmette işin aslında ben sadece bir su damlasıyım lakin iman gücümle ve sevgimle ummanlara denk düştüğüm…