- 226 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YÜREK İNSANIN KIBLESİDİR
Kendinize bir yol haritası çizin.. Mesela unutulmuş bir anne-babanın kapısını çalın veyahut yüreği hep eksik kalmış çocukların yüzünde tebessüm olun. Az önce yaşadığım bir hadise gibi.. Biliyor musun biraz önce bir baba gördüm, evladı henüz 3-4 yaşlarında var ya da yok... Önlerinden bir baloncu geçti. Çocuk babasının paçasından var gücüyle asılarak: “ Baba balon al, balon “ diyerek çırpındı. Adam ceplerini yokladı: cebinde sadece üç lira bir ekmek parası.. Yutkundu, gözleri yaşardı.. En zor cümledir bir ane baba için evladına yok diyebilmek. Kaldı ki, çocuk bunu anlayabilecek yaşta da değildi. Bozuk paralara bakarken farkettim: babanın elleri soğuktan tepsermişti.. Belliydi: kışı bile zar zor geçirmişlerdi, Isparta sokaklarında... Ah ah ! bizim buranın ayazını bilmeyen yoktur galiba... Komşu iller askere gelen er kardeşler... Hele ki yıl bir de 2022, yani bu yıl ise.. Televizyonlara bile konu olmuştur, Isparta’nın karı kışı... Bir Hadîs-i şerîfte buyruluyor: “Müʼminler birbirini sevmekte, birbirine acımakta, birbirini korumakta bir vücut gibidir. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvları da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa dûçâr olur.” Buyuruyor Allah Rasûlü... Ben ki aciz bir kulum nasıl sessiz kalabilirdim ki babanın çaresizliğine ve çocuğun boynunu büküşüne.. Seslendim, baba duymadı. Allahü Teala duyurmadı belki de... Rabb’im o an daha da mahcup düşmesini istemedi belki de.. Bir şeyler yapmalıydım. Biran az önce geçen baloncunun yanına koşup, balon aldım. Baba öylesine dalgın ve hüzünlü adımlarla yürüyordu ki kaldırımdaki taşlar bile ayağına takılır gibi ona ağırlık yaratıyordu sanki . Arkalarından sessizce yürüdüm ve çocuğun eline tutuşturdum balonu. Çocuğun sevincini görmeniz gerek, o an .. Baban unutmuş dedim,abi döndü teşekkür eder gibi çenesini aşağıya eğdi. Küçük bir balon çocuğun yüzünde kocaman bir tebessüm olmuştu. Baba bir an “ İsyandayım “dedi. Aklıma Mevlana’nın sözü geldi: _” İsyanlardayım” dedi. – Hayır imtihanlardaydı .” –“Fark etseydi kurtulacaktı. ” Aslında sadece o değil, bizler de imtihandaydık.. Fecr suresinde buna bir örnek vardı. Bu sure inen 10. Sure. Vahyin hemen başlarında Allah insanlara mal, mülk sevgisinin insanı en kötü sona götüreceğini bildirmişti. Fecr Kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım (Nahl 98) 17. Hayır hayır! Aksine siz yetime ikram etmiyorsunuz. 18. Yoksulu doyurmak için birbirinizi teşvik etmiyorsunuz. 19. Mirası hırsla harcıyorsunuz! 20. Ve malı da öyle sınırsız bir sevgiyle seviyorsunuz ki!.. 21. Hayır hayır/bu böyle gitmeyecek! Yeryüzü çarpıla çarpıla parçalandığı 22. Ve Rabbin(in emri) gelip de melekler saf saf dizildiği zaman; 23. O gün cehennem de getirilmiştir. İşte insan o gün hatırlar. Ama artık hatırlamanın ona ne faydası var? 24. Der ki: “Yazık, ne olurdu bu hayatım için, önceden bir şeyler takdim etseydim/gönderseydim.” 25 . İşte o gün,hiç kimse O’nun azabı gibi azap edemez. 26. Hiç kimse O’nun vuracağı bağ gibi bir bağ vuramaz! 27. Ey huzura ermiş/huzur bulmuş kişi! 28. Razı etmiş olarak, razı edilmiş olarak Rabbinin huzuruna dön. 29. Artık kullarımın arasına gir! 30. Cennetime gir! Peygamber efendimiz (SAV) de şöyle buyuruyordu” “Müʼminler birbirini sevmekte, birbirine acımakta, birbirini korumakta bir vücut gibidir. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvları da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa dûçâr olur.” “ Farzlardan sonra amellerin Allah’a en sevimlisi Müslümanların kalplerini sevindirmesidir.” Gelin bu mübarek aylarda dudaklarda misafir olun, dillerde dua yüzlerde tebessüm olun. Küçük bir sadaka ahiretinizin en güzel imzası bile olabilir. Yürek insanın kıblesidir. Amelleriniz hep, güzelliklerle kılınsın..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.