- 220 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Yolculuk
Yaratıldığımız ilk günden ta varacağımız menzile kadar yolculuk yapmaktayız.
Ruhlar aleminden babamızın sırtına, oradan annemizin rahmine, oradan da dünya alemine gelişimiz; çocukluk, gençlik ve ihtiyarlık da birer yolculuktur.
Bazen de bir yerden bir başka yer yolculuk ederiz.
Bugün sizlere anlatacağım konuda evimizden başlayıp kutsal topraklara yaptığımız Umre yolculuğu ve gördüklerimdir.
Helal bir mal, akraba, komşular, dost ve ahbablardan helallik alınarak bu yolculuğa çakılmalıdır.
Diyanet görevlisi olarak 1996’da ilk hac görevlisi olarak gitmiş ve günümüze kadar 6 defa kutsal topraklara gitmeyi Allah bize nasip etmiştir.
Bu seneki Umre yolculuğunun diğer senelere göre biraz daha iyi olduğunu gördüm.
Son yıllarda uçağa binişlerde koltuk numarasına geçilmesiyle izdiham önlenmişti.
Gittiğimiz firma A sınıfı olduğu için Medine’deki otel Nebi camisi’ne yakın mesafede idi. Otobüs binme olayı ve sıkıntısı yoktu.
Her şirketin kendine ait otobüslerinin olması Mekke’de daha önce şahit olduğumuz binişlerindeki izdiham, kalp kırmalar, koltuk kapmalar, itiş ve izdiham hemen hemen sıfıra inilmişti.
Yine Medine’ye geldiğimizde umrecilerin ibadeti yapma konusundaki istekleri, salat ve selamı bol bol söylemeleri ayrı bir güzellik idi.
Peygamber aleyhisselatu vesselam’ın kabrinin selamlaması, ziyaret yerlerinin gezilmesi, Uhud şehitliği, cennetül baki dışarıdan görülmesi ve umrecilerin ruh halleri, ihlasları, duaları takdire şayan idi.
Özellikle uhud’daki ve oradaki seyyar satıcıların faydalanması için bir şeyler alması ise bir başka güzellikte idi.
Elbette Nebi camisi’ni anlatmak peygamber aleyhisselatu vesselam’ın kabrinin yanında geçip ona salat ve selam vermek Hz. Ebubekir’i, Hz. Ömer’i selamlamak dua etmek bambaşka güzellikti.
Bazen şahit olduğumuz bir yanlışlık var o da"hacca mı gelmişler umreye mi gelmişler ticarete mi gelmişler" sorusu.
Müslüman bir beldede Müslümanlarla alışveriş yapmak doğru ve helal olanıdır. Ticaret maksadıyla gelmiş olsa dahi Umre ve Hac için bir sıkıntı değildir.
Medine’den ayrılık ve peygamber aleyhisselatu vesselam’dan hatır isteme; Beytullah’a yani Allah’ın evine yolculuk hüzün ve sevincin bir arada olduğudur.
Nasıl ki memlekette ailemizi bırakıp üzüldük Medine’yi görünce Sevindik aynen öyle de Medine’de resulullah’ı bırakıp Mekke’de beytullah’ı görünce bir başka Sevinç insanın içini kaplar.
Kabe’nin genişletme çalışmaları hacıların daha bir güzel ibadet yapmalarına imkan sunmak için elzemdir.
Özellikle bir umrecim "hocam gözümü kapatacağım Kabe’nin karşısına vardığımda bana haber ver" demesi ve onun elini tutup Hacer esved hizasında Kabe’yi tam gördüğü anda gözünü aç demem o ve diğer Umrencilerin kabe’yi görmesiyle sevinçten ağlamaları, duaları ise tarif etme imkanı yoktur.
Medine’yi ve Mekke’yi anlatmak ile yaşamak çok farklıdır. Onun için sizlere tavsiyem gelmeniz, görmeniz ve bu güzellikleri yaşamanızdır.
Bu dinin ilk yıllarını, çileli yıllarını, acı dolu yıllarını, ana yurdunu terk etme yıllarını, Medine’de filizlenen İslam devletini manen ve hayalen o döneme gidip yaşamak ancak umreye gitmekle ve iyi bir rehberle mümkün olabilir.
Evet dünya fani biz de bir yolcuyuz bu yolculuğu neticesinde ya menzilimize varacak Allah’ın rızasını kazanacak cenneti firdevs’e gireceğiz.
Ya da dünyanın cazibesine kapılacak, elmasları bırakıp cam parçaları ile oyalanacak, şeytanın oyuncağı olup (Allah’ım bizleri koru) cehennemi boylayacağız.
Şafii mezhebinde imkanları el verenlerin ömründe bir defa umre yapmaları farzdır.
Allah bizlere nasip etti sizlere de nasip etsin inşallah.
Kabe’den değerli tüm dostlarıma selam ve dua ederim sizlerden de dua talep ederim Allah’a emanet olun.
Selam ve dua ile.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.